Yalçın AKDOĞAN
Bıçak kemiğe dayandı.
Türkiye müttefiki, dostu, stratejik ortağı olarak gördüğü ABD’nin, baş düşmanı olan PKK/PYD’ye arka çıkmasına karşı ‘dost musun, düşman mısın’ sorgulaması içine girdi.
Devletin zirvesi yaptıkları konuşmalarla ABD’yi safını ve amacını belli etmeye çağırıyor.
Cumhurbaşkanımız R. T. Erdoğan Pazartesi günkü konuşmasında ABD’ye seslenerek “kelime oyunlarından vazgeç, niyetini açıkça ifade et” çağrısı yaptı.
Erdoğan’ın dünkü grup konuşmasında sarf ettiği “müttefikimiz gibi gözüküp de bizi sırtımızdan vurmaya kalkanlar” ifadesi de çok manidardır.
Türkiye, PYD-ABD ilişkisini zaten sert bir şekilde eleştiriyordu. ABD’nin terör örgütü PYD’yi silahlandırmasının ardından sınır gücü olarak 30 bin kişilik bir ordu kuracağını açıklaması, Türkiye tarafından sınır boyunca bir terörist yapılanmaya gidilmesi olarak tanımlanıyor ve bu durum Türkiye’nin daha sert bir tepki göstermesine sebep oluyor.
Erdoğan, ‘müttefik dediğimiz bir ülke nasıl böyle bir adım atabilir’ sorgulamasıyla ABD’nin artık net bir tavır almasını istiyor.
Bu haklı bir beklentidir.
ABD, Suriye denkleminde pratik adımlar atarken ve bu adımlar Türkiye’nin ulusal güvenliğini doğrudan etkileyen sonuçlar doğururken, Türkiye’ye net ve dürüst bir açıklama yapmaması kabul edilemez. Müttefiklik net olmayı gerektirir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın beklentisi ABD yönetiminin ve doğrudan Trump’ın bu netliği sergilemesidir.
Erdoğan'ın, ısrarla siyasi iradenin sözlerinin kendilerince önemli olduğunu ve bunlara inanmak istediklerini söylemesi bu beklentiyi gösteriyor.
Hayal kırıklıklarıyla sarsılan Türkiye-ABD ilişkilerinin olumlu seyri açısından bu netlik ve dürüstlük şarttır.
ABD’nin Türkiye’ye tatminkâr bir izahat yapmaması, ne yaptığını bilmediğinden mi, ne yaptığını anlatmaktan çekindiğinden mi, işine gelmediğinden mi kaynaklanıyor bilmiyoruz.
ABD’nin Obama döneminden beri Suriye bağlamında net, kapsamlı ve uzun vadeli bir politika ve strateji ortaya koyamadığını görüyoruz.
Trump yönetimiyle birlikte Suriye’de atılan adımların ise Türkiye’yi rahatsız etmenin ötesinde ciddi bir kaygı ürettiği biliniyor.
ABD’nin Türkiye’nin hassasiyet ve kaygılarını ciddiye almaması, görmezden gelmesi veya‘umursamaması’ ilişkileri daha sıkıntılı bir hale sokacaktır.
Türkiye giderek ‘hasmane tutum’ algısına sahip oluyor. Türk halkının ‘ABD bizim düşmanımız mı ki, bunları yapıyor’ şeklinde sorular sormaya başlaması bu halet-i ruhiyeyi yansıtıyor.
Başbakanımız B. Yıldırım da Pazartesi günü yaptığı bir konuşmada “bölgede emperyalist emelleri olan ülkelerin Türkiye’nin istikrarı ve büyümesini geciktirmek için terör örgütlerine aleni destek verdiklerinden” yakındı.
Yıldırım’ın ‘terör örgütünün arkasından nişan alarak Türkiye’ye düşmanlık etmek’ diye tanımladığı bu durum daha başka nasıl izah edilebilir?
Yıldırım haklı olarak “NATO içindeki bir üye, Türkiye'nin sınırlarını koruyacağı yerde, bunun için tedbir alacağı yerde, öbür tarafta terör örgütüyle bir oluyor” ifadesiyle tepki gösteriyor?
Gerçekten de bunun adı ne dostluktur, ne müttefikliktir, ne stratejik ortaklıktır...
Dışişleri Bakanımız M. Çavuşoğlu da benzer şekilde ABD’nin tarafını belli etmesigerektiğini söylüyor, “müttefikini mi, terör örgütünü mü tercih ediyorsun” diye soruyor. Hatta “sözünü tutmayan bir ülke ne kadar güvenilir ve itibarlı olur” diyerek yaşanan güven bunalımına işaret ediyor.
Türkiye, ABD’nin PYD üzerinden kurguladığı oyunu kendisi açısından hasmane bir tutumolarak kodlamış durumda.
Üst düzey çağrılarla yapılmak istenen ABD’nin konumunu netleştirmesi ve düşmanca algılanan bu tavırlardan uzaklaşmasıdır.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019