Vahap COŞKUN
MetroPoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin “Türkiye’nin Nabzı Eylül 2021” başlıklı araştırması, ana konu olarak “endişeli muhafazakârları” ele alıyor. Araştırma, birçok tartışma kapısını aynı anda açan seçmen kitlesiyle ilgili olarak hem iktidarın hem de muhalefetin dikkat etmesi gereken çok önemli bulguları içeriyor.
Endişeli muhafazakârlar konusu Ali Babacan’ın kısa bir süre önce yaptığı bir konuşmayla gündeme taşınmıştı. Dindar- muhafazakârların milli bayramlar vesile kılınarak sürekli bir imtihana tâbi tutulmasını reddettiklerini belirten Babacan, laikliğin çarpık bir yorumuyla vatandaşların hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılmasına izin vermeyeceklerini belirtmişti. Babacan’a göre, vadesi dolan mevcut iktidar gidecekti, bu kesindi. Sonrasında ise “rövanştan beslenen azgın bir azınlığa” geçit verilmeyecek, herkesin hakkını teminat altına alan bir anlayış hâkim kılınacaktı.
Babacan’ın, bugüne kadar AK Parti’ye oy veren ve AK Parti’nin kaybetmesi halinde geleceğinden kuşku duyan seçmeni teskin ve tatmin etmeye dönük olduğu açık olan bu sözleri, bazı muhalif kesimlerin yaylım ateşine tâbi tutuldu. Çok yönlü eleştiriler yapıldı. Aslında böylesine derin endişe duyan bir kitlenin olmadığı ve Babacan’ın seçmen dinamiklerini yanlış okuduğu, en çok dillendirilen eleştirilerin başında geliyordu.
Ak Parti ilk kez favori değil
Peki, bu eleştiri yerinde miydi? Gerçekten Babacan sosyal gelişmeyi ıska mı geçmişti? Yanlış bir fikre saplanarak boşa mı kürek çekiyordu? Muhafazakârların, olası bir iktidar değişiminde, kazanımlarına, hayat tarzlarına ve geleceklerine dair bir korkuları yok muydu? MetroPoll Araştırması, tarafların bu tartışmadaki konumlarını gözden geçirmelerini sağlayacak veriler barındırıyor.
Araştırma, kurulduğu günden bu yana ilk defa AK Parti’nin bir seçime favori olarak gitmediğini gösteriyor. Seçmenlerin % 54’ü, önümüzdeki seçimleri AK Parti’nin kaybedebileceğini düşünüyor. İktidar ortaklarından AK Partililerin % 25’i, MHP’lilerin de % 38’i, seçimleri kazanamayacakları kanısını taşıyor. AK Parti’nin yenilmez olduğu fikrinin sarsılması ve seçimi kaybedeceği algısının güçlenmesi, hâlihazırda bu partiden düşük seviyede seyreden kopuşları hızlandırabilir.
AK Parti’nin kaybetme olasılığını seçmenlerin % 42’si memnuniyetle, % 43’ü ise endişeyle karşılıyor. AK Partililerin % 86’sı, MHP’lilerin % 60’ı böyle bir gelişmeden kaygı duyuyor.
Kesintisiz ve uzun süreli bir iktidarı kaybetmenin, iktidar partilerinin seçmenlerinde bir korku ve rahatsızlık yaratması doğaldır. Zira alışık oldukları bir dönem sona ermekte, başlaması muhtemel yeni dönemin ne getireceği ise bilinmemektedir.
Kazanımları kaybetme korkusu
AK Parti sonrasında, muhafazakâr-dindar çevrelerin son yirmi yıl boyunca sahip oldukları kazanımların artık geri alınamayacağını belirtenler % 51’i buluyor. Lakin burada asıl önem taşıyan, iktidar cephesi seçmenlerinin algı ve düşünceleridir. AK Partililerin % 36’sı, MHP’lilerin % 28’i kazanımların kaybedileceği korkusunu taşıyor. Keza kararsızların % 21-25 arası bir kısmı da, aynı kanaatte.
Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da muhalefet seçmenlerinin bu konudaki tavrıdır. CHP’lilerin % 40’ı, İYİ Partililerin % 30’u ve HDP’lilerin % 45’i, muhafazakârların kazanımlarının geri alınacağını söylüyor. Bu yüksek oranlar, bir taraftan muhalif seçmenlerdeki iktidardan hesap sorma hırsının ve arzusunun büyüklüğüne, diğer taraftan da muhafazakâr seçmenlerdeki endişenin yersiz olmadığına işaret ediyor.
Bugün itibariyle, seçmenlerin % 48’i yaşam biçimlerinin tehdit altında olduğunu düşünüyor. Muhalefet partilerinin seçmenlerinde -tabii olarak- bu tehdit algısı daha fazla; CHP’de % 71, İYİ Parti’de % 56, HDP’de ise % 66. Muhtemel bir Millet İttifakı iktidarında ise, yaşam biçimlerine yönelik tehdit algısının oranı genel olarak düşüyor ve % 48’den % 38’e iniyor. Ancak bu kez, AK Parti ve MHP seçmenlerindeki korku büyüyor. AK Partililerin % 70’i, MHP’lilerin de % 50’si Millet İttifakı’nın yönettiği bir Türkiye’de yaşam tarzlarından ötürü ayrımcılığa uğrayacağını düşünüyor.
Seçmenlerin % 41’i bugünkü Cumhur İttifakı iktidarında laiklerin baskı altında olduğunu belirtirken, seçmenlerin % 33’ü de yarınki bir Millet İttifakı iktidarında dindarların baskıya maruz kalacağını ifade ediyor.
Güven eksikliği
Görünen o ki kimlik gruplarının birbirleriyle olan ilişkisi “güven” duygusu üzerine kurulmuyor; aksine birbirine şüphe ile bakıyorlar, diğerinin yönetimine dair derin kuşkular ve korkular taşıyorlar. Siyasetin icra edilme şekli ve yönetim pratikleri de bu kuşku ve korkuları besliyor. Bu durum, aynı zamanda Türkiye’nin ihtiyacını da gözler önüne seriyor: İktidarların değişmesine bağımlı olmayan ve herkesin hak ve hürriyetlerini güvence altına alan demokratik bir hukuk düzeni. Böyle bir düzen kurulmadıkça yaşam tarzı üzerinden yürütülen tartışmaları sonlandırmak mümkün olmayacak.
MetroPoll araştırması, ezcümle, AK Parti’nin seçimi kaybetmesi halinde muhafazakârların ve dindarların bu iktidar döneminde elde ettiklerini kaybedecekleri söyleminin, toplumda ciddi bir karşılık gördüğünü kayda geçiriyor. Genel olarak, iktidar bloku seçmenlerinin üçte birinde ve kararsızların ise dörtte birinde bir endişe ve korku halinin olduğunu gösteriyor.
Siyasi aktörler, bilhassa muhalefet, bunu görmezden gelemez. Bazı muhalif cenahların “Bıktık sizin mağduriyet söyleminizden” veya “Hayır, korkmanızın bir anlamı da yok gereği de” şeklindeki tepkileri siyaseten anlamlı değil. Siyaset böyle yapılmaz. Zira bu endişenin ve korkunun varlığı, rahatsızlık hisseden muhafazakâr seçmenin AK Parti ile yollarını ayırmasını ve başka bir yola girmesini engelliyor.
Eğer muhalefet, bazılarının tavsiye ettiği üzere, bunu görmezden gelirse kendi ayağına kurşun sıkmış olur. Eğer muhalefet önemsemez bir tavra bürünür veya devri sabık yaratacağı izlenimi veren bir söylem içine girerse, bu tavır ve söylem bir bumerang gibi dönüp kendisini vurur. Ezcümle, endişeli muhafazakârlarla alakalı izlenecek siyaset, seçimin kaderini tayin edecek derecede hayatidir.
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025