Yasemin YILDIRIM
Birbirimize acımayı bırakıp, sağa sola “şunu demedin, bunu yapmadın, kınadın kınamadın” diye atarlanıp rahatladıysak, biraz kendimize karşı acımasız ve dürüst olmanın vakti geldi, geçti. Televizyon ekranlarında, sosyal medyada şehit haberlerinin peşinden, “faaliyet gerektirmeyen bizi yormayacak” her platformda “Teröre Alışmayacağız!” nutukları çekiyoruz. Slogan atmak hoşumuza gidiyor zaar! 1 çeşit hobi edindik. Alışmayacağız!
Alışmayacağımızı, fiile dökerek gösterme zahmetine girmedik, biz yapmadık onlar da üniversitelerden rahatça terörist devşirdiler. Ekranlardan çekinmeden terör örgütüne övgü yağdırdılar.Biz yapmadık onlar da teröristleri serbest bıraktı… Üniversitelerin terör örgütlerinin insan kaynağı haline gelmesinde doğrudan üniversite yönetimlerinin, öğretim üyelerinin “akademisyenlerin” katkısı çok büyük. Düşünün ki, ölüm yıldönümünde Şehit Savcı Selim Kiraz’ın fotoğrafı olan pankartlarAnkara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde “PKK, MLKP, DHKP-C, IŞİD, TKP/ML, DKP, MKP, TKEP/L, TİKB, THKP-C, MLSPB, TAK, FETÖ, PYD, YPG”taraftarları/üyeleri“KOLLEKTİFLER” isimli henüz “amatör” olan grup tarafından indiriliyor. Muhtemelen 1 çoğu eğer önlem alınmazsa bu terör örgütünün gelecekteki hevesli canlı bomba adayları.Üniversiteler terör örgütlerinin eğitim kampı. Nerdeyse artık üniversitelerde “öğrenciye” rastlamak zor.
Neden? Çünkü alıştık!
Sanki sıfır sorunla, harikulade demokrasisiyle, özgürlükleriyle, kıskandıran ekonomisiyle, adalet sistemiyle, mükemmel demokratlarıyla, çatlatan eğitim sistemiyle, altın tepside ülke “hibe ettiler!” Biz sizin evveliyatınızı biliriz. Biz sizi darbelerden, 90’lardan, işkencelerinizden, hatta o kadar geriye de gitmeye gerek yok, biz sizi Türkiye’nin tarihinde ilk defa kendiyle yüzleşerek, adaleti sağlamak, gasp edilen doğal hakları iade etmek, özgürlük ve güvenliği tesis etmek için başlattığı, Türkiye’de yaşayan tüm kimlikleri kapsayan Çözüm Süreci’nden, sürece olan kastınızdan nefretinizden, bitirenleri alkışlamanızdan tanıyoruz. Siz kalleşliğin kitabını yazarsınız. Kalleş-in sözlük karşılığısınız.Aklımızla alay edip, vicdanımızı zorluyorlar ve kararlılar! Terör destekçisi üniversiteler, siyasiler, medya, stk’lar ve yargı! Bunların herhangi birinin başına 1 şey geldiğinde nasıl tepki vermemizi bekliyorlar? Karşınızda insan var! Hiç birimiz sonsuz sabır ve merhametle donatılmadık! Hukuk işlemiyor, adalet çalışmıyor, bu mekanizmanın başında duran hâkimler savcılar tarafından teröristler serbest bırakılıyor. Adalet istemenin en ağır faturasını şehit aileleri, canlı bombaların katlettikleri ve yakınları ve totalde halk ödüyor. 80 milyonluk ülkede üniversiteleri, medyayı, siyasileri yargı içindeki terör destekçisi unsurları ve azılı terör taraftarlarını toplasak 5000 kişiyi geçmez, ama 80 milyonu 5000 terör sevicinin namussuzluğuna, propagandasına mahkûm ediyoruz!
Neden? Çünkü alıştık! Çünkü terörle mücadelede tüm sorumluluğu siyasete bıraktık. Toplumsal mücadelede zaafımız, tembelliğimiz.
“Teröre karşı yürüyelim” dediğimizde 3-5 cılız destek haricinde kimseden “hadi” duymadık. 5000 namussuz haricinde kimsenin terörle yaşamak, çocuğunu teröre kaptırmak, teröre destek/kurban vermek niyetinde olmadığına şüphe yok. Ancak, kavganın rekabetin ahlaksız koşulları bizi terörle değil, teröristle mücadeleye itti. Kaynak sağlayan üniversitelere yürümeliydik belki, 1128 “akademisyen”PKK’ya alan açılması için uluslararası kampanya başlatan insan müsveddelerine karşı yürümeliydik. Teröristi serbest bırakan hakim/lere karşı yürümeliydik! Türkiye’de “İnsan Hakları Derneği” diye 1 dernek var mesela. Adından sanıyorsunuz ki, hakikaten “insan” hakkı gözetip arkasında duruyor. 1 terör mağduru kapısına varsa1 bombada onlaratar! Nerdeyse hendekleri de devletin kazdığını söyleyen bu derneklerin sefil raporlarına karşı yürümeliydik! Savcı Selim Kiraz şehit edildiğinde teröriste övgü düzen medya soytarıları o kanallarda 1 gün fazla çalışabildiyse, sokakta utanmadan gezebildiyse bizim yüzümüzdendir! Çünkü sadece slogan attık! “Alışmayacağız…” Karşımızda “yasal meşru” muhatap kurumlar dururken neden terör örgütüne karşı yürüyelim?Terörün en büyük sermayesi “manevi destekçileri” karşımızda dururken, diğer taraftan çekinmeden bombacı taziyesine gidilirken ve siyaseten ve hukuken bedel ödetemezken oturduk… Şaşırtmadık!
Neden? Çünkü alıştık!
Dokunulmazlıkları konuşurken “Çözüm Süreci” konuşmalarına nasıl geldik? Süreç zaten kendi doğalında işliyor. PKK’ya can suyu verecek 1 kelime dahi etmek, aylardır süren operasyonlarda canını ortaya koyan şehitlerimize, canlı bombaların katlettiği sivillere ayıp! PKK yüzünden evini toprağını terk eden, iç göçe mecbur bırakılan Kürtlere ayıp! “PKK’nın sosyolojik tabanı” diye 1 şey söz konusu değil artık. Olanlarda en az PKKHDP kadar insani değerleri olmayan radikal çapulcu takımı. Çözüm Süreci’nde %80’lik halk desteği onlara sunulan mücevherdi. PKKHDP bu mücevherle ne yaptı? Dünyanın en aşağılık diktatörü Esad’a 1 kaç yüz metre kare “Kürdistan” arazisi içinpeşkeş çektiler! HDP’nin siyaseten en güçlü olduğu dönemi, maalesef en ahlaksız dönemi oldu. Gerek yasal, gerekse toplumsal desteğin açtığı alanla özgürleştikçe terör örgütüne mesafe koyacağına,PKK’nın TBMM şubesi gibi davrandı, örgütü ve kanlı eylemlerini daha pervasızca savunur hale geldi! “Siyasetin önünü açalım” dedikçe molotofla, roketle meclise girmedikleri kaldı.
Kimse kusura bakmasın, PKKHDP artık hiç 1 meşru platformun tarafı olamaz. Hele de tek hedefinin “Erdoğan’ı indirmek” olduğunu söyleyen terör örgütünü hiç 1 güç Erdoğan’ın dolayısıyla milletin karşısına oturtamaz!
Ezik küresel ezberci dayatmacı kabulleri kenara atmalıyız artık. Özgürlükler, demokrasi, 5000 sivil radikalin, terör destekçisinintekeline verilemez. Bu dayatmaya direnmenin tek yolu, PKK’yı destekleyen her kişi ve kurumların üzerine yürümektir cesaretlerini kırmaktır, toplumsal refleksi, toplumsal güvenlik ve özgürlük isteğini kararlı kılmaktır.
Twitter: @yildirimyasemin
Mail: [email protected]
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.10.2016
25.09.2016
7.02.2016
23.05.2016
29.04.2016
15.04.2016
14.04.2016
6.02.2016
20.03.2016
8.02.2016