Ural ATEŞER

SEÇİM...
29.09.2015
1978

 Sene 1965... Ben 20 yaşında delikanlı Türkiye İşçi Partisi üyesiyim... Türkiye İşçi Partisi hemen tüm ilerici gençliği, tüm sol potansiyeli ve Kürt aydınlarını çevresine ve içine toplamış durumdaydı... 15 milletvekili ile Meclis'e girdi parti... 14 parti üyesi ve parti listesinden bağımsız aday olan Çetin Altan... Grup adına konuşma yapabilmek için partiye üye olmuştu sonradan...

Bu küçücük meclis grubunu oluşturan sosyalistler, o meclis döneminin olayı oldular parlamenter çalışmaları ve çatışmalarıyla... O günleri yaşamayanlar bilmezler... Mecliste her türlü engelleme adice yapılıyordu... Milletvekillerine linç saldırıları yapılıyordu meclis çatısı altında... Partinin yaptığı toplantıların hemen hepsi faşistlerin kanlı saldırılarıyla karşı karşıyaydı... Ama gün geçmezdi ki, sosyalistler, meclis toplantılarında, meclis komisyonlarında yaptıkları çalışmalarla, her türlü parlamenter çalışmalarda gazete başlıklarına, radyo haberlerine girmesin...

Bu sosyalist grubu meclise gönderen seçmen sayısı da, bugün milyonlarla konuşulan yükseklikte değildi... 300bin seçmenden daha az bir seçmen desteği vardı Türkiye İşçi Partisi'nin... Ama, buna rağmen, gösterdiler parlamenter çalışmanın etkinliğini ve önemini...

Bütün bunları neden yazdım... Geçersiz oy kullanacağım, çünkü Türkiye'nin "değişim dinamiği" olabilecek bir parti görmüyorum, dedikçe dostlarım ısrarla tartışmak istiyorlar...

Bir tarafta, her halükarda en büyük "parti" olarak meclise gelmesi muhtemel olan Parti rüşdünü ispatlamış ve her türlü vesayetten arınmış halde değilken, "tek adamın" buyruğuyla "parti" olmaya bile çalışmazken; öte tarafta 80 milletvekili ve 6milyonluk bir seçmen desteğiyle meclise gelen ve emirlerini "dağdan" alan. parlamenter çalışma adına hiç bir hedef gösteremeyen başka bir parti...

Seçim sonucunda neyi hedeflediklerini, ülkeyi yönetme konusunda hangi alternatifleri olduğunu, muhtemel bir koalisyon durumunda kiminle birlikte sorumluluğa talip olduklarını, milyonlarca seçmenin oyunu nasıl değerlendireceklerini, şimdiye kadar olduğu gibi "dağın" ve içlerine aldıkları marjinal grupların rüzgarıyla mı hareket edeceklerini ve en önemlisi siyasal hedeflerine meclis dışında mı yoksa meclis içinde mi ulaşmayı düşündüklerini açıklamayan bir siyasi "harekete" benim verecek oyum yok...

Kimse bana 60'lı yıllarla bugünün benzeşmediğini, baskılar olduğunu falan anlatmasın... 80 milletvekili ile barajları devirip meclise geleceksin ve bir tek parlamenter eylemin, programın ya da planın olmayacak... Başından sonuna saçma sapan her kafadan bir ses çıkaran bir topluluk görüntüsü sergileyeceksin... Partiyi kimin temsil ettiği bile açık değil... "Dağ" başka söyler, Sırrı bey başka söyler, eşbaşkanlar ayrı telden çalarlar... Parlamenter çalışma yapmayacaksanız neden oy istiyorsunuz... Seçimli sistemler uzlaşma ve karşılıklı geri adımlar gerektirir... Hep başkalarını suçlamakla işin içinden çıkamazsınız... Siz getirin planlarınızı ve isteğinizi, başkaları kaçsın... O zaman anlarım...

Ben hiç kimseyi seçmeyeceğim...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar