Taha Akyol
Enflasyonda “gecikmeli” bir iniş var; nitekim Merkez Bankası enflasyon hedefini sürekli birkaç puan yukarı doğru revize ediyor. Daha önemlisi, reel ekonomiden gelen kötü sinyallerin artmasıdır.
Bu kötü sinyaller “sıkı para politikası”nın olağan acıları değil… Uygulanmakta olan programın piyasalarda güvenli bir gelecek beklentisi yaratamamış olmasından kaynaklanan ciddi endişelerdir. Tarımcı ve sanayicilerin “alarm” sesleri artık ‘ahval-i âdiye’den oldu.
Turgut Özal ve Kemal Derviş de “acı ilaç” uygulamışlardı fakat öyle sağlam bir program ortaya koymuşlardı ki hem piyasalar güvenmiş hem ülkeye kaynak girişi başlamıştı.
Mehmet Şimşek de “sıkı para” uyguladı ama Özal ve Derviş gibi yapısal reformları içeren bir program yapma yetkisi yoktu; kurumlara da dokunamadı. Bu yüzden hem “acı ilaç” fazla uzadı…
KOPAN LİNKLER
Bunlar benim iddialarım değil, herkesin güvendiği iktisatçıların ortaya koyduğu, rakamların da doğruladığı tespitlerdir. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Cevdet Akçay, böyle bir iktisatçıdır. Programa başlangıçta duyulan güvenin önemli unsurların biri Akçay’dı. Şöyle demişti:
“Sistemde, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti mevduat faizi linki kopmuş. Politika faizi enflasyon linki kopmuş. Faiz kur linki kopmuş durumda. Biz yedi aydır kopan linkleri tekrar ihdas ediyoruz. Bu bağlar tekrar ihdas edilecek" (8 Şubat 2024)
Ekonomi “faiz sebeptir” politikasıyla ne hale gelmiş, “linkler” nasıl kopmuş görüyorsunuz.
Yapısal ve kurumsal reformlar yapılmadığı için, bunca fedakârlıklara, bunda acı ilaca rağmen enflasyonun aşağı inmesi yavaş gidiyor.
Prof. Akçay iki gün önceki açıklamasında enflasyonun inmesi konusunda “geciktiği çok aşikâr” diye konuştu. O yüzden enflasyon hedeflerini yukarı yönlü revize etmek zorunda kalıyorlar. 2025 hedefi %25 - %29 bandındaydı, son olarak %31 - %33 bandına revize etti.
Böyle olunca piyasaların programa güveni sarsılıyor.
KAPSAMLI PROGRAM YOK
Niye böyle oluyor? Cevabı yine Akçay’ın sözlerinde. Akçay “sıkı para politikası”nın gereğince uygulanamadığını belirtti. Fiyatlama konusunda, yeniden değerlendirme oranı yerine enflasyon oranını esas alınmasıyla ilgili soruya şu cevabı verdi:
“Konu bizim dışımızda aslında. Belirleyecek olan biz değiliz. Dolayısıyla nasıl belirlenir bilmiyorum.”
Bu sözler Merkez Bankası’nın para politikasıyla, hükümetin fiyatlama politikası arasında bir koordinasyon olmadığını ifade ediyor.
Özal ve Derviş reformlarında böyle bir koordinasyonsuzluk düşünülemezdi. Para politikası da maliye politikası da onların hazırladığı kapsamlı programın disiplini altında uygulanmıştı.
Özal ve Derviş reformlarının kaptanıydılar, Demirel Özal’a, Ecevit Derviş’e bu yetkileri vermişti. Şimdi ise Şimşek’in ve Merkez Bankası’nın yetkileri, “ekonomi politikası”nı tümüyle kapsamıyor; “konu bizim dışımızda.”
Nitekim enflasyondaki iniş çok yavaş, vatandaşı da tarım ve sanayide üretici ve yatırımcıyı da çok bunaltıyor. TÜSİAD da MÜSİAD da yalnız para politikasıyla olmaz diyorlar…
KAPSAMLI PROGRAM?
Kapsamlı ve koordineli bir reform programı yerine sadece kur-faiz politikasıyla enflasyonu aşağıya çekmeye çalışınca, umulan sonuçlar “geciktiği” gibi beklenen yatırım da gelmiyor.
Prof. Selva Demiralp, Merkez Bankacılığı ve para politikaları uzmanıdır. Son yazısında, enflasyondaki inişin yavaşlaması ve Merkez Bankası’nın hedef rakamını yukarı revize etmesinin “kredibilite sorunu” oluşturduğunu belirterek şöyle diyor:
“Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporu’nda özellikle vurgulanan gıda enflasyonu, ancak tarım ve hayvancılıkta yapılacak yapısal reformlarla kalıcı biçimde düşürülebilir. Kira kaynaklı enflasyon da benzer şekilde, konut arzını artıracak ve piyasayı dengede tutacak düzenlemeler gerektirir. Buna ek olarak, vergi politikası, gelir dağılımı, üretim verimliliği ve hukuki çerçevede atılacak adımlar olmadan para politikasının tek başına ‘ekonomik metabolizmayı hızlandırması’ mümkün değildir.”
Bütün mesele bu…
Ben bir hukukçu olarak elbette Selva Hoca’nın bu satırlarındaki “hukuki çerçevede atılacak adımlar” ifadesinin altını çiziyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025