Seyfettin Gürsel

Seyfettin Gürsel
Seyfettin Gürsel
T24 Tüm Yazıları
IMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri
3.12.2025
183

IMF her yıl kurucu anlaşması­nın 4. Maddesine istinaden üye ülkelere ekonomik durumu ince­leyip tavsiyelerde bulunacak bir heyet gönderir. Daha sonra da he­yet bir rapor yayınlar. Türkiye’de halen yaşandığı gibi ekonomik so­runların baş gösterdiği, makroe­konomik dengelerin bozulduğu ül­keler için IMF değerlendirmeleri önemlidir çünkü lafını pek sakın­madığı gibi yerli ekonomistlerden daha üstün bir otoriteye sahiptir. Bu yılın raporu geçen hafta yayın­landı. Okuyunca sizlerle paylaş­maya değer buldum.

IMF önce başarılı gördüğü ge­lişmeleri övmekle başlıyor. Kade­meli dezenflasyonun sağlam (so­lid) büyüme ile birlikte gerçekleş­mesini, riskler hâlâ yüksek olsa da, azalmalarını başarılı buluyor. Bu başarıyı da ekonomi yönetiminin enflasyonu düşürmekteki karar­lılığı bağlamında TCMB’nin başta politika faizi olmak üzere çeşitli araçlarla reel faizi yüksek tutma­sına ve bu yıl bütçe açığının dü­şürülmesine (IMF tanımıyla yüz­de 5’ten 3,6’ya) bağlıyor. Doğru­su ben bu ölçüde övücü olmazdım ama değerlendirmeye genelde ka­tılıyorum. Biraz diplomasi kokan bu övgü faslından sonra IMF kendi deyimiyle “Türkiye’yi daha düşük risk ve daha yüksek büyüme pati­kasına” sokmak için hangi politi­kaları izlemesi gerektiğini peş pe­şe sıralıyor. Raporda tam 5 politi­ka alanında tavsiyeler var. Maliye, para ve döviz kuru, gelir, finans ve yapısal reform­lar. Finansal istikrar için IMF yapılanlardan mem­nun: Bu alanda dikkate değer bir tavsiyesi yok. Diğer 4 alana yönelik po­litika tavsiyelerini sıra­sıyla ele alalım.

IMF ne tavsiye ediyor?

Maliye politikası: IMF bu yıl başlayan bütçe açığının geldi­ği seviyeyi (yüzde 3,6) başta enflas­yon olmak üzere makroekonomik dengesizlikler için yeterli bulmuyor ve açığın 2026’ta yüzde 1’e 2027’de yüzde 0,6’ya inmesi gerektiğini be­lirtiyor. Tasarruftan hiç haz etme­yen kamu kesimine sahip bir ülkede bu kadar sert bir bütçe disiplini na­sıl olacak? IMF önce mealen “me­rak etmeyin, düşen faizler devletin borçlanma maliyetini de düşüre­cek” diyor. Bu sayede bütçe açığının sırasıyla yüzde 26, ve 1,8’e ineceğini hesaplamış. Ama hâlâ hedeflerden uzak kalınacağından vergi tabanını genişletme ve vergi sistemini basit­leştirme ile daha çok vergi toplana­cağını söylüyor. Bunları biliyoruz. Vergi oranları artışı talep etmiyor. IMF de vergi oranlarında bıçağın kemiğe dayandığını görmüş olma­lı. Ama esas can sıkıcı tavsiye kamu harcamalarının kısılması: Örnek olarak da en başta enerji sübvansi­yonlarının ve esas olmayan serma­ye harcamalarının kesilmesini is­tiyor. Acaba İstanbul kanalını kast ediyor olabilir mi? Enerji sübvansi­yonları kesilince evlerini zaten doğ­ru dürüst ısıtamayan yoksullar çok zor durumda kalacağından bu kesi­me destek çıkabilirsiniz diye de ek­lemiş. Teşekkürler IMF!

Para ve kur politikası: IMF TC­MB’nin çok sayıda araç kullanması­nı ve iletişimini biraz kafa karıştı­rıcı buluyor ama esas eleştirisi faiz politikasına. Yavaşlayan dezenflas­yonun daha yüksek reel faiz seviye­leri gerektirdiğini belirtiyor ve poli­tika faizinin 2025’in ortalarındaki düzeyine çıkartılmasını ve bundan böyle enflasyon TCMB hedefleri ile uyumla hale gelinceye kadar fa­iz indirimlerine son verilmesini sa­vunuyor. Bu arada merkez banka­sı politika bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunu da hatırlatmayı ihmal etmiyor. Kur politikasına ge­lince TCMB’nin piyasa müdahale­lerinin kurda oynaklığa son verme­sinden hoşnut. Ancak güçlü TL’nin uzun süre devam etmesinin aşırı değerlenme ve ani uyarlanma riski­ni (ani değer kaybı) artırdığı kanaa­tinde. Başarılı bir para politikasıyla beklentiler de hedeflere yaklaşaca­ğından kurun piyasa bırakılmasının göze alınabileceği görüşünde.

Gelir politikası: Siyaseten en can sıkıcı tavsiye bu alanda: IMF açık açık diyor ki ücretleri kamu­dan başlayarak geçmiş enflasyona endekslemeniz dezenflasyona en­gel oluyor. Yapmanız gereken ücret artışlarını öngörülen (forecasted) enflasyona göre yapmaktır. Zımnen öngörülen enflasyonun tutturulaca­ğını varsayıyor olmalı. Keza İdari fi­yatlara da aynı yöntemle zam yapıl­masını ayrıca bekleyip büyük zam­lar yerine azar azar zam yapılmasını tavsiye ediyor.

Yapısal reformlar: IMF bu alan­da verimlilikte artış ekonominin işleyişini etkinleştirecek sağlaya­cak reformlara odaklanmış durum­da. Yerim azaldı özetliyorum: Genel ama özellikle yüksek eğitimin piya­sa ihtiyaçlarına göre yeniden yapı­landırılması gerektiği kanaatinde. Tamamen katılıyorum. Devamında, mülkiyet haklarının ve anlaşmala­ra sadakatin daha güçlü şekilde ko­runmasını, rüşvete son verilmesi için çaba sarf edilmesini ve adil yar­gı tavsiye ediyor. Bu önerilere her­halde hepimiz katılıyoruz.

Son söz: IMF’nin önerdiği bu po­litikaların pek çoğunun ya da siya­seten en sakıncalı olanlarının be­nimsenip uygulanacağını hiç san­mıyorum. Bu durumda hayati soru şu oluyor: Eğer IMF teşhis ve tavsi­yelerinde haklı ise ve bu politikalar izlenmez ise enflasyon ne olacak?

 
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar