Seyfettin Gürsel

Seyfettin Gürsel
Seyfettin Gürsel
T24 Tüm Yazıları
Vahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma
3.11.2025
61

TÜİK Eylül işgücü göstergelerini geçen Cuma günü açıkladı. İstihdam sayıların­da aydan aya aşırı oynaklık nedeniyle mev­sim etkilerinden arındırılmış da olsa aylık işgücü göstergelerini güvenilir bulmadığım için bu verileri yorumlamıyorum.

Buna ka­rışlık yıllık değişimi yorumlamakta önemli bir sakınca yok ama bu da işsizlikte güncel gelişmeyi yakalamakta zayıf kalan bir yakla­şım. Yine de yıllık değişim ilginç yapısal de­ğişimler hakkında iyi bir fikir verebildiğin­den bu türden dikkat çekici değişiklikler ol­duğunda kullanılabilir bir yaklaşım.

Neyse lafı daha fazla uzatmayalım. Me­raktan “Temel işgücü göstergelerine” bir göz attığımda bir olgu dikkatimi çekti. İşsiz­lik oranı 2024 ve 2025 Eylül aylarında yüzde 8,6 idi. İşsizlik oranını oluşturan istihdam ve işsiz sayısı (İşsizlik oranı=İşsiz sayısı/ istihdam + işsiz sayısı) bir yıl içinde donup kalmayacağından bu türden bir eşitlik an­cak istihdam ve işsiz sayısında matemati­ğe uyan değişimler olduğunda mümkündür. Rakamlara yakından bakınca böyle olduğu­nu gördüm. Ama esas üzerinde durulması gereken konunun bu değişimlerin vahim bir gelişmeyi açığa çıkardığını fark etmem oldu: Büyük bir ekonomik kriz ya da COVID-19 türünden bir şok yaşanmadığı halde Türki­ye işgücü piyasası son bir yılda daralma yö­nünde hareket etmiş.

İşgücü piyasasında daralma

Yer kaplamaması için tablo yapmadım. İşin içinde erkek ve kadınlara ilişkin rakam­lar da olduğundan fazla büyük bir tablo ola­caktı. Rakamlardan olabildiğince tasarruf ederek ve rakamları yuvarlayarak bu daral­mayı adım adım takip edelim. Eylül 2024’te toplam istihdam 33 milyondu. Eylül 2025’de istihdamda 370 bin kayıp olduğu görüldü. Normalde istihdam azaldığında işsiz sayı­sında istihdam kaybı civarında artış olur. Oysa son bir yılda istihdam önemli miktarda azalırken işsiz sayısı 10 bin azalmış. Dolayı­sıyla işgücünde de (istihdam + işsizler) 380 bin kadar kayıp var. Zaten düşük bir katı­lım oranına sahip olan ve artması için adeta dua edilen işgücüne katılım oranı da yüzde 54,8’den 53,8’e gerilemiş durumda. Her yaş­tan vatandaşın daha fazla katılımıyla geniş­lemesi beklenen işgücü piyasamız daralmış.

Kadın ve erkeklerde farklı gelişmeler

Bundan sonraki adım elbette bu daral­manın sorumlusunun kim olduğunu araş­tırmak? Kadınlar mı, erkekler mi? Olağan şüpheli kadınlar olduğundan onlarla devam edelim. Eylül 2024’te istihdamdaki kadın sayısı 10 milyon 852 bindi. Bir yıl sonra 236 bin kayıpla 10 milyon 616 bine geriledi. İş­siz sayısı ise 182 bin azaldı. İşgücüne katılım oranı da yüzde 37,4’ten 35,9’e indi. Bu muaz­zam bir kayıp, Bu arada kadın işsizlik oranı yüzde 13,1’den yüzde 12’ye düşmüş durum­da. Kadın istihdam kayıplarının yanı sıra ka­dın işsizler işgücü piyasasını büyük miktar­da terk etmeyi başlarsa bu tür paradokslar yaşanır. “İşsizlik oranı azalmış, ne güzel” di­ye sevinmeden önce neden azaldığına bak­mak gerekiyor.

Bu kadınların gideceği iki statü var: Ev ka­dınlığı ya da potansiyel işgücü. Potansiyel işgücü çalışmayı arzulayan ama iş bulama­yacağını düşündüğünden ya da ailesel ne­denlerle iş aramayanlardan oluşuyor. İşgücü piyasasını terk eden kadınların önemli bir kısmının potansiyel işgücüne geçtiği anlaşı­lıyor. Nitekim TÜİK’in “İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı” adı altında he­sapladığı genişletilmiş işsizlik oranı kadın­larda bir yıl içinde yüzde 26’dan yüzde 29,3’e sıçramış durumda.

Erkeklere gelince. Beklenmedik bir şekil­de işgücü piyasasını terk olayı erkeklerde gözlemlenmiyor. Ama giriş ve çıkışların ara­sındaki fark azalmış durumda. Eylül 2024’te 22 milyon 215 bin olan erkek istihdamı bu Eylülde 2 milyon 81 bine gerilemiş durum­da. 134 binlik azalma var. Kadınlardan daha az. Ama esas fark işsiz sayısında. Kadınla­rın aksine erkek işsiz sayısı 173 bin artışla 1 milyon 463 binden bir milyon 636 bine yük­selmiş. İşsizlik oranı da yüzde 6,2’den 6,9’a. Dolayısıyla erkek işgücünde artış 39 bin ile sınırlı. Bu elbette çok düşük bir artış.

Krizler ve şoklar hariç böyle bir tablo ile ilk defa karşılaşıyorum. Normal zamanlar­da böyle olmaz. Belki de normal zamanlar­da yaşamıyor olabiliriz. Daralmanın geçici olup olmadığını takip edeceğim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar