Yaşar YAKIŞ
Türk askerlerinden oluşan bir ekip İdlib'in Seraqib ilçesinde, yeni gözlem noktaları kurmak için çalışırken, sekiz Türk askeri Suriye ordusu tarafından öldürüldü.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk önce, olaya öfkeyle tepki gösterdi ve geçen hafta şunları söyledi: “Rusya bize terörle mücadele ettiğini söylüyor. Teröristler kim? Kendi topraklarını savunmak için savaşan insanlar mı? Ne yazık ki Rusya ne Astana ne de Soçi anlaşmalarına uymadı.”
Erdoğan’ın bu sözleri, Suriye rejimini devirmeyi bekleyen Türkiye destekli silahlı muhalifleri ‘terörist’ değil, "kendi topraklarını savunan insanlar" olarak kabul ettiği anlamına geliyordu.
Belki de Türkiye'nin bu insanları ‘kendi topraklarının savunucusu olarak kabul etme’ politikasının, gerçekçi bir tespit olup olmadığını yeniden değerlendirmesinin zamanı gelmiştir. Yoksa Türkiye bu grupları yeni maceralara mı itiyor?
Erdoğan daha sonra ifadesinin tonunu değiştirdi. Ukrayna'dan dönerken yaptığı yorumda, bu aşamada Türkiye'nin birçok ortak stratejik girişiminin olduğu Rusya ile çatışmaya gerek olmadığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bunlardan biri nükleer enerji. Rusya'da 300'den fazla Türk mühendis eğitim alıyor. İkincisi, TurkStream Projemiz var. Avrupa'ya kadar devam edecek. Üçüncüsü, Rusya'dan büyük miktarda gaz alıyoruz. Bu aynı zamanda stratejik bir yatırımdır. Sonunda turizm çok iyi gidiyor. Rusya, Türkiye'ye turist gönderen ülkeler arasında bir numara. Bunların hepsini görmezden gelemeyiz. Oturup tüm bu konuları konuşacağız, ama öfkeyle değil. Bunu serin bir atmosferde yapacağız.”
Ancak Seraqib'de yaşananların Türkiye versiyonu, Rus versiyonundan oldukça farklı. Moskova, Türkiye'nin iddialarının aksine, Rusya Savunma Bakanlığı'nın askeri hareketlilik konusunda bilgilendirilmediğini söylüyor. Moskova’ya göre Suriye güçleri El Kaide ile bağlantılı militanları vurmaya çalışıyordu ve Türk güçleri bu bölgede oldukları için vuruldu. Rusya’nın bir başka iddiası da, Ankara'nın İdlib'deki militanları sivillerden ayırmaya ilişkin verdiği sözleri yerine getirmediği yönünde.
Rusya'nın kastettiği ve Ankara’nın verdiğini söylediği söz, Türkiye'nin İdlib'deki ılımlı muhalefeti silah bırakmaya ikna etme taahhüdüydü. Türkiye, bu konuda çaba harcadı ama başarılı olamadı. Zaten Ankara, bir kısmı El Kaide ve El Nusra saflarında savaşan özel savaşçıları silahsızlandırmaya çalışarak çok iddialı bir görev üstlenmişti.
Gelişmelerle ilgili İran da bir açıklama yaptı ve Suriye ordusunun ülkesinin toprak bütünlüğünü korumak için askeri operasyon yapma hakkına sahip olduğunu söyleyerek Suriye lehine destekleyici bir tutum benimsedi.
İdlib'deki durumu yakından takip eden gözlemciler, geçen hafta ve bu hafta Seraqib'de yaşananların Beşar El Esad'ın söylediklerine çok uygun olduğunu, yani rejim güçlerinin Suriye topraklarını geri alana kadar çatışmaların sona ermeyeceğini kabul ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Suriye hükümetinin devam eden harekâtını kınayarak, saldırıları "haksız" olarak nitelendirdi. Pompeo yaptığı açıklamada, "Acil ateşkes ve insani yardım örgütlerinin etkilenen bölgelere tam erişimi çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Türkiye, İdlib'de yaptığı işlerde onu destekleyen en az bir ülke olduğunu görmekten mutluluk duyuyor olmalı. Ancak İdlib bataklığında sadece ABD desteğine dayanıyorsa daha da derine batabilir.
Yaşananların temel nedeni, bir yanda Türkiye'nin, diğer yanda Rusya, Suriye ve İran'ın farklı terör tanımlarıyla bağlantılı gibi görünüyor. Rusya, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararında yer alan tanımı kabul ediyor. Suriye bir adım daha ileri gidiyor ve tanımına silah tutan herkesi de katıyor. Türkiye ise, desteklediği silahlı muhalefeti bu tanımdan dışlıyor.
Öte yandan, Türk ordusu Soçi'de kendisine emanet edilen ve barış ıslah gücü görevini üstlenen gözlem misyonunun ötesine geçmiş görünüyor.
Erdoğan ve Putin her görüşmelerinde Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne verdikleri desteği yeniden teyit ederlerdi. Egemenliğe saygı göstermenin en iyi yolu, her devletin kendi topraklarında düzeni yeniden sağladığını kabul etmektir. Türkiye belki de, Suriye hükümetinin, egemenliğini İdlib de dâhil olmak üzere topraklarının her yerine yaymasına yardımcı olmak için şimdiye kadar yaptığından daha farklı şeyler yapmalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020