Ural ATEŞER

DOMUZ...
25.11.2014
2020

 "... Cumartesi günü öğleden sonra yayınlanan yemek programında İspanya'nın 'en ünlü sucuğu' diye tanıtılan sucuğun yapımında domuz etinin kullanılması ve bu konuda hassasiyeti olan bir ülkede çok rahatça anlatılması büyük tepkiyle karşılandı. Yayın sonrası kanala şikayet telefonları yağdı. ..." (http://www.gazetevatan.com/ntv-den-domuz-sucugu-tarifi--700373-gundem/)

Alla allaaa yaaaa... Domuz eti yemiyorsan ilgilenme... "Büyük tepkiyle" karşılanmış, kanala şikayet telefonları yağmış... Eminim bu tepki gösterenler, şikayet telefonlarına sarılanların çoğu, 80 sene "ötekileştirilen" vatandaşlardır... Aman yarabbim ne kadar kötü bir şey... TV'de domuzdan söz ediliyor... Yemiyorsan, ilgilenme... Bu memlekette domuz eti yiyen, bulsa yiyecek olan yığınla insan var... Üstelik bir özel televizyon kanalı söz konusu olan... Benim yurt dışından gelirken getirdiğim domuz eti ürünlerini yemeyene rastlamadım henüz... Birilerinin, hatta çoğunluğun yememesi beni ne üzer, ne de garip karşılarım... Ama bu insanların "devlet ideolojisi"nden şikayet edip, kendilerini özgürleştirme çabası içindeyken, başkalarının ötekileştirilmesine çanak tutmasını anlamak mümkün değil... Neymiş efendim, "Müslüman mahallesinde domuz eti satılmazmış"... Hadi ordan... Bırakın onu satan düşünsün... Sen satın almazsın olur biter... Satan da müşteri bulamazsa zaten yanlış yatırım yapmıştır, onun meselesidir... Sana ne...

Bu sabah Attila Yayla hocanın "devlet ideolojisi" konusundaki yazısını okuyunca şöyle yazmıştım: "Atilla Yayla'ya katılmamak mümkün değil...  Devletin resmi ideolojisi, eğer ideoloji demek gerekirse, demokratik anayasasıdır... 'Demokratik anayasa' ise çoğunluğun, ya da azınlıkların 'ortak değer' saydığı inanç, kültür ve sosyal değerler bütününün ifadesi değil; devletin bireylerin ve toplulukların inanç/inançsızlık, kültür ve sosyal tercihleri karşısında eşit mesafede olmasını prensip edinen ilkeleri ifade eden bir temel kanundur... Bu ilkelerin bütünü dünyasal kabul gören demokratik ilkelerde kaynağını bulur..."

Şimdi gel de bir özel TV'deki domuz konusuna bile celallenen toplumda, "demokrasi, ileri demokrasi, demokratik toplum ..." konularında ilerleme yap... Yapılır, yapılacak elbette... Bu örnekler umutsuzluk yaratmasın... Ama sözüm "yaparsın demokratik anayasayı, çıkarırsın yasaları, hükümet istese bir kaç haftada yapar bu işleri, ama istemiyor ..." diye mızırdananlara... Eskiden "sallandıracaksın bunlardan bir-iki yüz tanesini bak nasıl hizaya gelirler ..." prensibiyle çok canlar yandı... Herşey güllük gülistanlık inançlarıyla fil dişli kulelerinde yaşayanlar, sistemleri tepetaklak olunca uyandılar, ama hala akıllanamadılar... Toplumun hassasiyetlerini gözetmeden "devrim" adıyla yapılan şeylerin 20.Yüzyılda nasıl iflas ettiğini hem Türkiye özelinde, hem de dünyada yeterince gördük... Çok güzel örnekler yaşıyoruz bu konuda... Daha dün "çocuk katili" denen, bir numaralı "düşman" sayılan Öcalan'la bugün devlet müzakere yürütüyor hayırlı bir iş için... Kaç sene sürdü toplumun bu konudaki hassasiyetlerinin yumuşaması safhası... Bu kadar da değil... Alevilerle girişilen diyaloglara bakalım...

Bu böyle diye "üzülüp, dertlenip" bu hassasiyetlerin kendiliğinden yumuşamasını mı beklemeliyiz... Hayır... Sürekli yaptığımız gibi, bu "hassasiyetleri" teşhir edeceğiz, yanlış olduğunu söyleyeceğiz... Demokratik muhalefetin böyle yapılmasının doğruluğunu ne kadar çok insan benimserse, demokrasiye uzayacak yolumuz o kadar kısalır... İşte o zaman görürüz, eski devlet ideolojisinin yerine kendi devlet ideolojisini koymak isteyeni de, istemeyeni de...

 

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar