Ural ATEŞER

SİVİL SİYASET...
9.02.2015
2032

 Alman Yeşiller Partisi'nin en sonunda doğru taraf tutması sevindiricidir... Kendi gözlemlerime göre de, Avrupa'da PKK'nin en büyük destekçisi olan bu siyasi hareketin Türk kökenli eş başkanı Cem Özdemir, hiç yanlış anlaşılmayacak biçimde noktayı koydu: 

"... PKK tek yanlı olarak kayıtsız şartsız ve süresiz silahları bırakıp, ebediyen toprağa gömmelidir. Bir daha da çıkarmamalıdır. ... Biz parti olarak HDP'nin şiddete karşı çok açık ve net tavır olmasını istiyoruz. ..." Bu tavır, öyle anlaşılıyor ki, Avrupa'da PKK destekçisi olan diğer siyasi hareketlere de bir sinyal olacaktır... En önemlisi de PKK vesayeti karşısında ezik ve yeteneksiz olan HDP'nin  rüşdünü ispatlayıp, emansipasyon sürecine girmesine ve nihayet kendi ayakları üzerinde duran ve sivil siyaset dışında hiç bir unsuru içinde barındırmayan bir parti olmasına (umarım) yol açar bu tavır... HDP eş başkanı Demirtaş'ın son günlerde Avrupa temaslarında da bu konuda uyarıldığı izlenimini edindim... Nitekim gezi programını iptal edip bugün Türkiye'ye dönmesi bekleniyor...

Etyen Mahçupyan, bugünkü yazısında "... HDP seçim kampanyası tercihiyle bu ilişkiyi bitirdi. O noktadan sonra HDP’nin çok milletvekili çıkarmasının anlamı da değişti. Normalde barışa hizmet etmesi gereken seçim başarısı, PKK’nın stratejisini hayata geçirmenin basit bir aracı haline geldi. Birçok gözlemci tam da 80 milletvekili çıkarmışken, barışa sahip çıkarak ahlaki üstünlüğü ele geçirip AKP’yi ‘dize getirebilecekken’, PKK’nın niçin böyle bir yola girdiğini sorguluyor. ..." derken ne kadar da haklı... Sakin düşününce aklın yolu birdir demek çok kolay...

Ama HDP'nin tepesinde bir tek PKK yok ki... "Türkiyelileşme" adına, hayatlarında hiç bir siyasi başarısı olmayan "sol" takımları gelişigüzel içine doldurması, Kürtlerin sivil siyasi hareketi olması yolundaki bir başka engeldir... Kendi "ham deFrim hayallerine" basamak yapmak istedikleri Kürt hareketini istedikleri gibi yönlendirebilecekleri parti görevlerine de seçilen bu deFrimciler, bir anda sokaklarda terör estiren başı külahlı eli silahlı çeteleri partinin içine soktular... Demirtaş'ın 6-7 Ekim olaylarında 52 insanın ölümü sonrası medya karşısında boncuk boncuk terler dökerek "kontrolumuzdan çıktı" dediği olayları çıkaranların sırf PKK'nin kontrolundaki gençler değil, aynı zamanda kucak açtıkları bu kırık dökük deFrimci gruplar olduğunu biliyordu... Ama bu deFrimcilerin partisinin önemli görevlerine gelmelerine engel olmadı, belki de olamadı...

Bütün bunları söyledikten sonra hep aynı soru çıkıyor karşıma... Bütün bunlardan sonra HDP gerçekten rüşdünü ispatlamış bir parti olabilir mi... Her zaman verdiğim cevaptan başka cevabım yok... Ben hala hayal kurabiliyorum... Ne güzel...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar