Yıldıray OĞUR
Aslında her şey çok iyi başlamıştı.
Türkiye, Afrika açılımında Somali’yi kendisine bir pilot ülke gibi seçmiş, Somali devletine askeri, sivil yardımlar yapmış, okullar, üniversiteler, hastaneler açmış, ülke dışındaki en büyük askeri üssün Somali’de açılması Türkiye’de emperyal milli gururu okşamıştı.
2011’den beri gelişen bu ilişkiler çerçevesinde binlerce Somalili öğrenci de Türkiye’ye eğitime geldi. Kimisi tıp okudu, kimisi ilahiyat…
Onlardan bir kısmı da kendilerine dostluk gösteren Türkiye’de kalmaya, bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaya karar verdi.
Türkiye ve Erdoğan iktidarını sevdikleri ve güvendikleri için Avrupa’dan, Kanada’dan Türkiye’ye gelenler, sermayesini getirip iş açanlar oldu ve böylece özellikle ilk gelenlerin yerleştiği Ankara’da küçük bir Somali topluluğu oluştu.
Çoğu Türkiye’de üniversite okumuş, iyi Türkçe konuşan orta sınıf Somalililerdi bunlar. Bazıları İngiltere, bazıları Hollanda vatandaşıydı. Aralarında Londra’dan Ankara’ya yerleşip konfeksiyon açanlar bile vardı.
En başta bu Somali topluluğuna hitap etmek için lokantalar, cafeler, berber, konfeksiyon, market, geçici dövmeci dükkanları, vize ofisleri açıldı.
Sayıları 30’a yakın bu işletmeler Ankara’nın merkezi Kızılay’ın Sümer-1 ve Sümer-2 sokaklarında sıralandı.
Başka bir ülkedeki küçük toplulukların dayanışma ve güvenlik için sergiledikleri ortak bir davranış kalıbı bu.
Böylece Berlin’deki Türk mahallesi Kreuzberg, New York’ta Chinatown’un minik bir versiyonu olarak Ankara’nın Kızılay’ında bir Afrika köşesi oluştu.
Ama bırakın yabancıları, ülkedeki farklı kültürlere bile alışık olmayan Ankara gibi gri bir şehir için fazla iddialı, renkli bir köşeydi bu.
Ama beklendiği gibi olmadı, belki de Afrikalı oldukları için sempatiyle karşılandılar.
Çevre esnaflarla çok iyi ilişkiler kurdular, farklı bir damak tadı olmasına rağmen Türk müşterilerinin sayısı arttı.
Hatta Anadolu Ajansı, 2019 yılında bu lokantalardan Somali Sofrası’nı “Somali Mutfağını Başkente Taşıdılar” başlıklı bir haberle abonelerine duyurdu:
“Üniversite eğitimi için Türkiye'ye gelen Somalili Abdülnasır Hasan, Muhammed İsse Abdullah ve Adam Halac Yusuf'un birlikte açtığı "Somali Sofrası" ismini verdikleri restoran, bu ülkeye özgü geleneksel yemekleri başkentlilerle buluşturuyor.
Somali Sofrası"nın ortaklarından girişimci Abdülnasır Hasan, üniversite eğitimi için 2012'de Türkiye'ye geldi.
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun olan Hasan, daha sonra yüksek lisans eğitimi için 2016'da Samsun'dan ayrılarak Ankara'ya yerleşti.
Atılım Üniversitesindeki yüksek lisans eğitim sırasında kendisi gibi Türkiye'de okuyan Somalili arkadaşlarıyla ileriye dönük neler yapabilecekleri üzerine daima kafa yoran Hasan, son yıllarda başkentte sayıları artan Somalililerin taleplerini karşılayacak bir mekan açma fikri üzerine yoğunlaştı.
Hasan ve iki arkadaşı, Somali'den ve özellikle Avrupa'dan Ankara'ya gelen Somalililerin sayısının artması üzerine başkentte ülkesine özgü yemeklerin yapıldığı bir restoran açmaya karar verdi.”
Sonra Türkiye’de havalar yabancılar için sertleşmeye başladı.
Ekşi Sözlük’te “Ankara’daki Afrikalı yoğunluğu” entryleri açıldı.
Ve iki yıl sonra Nisan 2021’de bu kez aynı Ankara’daki Somali topluluğu Sözcü gazetesine manşet oldu:
“Ankara’nın göbeği Somali oldu.”
“Doğu Afrika ülkesi Somali’den gelen iş insanları ve sığınmacılar, Ankara’nın göbeği olan Kızılay’daki iki sokağı baştan sona kendi ülkelerine çevirdiler. Somali dilinde tabelalar asarak, lokanta, kafe, berber, butik, kuaför ve marketler açtılar.”
Bu haberden sonra hava değişti. Devletin gözüne batmayan Kızılay’daki Somalili topluluğu göze batmaya başladı.
İşletmelere polis denetimleri arttı.
Resmi ve resmi olmayan denetimlerle Somaliler taciz edilmeye başlandı.
Bu arada Anadolu Ajansı, bu gelişmeler üzerine ikinci kez Ankara’daki Somalilere pozitif bir haberle destek verdi:
“Başkentteki Somalililerin kültürel izlerini taşıyan dükkanları şehre hareketlilik katıyor. Somalili girişimci, açtıkları kendi kültürlerinden izler taşıyan lokanta, kafe, berber, kuaför ve marketlerle bir yandan kente değer katıyor, diğer yandan hem kazanıyor hem de Türkiye ekonomisine katkı sunuyor.”
Fakat devletin ajansının verdiği destek bile Ankara Emniyeti’ni durdurmadı.
Polis memurları günde üç-dört kez işyerlerini denetlemeye başladı, dükkan sahipleri çeşitli gerekçelerle gözaltına alınıp nezarethanede beş-altı gün tutuldu., müşteriler bile bu mobbingin mağduru oldu.
19 yaşında 2012’de eğitim için geldiği Türkiye’de yaşamaya devam edip iki lokanta açmış Muhammed Abdullahi o günlerde konuştuğu medyaya polisin kendilerine ‘Burayı Türkleştireceğiz, Somalilileri söküp atacağız’ dediğini aktardı.
Polisin Somalilerden istediği Kızılay’ı yani Ankara’nın merkezini terk edip, yaşadıkları semtlerde, mesela Afrikalıların tercih ettiği Keçiören’de dükkanlarını açmalarıydı.
Yani Ankara’nın ortasında durmayın, gözümüzün sizi görmeyeceği bir yere gidin diyordu polis.
Saab Lokantası’nın ortaklarından olan bir Türk vatandaşıyla evli, iki çocuk annesi Türk vatandaşı Etiyopyalı Mesaret Hanım, polisten “Burda siyahları istemiyoruz” lafını da duymuştu.
Polisin tacizleri dükkan isimlerinin değiştirilmesi için artarak sürdü.
Somali Sofrası adını Güzelyurt Sofrası’na çevirdi, Afrika Coffee “Hakan Köfte” oldu, Kafi Sofrası, Anadolu Sofrası…
Ama baskılar göz altılara dönüşünce çok sayıda Somalili pes etti, iflas edenler, dükkanlarını kapatanlar, Hollanda’ya, Kanada'ya geri dönenler oldu.
Dokuz lokantadan altısı kapandı, üçü adını değiştirerek yaşamaya devam etti.
Saab da direnen lokantalardan biriydi.
Ama son dokuz aydır ismi yüzünden polis tacizleri sürüyordu.
“Saab” Somali dilinde develere yüklenip su taşınan kaplara verilen bir isim.
“Saab olmassa su, su olmazsa hayat olmaz” diye bir atasözleri bile varmış.
Ama polis bir kere bu ismi yabancı bulmuştu.
Önce beyaz zemin üstüne siyah yazılmış tabelası kaldırıldı, tabelasız olarak devam ettiler ama baskılar sürdü.
Polisin ırkçı tacizleri medyada duyulunca kamuoyunun tepkisi ile bazı AK Parti’ye yakın kişiler araya girdi, sorun çözülür gibi oldu.
Bundan cesaret alan lokantanın sahipleri onlara destek veren gönüllülerin yaptığı renkli tabelanın açılışına kendilerine destek veren insanları davet ettiler.
Ama Kızılay’da Somalili görmek istemeyen Ankara Emniyeti yine yerini almıştı.
Bu sefer ilk kez karşılarında bir milletvekili buldular: Kendisi de azınlık olmayı, gurbette varolmayı iyi bilen, uzun yıllar Avrupa’daki Milli Görüş Teşkilatı’nın hukuk kanadında bu mücadeleleri vermiş DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nu…
Ama Yeneroğlu’nun muhatabı bu kez hukuk dışına çıkmayı aklından geçiremeyecek Alman polisi değil, kimseye hesap vermeyeceği konusunda özgüveni tam, ali kıran baş kesen bir emniyet amiriydi.
Tam titri Ankara Emniyeti Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele Şube Müdürü…
Sınırlardan göçmenlerin koşarak ülkeye girdiği, belediyelerin gri pasaportla göçmen kaçakçılığı yaptığı bir ülkenin başkentinde canının fena halde sıkıldığı anlaşılan müdür, bir kısmı vatandaş, tamamı çalışma izinli, vergilerini veren Somalili esnaflarla mücadeleyi kendine iş etmiş.
Ya da Ankara’nın ortasında siyah tenli Afrikalılar gözüne batan daha üst rütbeli bir ırkçı işgüzarın talimatlarını uyguluyor.
Atanmış bir devlet memuru olarak bu cesareti nereden aldığını Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ertesi gün yayınladığı neredeyse racon keser gibi yazılmış açıklamadan herkes öğrendi.
Yeneroğlu’na “Teşkilatımıza yönelik düşmanlığı herkesçe bilinen milletvekili" diyen Emniyet, personeline ise "hukuka aykırılık oluşturan olaya personelimizce doğru şekilde müdahale edilmiştir" diyerek sahip çıktı.
Yeneroğlu hakkında suç duyurusunda bulunan Emniyet, emniyet amirini ise sadece "nahoş bir kelimesi için" uyardıklarını açıkladı: "Bir polis amirimiz istemediğimiz bir şekilde karşılık vererek, nahoş bir kelime kullanmıştır. Sadece kullandığı bu kelime bizi üzmüş olup, konuyla ilgili tahkikat başlatılmış ve ilgili personele gerekli uyarılarda bulunulmuştur."
Genel Müdürlük gibi değil, Genel Reislik gibi açıklamalar yapan bir Emniyet’le ne kadar emniyette olduğumuz bir tarafa, esas kritik soru şu:
Nasıl oldu da 2022 yılında Ankara’nın ortasında ancak 1950’lerde ABD’de ırkçılığın merkezi Alabama’da mümkün olabilecek olaylar yaşanabildi?
Bu kez sadece göçmen karşıtlığı, ayrımcılık değil, apaçık ten rengi ırkçılığına dönüşmüş bir yabancı düşmanlığı var karşımızda.
Üstelik bunu yapan vatandaşlar da değil bizzat devletin kolluk güçleri?
Bu sorunun cevabı üzerine ne iktidar ne de muhalefet cephesinde açıkça konuşmak çok zor.
Çünkü bugün hem iktidar hem de muhalefet bu ayrımcılığı ve yabancı düşmanlığını besleyen milliyetçilik ve ulusalcılığın kıskacı altında.
Çözüm Süreci hayal kırıklığı ve hendek olaylarıyla başlayan, 15 Temmuz darbe girişimiyle güçlenen, insan hakları, demokrasi, liberal değerlere karşı düşmanlıkla büyüyen bu fikirler artık Türkiye’nin bütün siyasi, fikri hayatını esir almış durumda.
Bir zamanlar Ali Şükrü bey için anmalar yapılan ülkede artık Topal Osman’ın itibarının iade edilmesi konuşuluyor. Dersim için devletin özür dilediği ülkede Aynur Doğan konserleri yasaklanıyor.
Her akşam televizyonları milliyetçiliğin ve ulusalcılığın farklı renklerinden ama temel meselelerde aynı şeyleri söyleyen iktidar yanlısı veya muhalif insanlar dolduruyor.
Bütün konuşmalar PKK ve FETÖ’yü kınayarak açılıp, bütün tartışmalar en milliyetçi benim yarışına dönüyor, uzlaşmalar da yerli ve milli olmak üzerinden kuruluyor.
Bütün dünyayla kavgalı ama dünyada saygı görmek de isteyen, emperyal hayalleri olan ama en yakın komşu milletlere bile düşmanlık güden, Türkiye’yi hem olduğundan büyük görüp hem de içine kapatmak isteyen, komplo teorilerine müptela bir bakış kamusal tartışmalara hakim ya da kamusal tartışma imkanlarını yok ediyor.
İstanbul’un nüfusunun yarısı kadarki Yunanistan’la kavga etmeyi büyüklük, kendi adlarıyla bile konuşmayan göçmenleri otobüslere doldurup gönderme planları yapmayı cesaret zannediyorlar.
Türkiye’nin sınırlarına sığmıyorlar ama genişletmek istedikleri topraklarda yaşayan insanlardan da nefret ediyorlar.
Ve maalesef bu fikirler hem iktidarda hem de muhalefette.
AK Parti’nin zayıf ideolojik formasyonu, otoriterleşme döneminde iyice yetersiz kalınca ittifak ortağı MHP’nin tutarlı ideolojisiyle takviye oldu.
Ve bu milliyetçi devletçi muhafazakarlık artık AK Partili kitlelerin ve tabii ki devlet memurların resmi ideolojisi haline geldi.
Dindarlığın eğer sağlam bir Milli Görüş ve tarikat referansı yoksa FETÖ şüphesi yarattığı devlette ülkücülük ve milliyetçilik bugün en güvenli siyasi pozisyon.
İttifakın devamı her türlü davadan büyük, kamu görevlisine hesap sorma, açığa alma, insan hakları ihlallerine kulak asma gibi hasletler de zayıflık alameti olunca…
Sonuçlardan biri Kızılay’da bitirim bir polis amirinin seçilmiş milletvekiline ve beş tane Somaliliye racon kesmesi olarak ortaya çıktı.
Türkiye’nin abiliğini kabul etmiş KKTC dışındaki dünyadaki belki de tek ülke olan Somali’nin Ankara’daki üç tane lokantasına bile tahammülsüz bir nizami alemcilik, ümmetçilik ve milliyetçilik bu.
Bu milliyetçi ve ulusalcılığın gözüne sadece Kızılay’daki Somalilerin tabelaları batmıyor, Türkiye’deki her türlü farklılık da onları tedirgin ediyor, tetikliyor, Türkiye’yi herkesin birbirini tanıdığı, hiçbir şeyin değişmediği, hiçbir olayın sürpriz olmadığı durağan bir taşra kasabası gibi tahayyül ediyorlar.
Tam da Alabamalı ırkçılar gibi… Hayatın değişimi, çeşitlilik, yeni talepler onları da ürkütmüştü.
Bu bakış büyük insani birikimi olan bir toplumu konuşamaz hale getiriyor, farklı fikirleri kamusal alandan tasfiye ediyor, büyük bir ülkeyi küçültüyor ve utandırıyor.
Ve galiba daha da utandıracak…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025