Ural ATEŞER
Deniz her yerde aynı deniz değildir… Denizle insan ve hayat birleşmelidir… Kadıköy sahilinde, Adalara’da, hele de Boğaz’da gece karşıdaki ışık denizinin denizin sularında yansımasını seyretmenin zevkine değer biçilmez… Bunun değerini, senelerce İstanbul’dan ayrı yaşamak zorunda olanlar bilirler…
Kuzey Denizi’nin gri siyah suları, gece olunca zifiri karanlığa bürünür… Simsiyah bir boşluktur göz alabildiğine… Orada deniz olduğunu suyun kenarına gelince ancak fark edersiniz… Benim Elbe Nehri’ni ya da Ren Nehri’ni Kuzey Denizi’nden daha çok sevmem ve oralarda kıyılarda hele de uzun gecelerde Boğazı düşünmem boşuna değildi… Hatta belli noktalara dalıp, “ne kadar da Beşiktaş’a benziyor” dediğim, ya da Adalar’dan Dragos’u seyredermişim gibi hisse kapılıp heyecenlandığım noktalar vardı oralarda… Bir de martılar… Nehir boylarında sabahları canhıraç haykıran, süratle uçuşan martılar… Seneler böyle uzadı da uzadı ve ben İstanbul’u neredeyse her yerde görür hale geldiğimde otuz kocaman sene geçmişti…
Gecelerde, İstanbul’da denizin sularıyla Işık denizinin birleşmesi, her sene daha da çirkinleşen şehir siluetini saklar ve insanı bir rüya âlemine götürür…
…
Antalya’da yaşamaya karar verdiğimde, bana cazip gelen, bir Akdeniz, bir de martıları görebilme umuduydu… Antalya’yı tanıdıkça, bunlara, Falezlerin muhteşem görüntüsü ve onların ayaklarında Akdeniz’in Turkuaz sularının Falezleri yalayışı, bir de şehrin neresinden bakarsanız insanı kucaklayacakmış gibi yükselen, Toroslar’ın heybetli silueti eklendi…
İlk hayal kırıklığını, Antalya’daki ilk gecemde, beni misafir eden eski bir yoldaşın evinden denize bakarken yaşadım… Akdeniz, gece, Kuzey Denizi gibiydi… Zifiri bir karanlık, göz alabildiğine… Tek ışık yok… İçim sızladı açıkça… Hele sabah uyandığımda martıların haykırışlarını özlemem, onların gece boyu şahit oldukları heyecanları, şehveti anlatan haykırışlarının yokluğunu fark etmem benim için büyük şaşkınlıktı… Martılar yoktu koca Akdeniz’in bu kıyısında…
…
Ben ilk defa İstanbul’da, martıların özellikle sabahın erken saatlerindeki haykırışlarını, gecenin muhteşem sevişmelerini dedikoducu insanlar gibi birbirlerine anlatmaları olarak algıladım…
“MARTILAR…
Çok geç oldu, ben gideyim
dedi adam...
Gitmesen olmaz mı
dedi kadın...
Adam gitmedi...
Martlar bile
Sabahın ilk ışıklarında
koro halinde
sevinçliydiler... (2010)”
“MARTI ÇIĞLIKLARI
Martılar,
sevgililer gibidir bir bakıma...
Ada'nın,
Boğaz'ın,
Kadıköy'ün
martıları...
Bir ömür boyu
vapurlara refakat ederler de,
hiç kimse kendini onların yerine koymaz...
Hiç
Merak ettiniz mi, sabahları neden çığlık çığlığadır
martılar...
Geceyi nasıl yaşamışlardır da
sabahı çığlık atarlar...
Martılar
ve
onların sabahın şafağını yırtan çığlıkları,
bizim kan ter içinde sevişmemizin melodisidir...
Uzaklarda,
martısız sabahlarda,
anlarsın,
anlarsın da
çaresi yoktur artık... (2012)”
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2020
27.01.2020
1.02.2020
29.12.2019
27.11.2019
12.10.2019
5.06.2019
3.06.2019
1.06.2019
24.04.2019