Yıldıray OĞUR
Çocuk pedagogları ebeveynlere çocuklarıyla ilgili çok kritik bir tavsiyede bulunurlar:
“Çocuğunuzla kazanamayacağınız mücadelelere girmeyin.”
Yani sağlıksız diye çocuğuna hiç çikolata yedirmemeye ahdetmiş, bu yüzden çocuğuyla sürekli didişen bir ebeveyn günün sonunda çocuğuna çikolatadan daha çok zarar verir, nihayet teslim olup çikolatayı uzattığı anda da çocuğun gözündeki itibarından epey kaybeder.
Sosyal gerçeklerle kavga da böyle. Hem pedagojik değil hem de beyhude bir çaba, boşa harcanmış bir enerji.
Esas mevzuya gelmeden biraz uzaklara gidelim.
Örneğin geçen hafta İsrail’de bir yıldır iktidarda olan sekiz partili koalisyon dağıldı.
Yan yana gelmeleri bile düşünülemeyecek partilerden oluşan koalisyonun dağılmasının sebebi, koalisyonun büyük ortağı aşırı sağcı Yamina partisinden bazı milletvekillerinin, yerleşimci bölgelerinde yaşayan Filistinlilere haklar veren 55 yıllık bir yasanın uzatılmasına karşı dindar sağ muhalefetle birlikte hareket etmesi oldu.
Şimdi ya yeni bir hükümet kurulacak ya da ülke beşinci kez seçime gidecek.
En yakın ihtimal Likud lideri Netanyahu’nun yeniden başbakan olması. Onun başbakan olması da başını çektiği ittifaktaki Şas, Yahudi Birleşik Tevrat partilerinin iktidara gelmesi demek.
Bu partiler ultra Ortodoks Yahudilerin destek verdiği partiler.
Aslında kendilerine ultra Ortodoks Yahudi denmesinden hoşlanmıyorlar. Çünkü onların tabiriyle Haredilik ultra Ortodoks bir şey değil, esas Yahudilik bu.
İsrail nüfusunun en az yüzde 15’ini Harediler oluşturuyor.
Dış görünüşleri, giyim kuşamları zaten kimlik belgeleri gibi. Kapalı gettolarda yaşıyor, çocuklarını örgün eğitime göndermiyor, dini okullarında kendileri eğitiyor, askere gitmiyor, 24 saatlerini Yahudi şeriatına göre geçiriyor, eşleriyle yataklarından, yiyip içtiklerine kadar her şeylerini din belirliyor.
Zaten Netflix’teki diziler sayesinde bütün dünya bu cemaatlerin ilginç hayatını, cemaatin dışına çıkmak isteyenlerin yaşadığı travmaları öğrendi.
Muhtemelen o dizileri izleyenlerin çoğu “ne tuhaf insanlar, yazık bu kadınlara” dedi.
Ama bu dizileri izleyip toplu halde Haredi olmaktan vazgeçen duymadık.
Bu cemaatlerin içinde büyük aydınlanmalar yaşanmadı. Hayat devam etti, ediyor ve edecek.
En az 200 yıldır devam ettiği gibi.
Belki modern hayatta işleri daha zor, ama 19. yüzyılda da modern hayata karşı muhafazakâr bir içe kapanma olarak Avrupa’da ortaya çıkmıştı bu mezhep.
Uzun yüzyıllar boyunca Hıristiyanların baskılarını, aşağılamalarını, gettolara kapatılmayı, soykırımı atlattılar, İsrail’e geldiler, şimdi de İsrail’de varlıklarını sürdürmek için hem devlete hem de Filistinlilere karşı mücadele ediyorlar.
Varlıklarını korumak için İsrail siyasetini etkilemek için örgütleniyor, partiler kuruyor, Meclise giriyor, koalisyonların içinde yer alıyorlar.
Muhtemelen İsrailli sekülerler ellerine fırsat geçse bütün İsrail’de Yahudi şeriatını uygulamak isteyecek Ortodoks Yahudilerden hoşlanmıyor.
Ama artık onların eğitimle ‘aydınlanacağı’, modern hayat içinde eriyip gideceği, sekülerleşip yok olacağı bir dünya hayali kurmaktan vazgeçmiş, onlarla birlikte kamusal alanda yaşamaya alışmış, sokaklarda görünce parmak göstermekten, yüz buruşturmaktan vazgeçmiş olmalılar.
Çünkü başka hayatların yanlışlığına karşı faydasız öfke ve yanlış bilinç içindekileri kurtarmayı dert edinen beyaz adamın yükü, sorumluluğu ile hayat geçmiyor.
Kamusal alanda onların da var olacağını kabullenmek, hatta bu farklı hayat tercihinden yavaş yavaş mutlu olmak, beyhude bir aydınlanmacı misyonu ve öfkeyi bırakıp ülkedeki hukuk, insan hakları, özgürlüklerle ilgili standartları korumak ve ilerletmek için mücadele etmekten başka kestirme bir yol yok.
Bitmeyen bir mücadele bu. Tarih hep ileri doğru da gitmiyor.
Mesela ABD’de 50 yıllık kürtaj içtihadını kaldırdı Yüksek Mahkeme.
1973 yılından kalma kürtajı yasaklama yasağının kalkmasıyla, artık isteyen eyalet kürtajı yasaklayabilecek.
50 yıllık içtihattan, Trump döneminde atanan ve Yüksek Mahkeme’de cumhuriyetçilerin çoğunluğu ele geçirmesine neden olan muhafazakar üyeler sayesinde dönüldü.
Bu yeni üyelerin bazıları kiliselerin aktif üyesi çok dindar hukukçular.
50 yıl boyunca kürtaj yanlılarının hükmünün sürdüğü ABD’de şartlar değişti, şimdi de kürtaj karşıtları güçlendi.
Bu ABD’nin en kadim tartışması ve tam bir çözümü de yok.
Kürtaj karşıtları hep vardı ve ileride de olacak.
Çünkü ABD’nin kuruluşunda Avrupa’daki dini baskıdan kaçan püriten Hristiyanların kolonileri var.
Onlar ülkenin dağları, nehirleri, gölleri kadar herkesin içine doğduğu ülkenin doğasının bir parçası.
İçine doğduğumuz toplumun çeşitliliği doğduğumuz toprakların bitki örtüsü, iklimi gibi.
Onu değiştirmek için uğraşabilirsiniz ama o yokmuş gibi davranamazsınız, onun varlığını reddedemezsiniz, onun varoluşuna karşı çıkamazsınız.
Bütün bunları hatırlatmadaki sebep tabii ki İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun ardından yaşanan tartışmalar.
Türkiye bir dini cemaatin darbe girişimi ve devleti ele geçirmesi gibi berbat bir deneyim yaşadı.
Devletin, toplumun, kanaat önderlerinin ve hepimizin bu deneyimden dersler çıkarması gerek. Devletten çok toplumun bu dersleri çıkardığı açık.
Uzun bir süre daha cemaatlere, tarikatlara şüpheyle bakılması, bu grupların kamusal alanı ele geçirme, devlete sızma, hayatı dönüştürme çabalarına karşı kitlelerin uyanık ve tetikte olmasının gayet anlaşılır nedenleri var.
Ayrıca şehirleşme, modernleşme ve sekülerleşmeyle cemaat ve tarikatların ontolojik sorunlar yaşadığı, yeni nesille aralarındaki mesafenin açıldığı, taktiklerinin ve yöntemlerinin eskidiği de açık.
Ama bütün bunlar sosyal gerçeği yine de ortadan kaldırmıyor.
Fatih Çarşamba’da 1872’den beri bir Nakşi-Halidi tekkesi var.
Arkasında bin yıllık Nakşibendi geleneği olan, 150 yıllık bir kurum var karşımızda.
Türkiye’de bu kadar uzun ömürlü az sayıda kurum, yapı, insan topluluğu kalmıştır.
Yanya’dan gelmiş İsmet Efendi’nin kurduğu tekkeyi, Ahıska’dan gelmiş Ali Haydar Efendi sürdürmüş, Of’dan gelmiş Mahmut Efendi de bugünkü haline getirmiş.
Tekkenin Rum Patrikhanesi’nin yanı başında kurulması muhtemelen bir rastlantı değil.
Padişah Sultan Abdülmecid’in de mürşidi olan tekkenin kurucusu Yanyalı İsmet Efendi, tekkenin binasını ilk satın aldığında Çarşamba, Fatih’in gayrimüslimlerin yaşadığı, Müslüman elitlerin oturduğu bir semtiymiş.
O yıllarda devlet, Rusların Ortodoks cemaati üzerindeki etkisine karşı Patrikhane’nin yanında bir tampon cemaat olarak Nakşi-Halidilerin önünü açmış olabilir.
Abdülhamid’in İçişleri Bakanı Memduh Paşa, İsmet Efendi tekkesine gömülecek kadar bu tekkeye müntesipti.
Ama bu tekke 150 yıl boyunca her zaman devleti yanında da bulmadı.
İsmet Efendi’nin yerine tekkenin başına geçen Ali Haydar Efendi, Fatih dersiamlarından, padişahların huzur derslerine katılan Osmanlı ilmiyye sınıfına mensup bir hocaydı.
Aynı zamanda devrin diğer İslam alimleri gibi Abdülhamit istibdadına karşıydı.
İstiklal Mahkemesi’nde İskilipli Atıf Efendi davasından tutuklu yargılanmış, sonra beraat etmiş ama devletin bitmeyen baskıları yüzünden içine kapanmıştı.
Ali Haydar Efendi’nin varisi olarak bıraktığı Mahmut Ustaosmanoğlu ise, Ali Haydar Efendi’nin damadı tekkenin postnişini iddiasından vazgeçmeyince, hemen yakında ihya edilen İsmailağa Camii’nden küçük Halidi tekkesini son 60 yılda bugünkü İsmailağa cemaatine çevirdi.
O, Fatih Çarşamba’ya geldiğinde bölge İstanbul elitlerinin oturduğu, cüppeli çarşaflı insanların parmakla gösterildiği bir muhitti.
Ama cemaat büyüdükçe Çarşamba da bugünkü halini aldı, bir gettoya dönüştü.
Bunlar da kolayca olmadı. Devletin gözü, 163. madde, kılık kıyafet yasakları sopaları hep üzerlerindeydi.
Yeniden hatırlanan 1982’de Üsküdar Müftüsü’nün öldürülmesi davasında yargılandı ama devrin bir sarıklı hocaya torpil geçmeyecek askeri mahkemesinde beraat etti.
Bir yıl sonra da DGM’de bu kez televizyona haram dediği bir konuşması yüzünden 163. maddeden yargılandı.
Yine Ustaosmanoğlu’nun ardından keşfedildiği gibi cemaat kız çocuklarını okula göndermek istemiyor.
Ama cemaat erkek çocuklarını da okula göndermiyor.
Yani kız ve erkek çocuklar arasında böyle bir ayrım yapmıyorlar.
Çünkü devletin kız-erkek karışık laik örgün eğitimine karşılar, bunun yerine kendi kurdukları medreselerde çocuklara eğitim veriyorlar.
Genelde cemaatin çocukları dışardan okulu bitiriyor ya da bazıları zorunlu eğitime katılıp daha sonra cemaatin ücretsiz olan medreselerinde tahsil hayatlarına devam ediyorlar.
Ama cemaatin tercihi dünyevi eğitimden ve kariyer planlamasından mensuplarını uzak tutmak.
Bu tabii ki eleştirilmeli. İnsanların baskıyla eğitimden alıkonulduğu durumlarda devlet buna müdahale de etmeli.
Ama hoşunuza gitsin gitmesin bu tercih edilen bir hayat tarzı, başka bir dünya tasavvuru.
Bunu ailesiyle ve bireysel olarak yaşamak isteyen insanlar hep vardı, hala var ve gelecekte de var olacak.
150 yıldır İstanbul’da var olan bir cemaate karşı, hala Türkiye’nin şeyhler, müritler ülkesi olamayacağı sloganlarını tekrarlayanlar, bunlarla ancak radikal sekülarist, Kemalist yöntemlerle mücadele edileceğini söyleyenler, taziye yayınlayan Babacan’ı linç edenler, cenazeye giden İlhan Kesici’yi defterden silenler günün sonunda sadece üzülecekleri ve asla kazanamayacakları bir mücadelenin içindeler.
Çünkü o önerilen radikal mücadele yöntemlerinin hepsi zaten denendi,
Yapılabileceklerin en radikali yapıldı.
İstiklal Mahkemeleri kuruldu, kılık kıyafet yasaklandı, tekke ve zaviyeler kapatıldı.
Karşımızda bütün o yöntemlerden sonra elde kalan sonuç var.
Önceki gün Fatih Camii’nde toplanan sarıklı-cüppeli büyük kalabalık yeniden süper harika çözümler olarak akla gelen bu yöntemlerin işe yaramadığının en büyük delili değil mi?
Belki bazıları için bunu kabul etmek kolay değil ama cenazeye gelmemeleri rica edilen kadınlar sizin onları kurtarmanızı beklemiyorlar.
Onları bu hayattan maalesef “kurtaramayacaksınız.”
Kendileri bunu istemedikçe olmadı, olmaz, olmayacak.
İnsanların bizim hoşumuza gitmeyen farklı hayatlar yaşamasına, belki bunun çilesini çekmesine alışmak, bunu kabul etmek, uzaktan bunu izlemek, belki buna üzülmek, kahrolmak ama bununla birlikte yaşamak ve buna asgari medeni saygıyı göstermek zorundayız.
Herkesi “kurtaramayız.”
Ayrıca siz onları kurtarmak istiyorsanız emin olun onlar da sizi kurtarmak istiyordur.
Herkesin birbirini kurtarmaya çalıştığı bir toplum kurtuluşa eremez.
Topluma karşı sorumluluk duymak iyi ama beyaz adamın yükü taşınması gereksiz, toplumu geren, sağlıklı ve dönüştürücü ilişkiler kurmayı engelleyen bir yük.
Onların sizin yılgın hoşgörünüze, sizin de onların yılgın hoşgörüsüne ihtiyacınız yok.
Fatih Çarşamba’daki insanlar da Kadıköy Moda’daki insanlar da kendileri için doğru bir hayatı yaşıyor.
İstanbul Üniversitesi önünde toplanıp eşcinselleri megafonla hem tehdit edip hem de nasihat eden İslamcı ülkücü gençler de eşcinselleri heteroseksüel yapmayı başaramayacak.
Ayrıca kimse bu ülkenin otokton halkı, orijinal milleti ya da özü değil.
Türkiye bütün bu çoğul hakikatlerin bir toplamı. Her zaman öyleydi, hala öyle ve öyle kalacak.
Bu bir slogan değil, hayatın zorunlu bir gerçeği.
Artık bu acıtıcı gerçekleri kabul edip, insanlığın, toplumun kurtuluşu projelerinde, başkalarını kurtarıcı misyonlarda, beyaz adamın yükü öfke nöbetlerinde heba olmayı bırakmalı, sınırlı enerjimizi elle tutulur mücadeleler için harcamayı öğrenmeliyiz.
Yani hepimiz büyümeli ve pedagogları dinlemeliyiz.
Çünkü 150 yıldır Çarşambadalar ve orada kalacaklar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları






































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025