Yıldıray OĞUR
Çok güçlü bir iktidarın göklerden fanilerinin arasına inmesinin kendisi bile normalleşme demek oluyor.
Ve bu bizim tarihimizde daha önce de yaşanmıştı.
Tamamen benzemiyor. Üstelik bu kez göklerden fanilerin arasına inen 24 yıllık CHP iktidarıydı.
21 Temmuz 1946’daki ilk çok partili seçimde demokrasi arabası yolda kalmıştı.
Hileler ayyuka ulaştı. Açık oy gizli, gizli tasnifle seçime gölge düştü.
Günlerce tartışmalar sürdü. Sert açıklamalar yapıldı.
DP, Meclis’e girdi ama iktidar tehlikenin daha büyük olduğunun farkındaydı.
Peki ne yapılacaktı? Normalleşme mi, sertleşme mi olacaktı?
Milli Şef İsmet İnönü, başbakan tercihiyle önce sertleşmeyi seçti.
CHP’nin en sert genel sekreteri Recep Peker başbakan olarak kabineyi kurdu. DP ile CHP iktidarı arasındaki gerilim Meclis’teki bütçe görüşmelerinde zirveye ulaştı.
Başbakan Recep Peker’in konuşması üzerine söz alan DP Aydın Milletvekili Adnan Menderes, tsarruf tedbirlerini eleştirince Peker tekrar kürsüye çıktı ve şöyle dedi:
“Muhterem arkadaşlarım, Demokrat Parti adına dinlediğiniz Adnan Menderes’in sesinde kötümser ve psikopat bir ruhun mariz karanlıklar içinde şanlı bir milletin ve arkada bıraktığı karanlıklardan azametli, şan ve şerefli bir istikbale gitmek azminde bulunan kudretli bir devletin hayatını bir boşluk halinde ifade eden ruh hâletinin akislerini dinledik.”
Peker’in Menderes’e “psikopat bir ruhun ifadesi” demesi üzerine DPliler Meclis’i terk etti.
Gerilimi azaltmak için Cumhurbaşkanı İnönü devreye girdi, Peker ve Bayar ile görüştü.
Ama gerilim azalmadı.
DP, Ocak 1947’deki Ankara’da 800 delegenin katıldığı, ABD ve İngiliz elçiliklerinin temsilci gönderdiği ilk kongresinde Hürriyet Misakı’nı yayınlandı. Bayar’ın okuduğu misakta dört konuda adım atılması isteniyordu:
“DP üzerinde devlet baskılarının kaldırılması
Anayasa’ya aykırı olan kanunların kaldırılması
Parti başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığının ayrılması
Seçim kanununun değiştirilmesi.”
Adının misak yani yemin olmasının sebebi ise eğer iktidar bu adamları atmazsa DP’nin Meclis’ten çekileceğinin ilan edilmesiydi.
Hürriyet Misakı, CHP’lileri çok öfkelendirdi.
Bu arada 1947’de o zamanların belediye seçimleri olan muhtarlık seçimleri yapıldı. Seçimler bir kez daha skandala dönmüştü..
Muhalefet, bazı yerlerde seçimlerden çekildi, Arslanköy gibi örneklerde direnişler yaşandı.
1.5 yıllık demokrasi büyük bir risk altındaydı.
Ama Türkiye’nin demokrasiden vazgeçme lüksü de yoktu.
İşte tam bu noktada Cumhurbaşkanı İsmet İnönü devreye girdi.
Başbakan Recep Peker ve DP Lideri Celal Bayar’la görüşmeler yaptı.
Önce İnönü’nün CHP liderliği ve üyeliğinden ayrılarak tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacağıyla ilgili bir anayasa değişikliği gündeme geldi. Değişiklik önerisi gazetelerde bile yayınlandı.
Sonra İnönü’nün sadece genel başkanlıktan ayrılıp, basit bir CHP üyesi olarak kalacağı yazıldı. Hatta yeni genel başkan adayları bile tartışılmaya başlandı.
Ama bunlardan daha sonra vazgeçildi.
Nihayet 11 Temmuz günü Cumhurbaşkanı İnönü, radyodan halka seslendi, önce Peker ve Bayar ile yaptığı görüşmeler hakkında ayrıntılı bilgi verdi, sonra da şu tarihi sözleri söyledi:
“Devlet Reisi olarak, kendimi her iki partiye karşı müsavi derecede vazifeli görürüm.
Konuşma 12 temmuz günü gazetelerde yayınlandığı için 12 Temmuz Beyannamesi adını aldı.
Bu açıklamayla parti-devlet sistemi resmen olmasa da fiilen bitti. İktidarın barışçıl olarak seçimlerle devredileceği en yetkili kişi tarafından teminat altına alındı.
12 Temmuz Beyannamesi’nden sonra Başbakan Recep Peker bir süre ortadan kayboldu, bir süre izne çıktı.
Bir süre sonra sertlik politikaları Milli Şef’ten veto yiyen Recep Peker kabinesiyle birlikte istifa etti.
Hasan Saka başbakanlığında yeni ve mutedil bir hükümet kuruldu.
Beyannameyi reformlar izledi.
Yeni hükümet savaş nedeniyle 7 yıldır devam eden sıkıyönetimi kaldırdı. İstiklal Mahkemeleri lağvedildi. Partilerin kuruluşunu düzenleyen Dernekler Yasası liberalleştirildi.
Kasım 1947’deki CHP Kurultayı’nda parti programında değişiklikler yapıldı, partinin çizgisi siyasi merkeze taşındı.
Parti okulları haline gelmiş Köy Enstitüleri ve Halkevleri’nin statüleri değiştirildi.
İlahiyat kökenli Şemsettin Günaltay Başbakanlığa getirildi.
İlahiyat Fakültesi ve imam hatip okulları kuruldu. Bazı türbelerin açılmasına izin verildi.
Nihayet en önemli adım olarak seçin kanunu değiştirildi ve 21 Şubat 1950’de demokratik seçimlerin güvencesi olan Yüksek Seçim Kurulu kuruldu. Radyoda muhalefete de yer verilmeye başlandı.
CHP hem sağa ve dindarlara açıldı hem iktidar yumuşadı, siyaset normalleşti.
1950’da bu normalleşmenin açtığı yolla DP iktidara geldi.
14 Mayıs 1950’deki seçimde de İnönü verdiği sözü tutarak iktidarı seçimleri kazanan DP’ye devretti, Milli Şeflik’ten kalkıp, muhalefet sıralarına oturmayı kabul ederek beyannamesinin gereğini yerine getirdi.
12 Temmuz Beyannamesi siyaseti normalleştirdi, bakalım Mayıs görüşmesi de başarılı olabilecek mi?
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025