Yıldıray OĞUR
Laura Cerna, çocuğuyla birlikte İspanya’nın Sevilla şehrinde yaşayan New Yorklu bir ABD vatandaşıydı. 2010 yılının ağustos ayında birden ortadan kayboldu. Ailesi polise haber verdi. Polis bir hafta sonra Guadalquivir Nehri’nde bir köprünün yakınlarında bir valiz buldu. Valizi açtı ve içinden Laura’nın başı, bir kolu kesilmiş hâldeki cesedi çıktı. Üzerinde tecavüz izleri vardı. 30 yaşlarındaki İspanyol katil Antonio Gordillo bir süre sonra yakalandı. Sadece 15 yıl cezaya çarptırılınca, Laura’nın ailesi ABD hükümetine İspanya’yı şikâyet etti.
Texaslı 23 yaşındaki Brittany Nicole Keele eğitim için arkadaşlarının yaşadığı Hamburg’a gelmişti. Hamburg’un şehir merkezindeki Bismarck Hotel’de kalıyordu. 2012 yılının nisan ayında odasında bir İsviçre asker çakısıyla 200 kez bıçaklanmış olarak bulundu. Katil 27 yaşındaki Yunanlı mühendisVassilis Apodopolous havaalanında kaçmaya çalışırken tesadüf eseri yakalandı.
Allison Owens 23 yaşında Ohiolu bir turist rehberiydi. Mayıs 2012’de İtalya’nın turistik bölgesi Toscana Vadisi’nde çok varlıklı insanların tatil yaptığı bir kasabanın yakınlarında sabah koşusu için otelinden çıktı ve bir daha dönmedi. Cesedi dört gün sonra bir karayolunun kenarındaki su kanalında bulundu. Sonradan anlaşıldı ki i-Podu kulağında jogging yapan Owens’a bir İtalyan işadamı lüks arabasıyla çarpıp kaçmıştı. İşadamı aracındaki darbe izini tamir ettirmeye çalışırken yakalandı.
James Kouzaris ve James Cooper tatil için Florida’nın Sarasota kentini seçmiş iki İngiliz turistti. Nisan 2011’de yemek yedikten sonra sokakta yarı çıplak denize doğru yürürlerken önlerine 17 yaşındaki Shawn Tyson çıktı. Para istedi, paramız yok cevabını alınca o zaman cinsel ilişki teklif etti. Sonra da önce birini, ardından “ne olur vurma” yakarışlarına aldırmadan diğerini vurdu.
2011 yılının temmuz ayında Yunanistan’ın ünlü Zakynthos adasına tatile gelmiş İngiliz arkadaş grubu geceyarısı aşırı alkollü olarak bardan çıktı. Dışarıda bekleyen taksicilerden biriyle tartışmaya başladılar. Yunanlı taksici, 19 yaşındaki İngiliz genci bıçaklayarak öldürdü, dört genci de yaraladı.
Google’da sadece Amerikalı ve İngiliz turistler, sadece Batılı ülkelerde ve sadece son birkaç yıl içinde şartıyla bir tarama yaptığınızda karşınıza çıkan cinayet haberlerinden birkaçı bunlar.
İtalya’da evinde boğazı kesilerek öldürülen 21 yaşındaki exchange öğrencisi Meredith Kercher’in ünlü cinayet davasından, diğer Batılı ülkelerden turistlerin başka Batılı ülkelerde uğradıkları saldırılar, tecavüzler, Batılı turistlerin Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika’da başlarına gelen felaketler, Doğulu turistlerin Batılı ülkelerde uğradığı saldırılardan hiç bahsetmedik henüz. Sadece turistlere yönelik dünyadaki saldırılarla ilgili kurulmuş http://touristkilled.com/ diye bir site bile var. Bu siteye göre Meksika’nın tatil cenneti Cancun’da 2013 yılının başından veri dört Batılı turist öldürülmüş.
Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar demek için yazmadım. Ama Sarai Sierra cinayeti sonrası sanki cinayeti hep birlikte işlemişiz gibi yapılan amatör işi sosyolojik analizleri, olağan şüpheli olarak hemen kültürümüz, kimliğimiz, dinimiz, geleneklerimizin gözaltına alındığını görünce, faturanın kesildiği bu hayalî “biz”den, bu self-oryantalist dilden, “dünyaya rezil olduk” aşağılık kompleksinden rahatsız olduğum için yazdım.
İspanya’da Amerikalı kadını bütün İspanyollar parçalayarak valizin içine koymadı. Florida’daki İngiliz turistleri Amerikan kültürü öldürmedi. Toskana’daki Amerikalı kadına İtalyan gelenekleri çarpıp kaçmadı, Almanya’nın ortasında Amerikalı genç kıza 200 bıçak darbesini Yunan Ortodoks Kilisesi vurmadı.
Halklar, kültürler toplu hâlde suç işlemezler
Dünyanın her yerinde ve Türkiye’de her gün cinayetler işleniyor, tecavüz vakaları oluyor. Çok kültürlü, çok milletli dünyada bir suçun yabancıya karşı işlenmesi artık politik ve sosyolojik olarak ille de bir anlam ifade etmek zorunda değildir. Her işlenen cinayetten sonra sosyolojik analize girişmek için elde yüzbinlerce Amerikalı kadının ziyaret ettiği, onbinlercesinin yaşadığı İspanya’da, İtalya’da ve tabii ki Türkiye’de başka destekleyici veriler, rakamlar olması gerekir.
Artık uluslararası bir şehir olan İstanbul’da binlerce yabancı kadın yalnız yaşıyor. Onbinlercesi her gün İstanbul sokaklarında dolaşıyor. Tarihî yarımadada günün her saatinde binlerce turist var, Sarayburnu’na doğru yürüyorlar, sur dibinde fotoğraf çektiriyorlar, Gülhane Parkı’nda dolaşıyorlar.
Türkiye kadınlar için bir cennet değil. Çok ciddi, hukuki, kültürel sorunlar olduğu açık.
Ama yıllar önce işlenmiş çok acı başka bir tecavüz ve cinayet, Türkiye ve burada yaşayan insanlar hakkında hemen yerli Orient Express filmleri çekmek, “İstanbul’da çölde develere mi biniliyor” diye soran bir Texaslı mesafesine çekilip koskoca bir toplum hakkında oryantalist hükümler kesmenin gerekçesi olamaz. Bu, eleştirel bakışa değil derin bir aşağılık kompleksine işaret eder.
“Avrupa Birliği’nde ne işimiz var diyen” bir ulusalcıya 10 saniye sonra “Zaten bu hâlimizle bizi almazlar ki” dedirten bir aşağılık kompleksi bu.
Bu aşağılık kompleksi Türk milliyetçiliğinin her zaman mütemmim cüzü olageldi. 1930’larda Atatürk 70 bin kafatasını ölçtürürken Türklerin en üstün millet olduğunu ispata çalışmıyordu. Onun istediği Türklerin ikincil değil, Batılılarla aynı ırktan, aynı Brakisefal kafatasına sahip olduğunu ispatlamaktı.
Ama keşke mesele sadece aşağılık kompleksi olsaydı. Kendi toplumunu oryantalize etme, self-oryantalizm Türk modernleşmesinin anadili oldu hep. Başımıza gelen her felaketi toplumun geriliği, ilkelliği, eğitimsizliğiyle açıklayan, her kötülüğün kaynağını halkın Doğululuğunda, kültüründe, geleneklerinde, dininde bulan, her kötü haberi nedense kendini dışında tuttuğu halkı aşağılama vesilesine çeviren kötü bir haletiruhiye bu. Milliyetçilik ifratsa bu da tefrit noktası.
Seçimlerde verdiği oydan rahatsız oldukları halka bugüne kadar bidon kafalıdan, kısa bacaklıya kadar demediğini bırakmayan milliyetçi bilinen self-hatredlerdan biri fırsatı kaçırmadı ve cinayetin faturasını sevmediği halka çıkarıp duyarlılık gösterisi yaptı. Seçtiği başlık tam isabetti, self-oryantalizm edebiyatının baş klişesiydi: Vurun kahpeye.
“Ellerinde meşalelerle ev basan namus bekçisi, linççi ama ama aynı cinsel açıdan vahşi, ahlaksız ve tecavüzcü” halkımızı işaret eden o başlık zat-ı muhteremin attığı en yaratıcı başlık sayılmazdı ama. Hele de 13 yıl önce İstanbul’un orta yerinde kafalarına vurula vurula öldürülmüş iki İngiliz taraftar için gazetesine attığı “Two Size” başlığını hatırlayınca. Kafasından tutulup yere çökertilmiş İngiliz’in fotoğrafının altında şöyle yazıyordu: “Leedsli holiganlara Taksim’de kafasına vura vura vatan toprağını öptürdüler.”
Galiba Amerikalı kadın turisti de böyle öldürdüler. İçinde katillerin, tecavüzcülerin, kötü kalpli gazetecilerin de olduğu “Biz” diye bir şey olmadığını en başta söylemiştim... Yine de gerçekten bizi dünyaya rezil edenler var galiba...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025