Yıldıray OĞUR
ZONGULDAK- 1994’te Şemdinli’ye bağlı Ormancık Köyü’nü basan askerler, bir grup köylüyü döverek gözaltına aldı. Bu köylülerden 14’ü bir daha evine dönmedi. 2009 yılında Taraf’ın yayımladığı bir harita o köylülerin yakınlardaki bir tabura gömülü olduğunu gösteriyordu. Aileler hukuk mücadelesi verdi, olmadı, AİHM’e başvurdu. Ve AİHM geçen hafta Türkiye’yi 1,5 milyon avro tazminata mahkûm etti.
Yaşı yetenler 1994 yılında 14 köylünün öldürülüp bir tabura gömüldüğünü hatırlamamış olabilir. Çünkü o günlerin Türk medyasına göre böyle bir olay hiç yaşanmadı. Hatta 2009 yılında öyle bir harita hiç bulunmadı. Hatta AİHM Türkiye’yi 1,5 milyon avroya mahkûm etmedi.
1993 ile 1995 yılları arasında üç binden fazla köy yakıldı, yüzbinlerce insan evsiz kaldı. Ama o yıllar arasındaki Türk medyasının arşivlerine bakılırsa o köyler de yakılmadı, o insanlar hiç göç etmedi, herkes mutlu mesut yaşayıp gidiyor.
2 Aralık 1994 günü muhtemelen bu haberleri yapmakta olan tek gazete olan Özgür Ülke’nin İstanbul’daki binası bombalandı. Gazetenin bir çalışanı hayatını kaybetti.
Ertesi gün İstanbul orta yerindeki bu bombalama merkez gazetelerin ancak cinayet sayfalarında, adi bir olay olarak kendine yer bulabildi.
Açıkça söylemek gerekir; bu savaş 30 yıldır sessizce sürmüşse bunun bir numaralı suçlusu Türk medyasıdır. Gerçekleri örterek, gazeteciliğe ihanet ederek, savaş bülteni gibi çıkarak yıllarca hem devleti günahlarıyla baş başa bırakıp, hem de Türk toplumunun olan bitenden haberdar olup sesini yükseltmesinin önüne kalın bir perde örerek işlediler bu suçu.
Düzce, Bolu ve Zonguldak’ta geçen iki gün gösterdi ki toplum medyanın 30 yıllık tahribatından sonra kendisini onarmış, gerçekle yüzleşmiş, iyileşmiş ve gerçeği ucundan kenarından gördüğü için de esas olarak çözüme evet diyor. Ama merkez medya aynı yerde durmaya devam ediyor.
Savaşın bütün kötü haberleri ustaca sansürleyen Türk medyası, şimdi de barışın iyi haberlerini çarpıtıp, perdelemeye çalışıyor.
Meğer pazartesi, salı günü Düzce, Bolu ve Zonguldak’ta şoklardan soğuk duşlara geçiş yapıp, ardından da bayraklarla bir temiz dövülüp evlerimize yollanmışız da haberimiz olmamış. Okuyunca önce kendim için sonra da memleket için oturup ağlayasım geldi.
Hadi Sözcü ve mahdumlarının “oh olsun”la, “kafasına vur kafasına” arasında gidip gelen“haberlerini” geçtik diyelim. Bastıkları resimlerimizde gözlerimizin etrafına “kalemle çıkarınız”diye notlar düştü, düşecekler. O gazeteler Kemalist hiper bir gerçeklikten bildiriyor ve amaç da zaten hakikate küsmüş okurlara Alice Kemalist Harikalar Diyarında yaşıyor efekti vermek.
Ama Âkil İnsanlar Heyeti’ne patron düzeyinde katılan merkez medyanın, büyük haber ajanslarının, internet sitelerinin mesleklerine ihanet etme pahasına hâlâ daha nasıl gerçeği kesip biçtiklerine yakından bakmak zorundayız.
Önce Düzce. İnternet haber sitelerindeki bazı başlık ve spotlara bakalım: “Akil İnsanlara Karadeniz’de soğuk duş! Karadeniz’e giden Akil İnsanlar tepki karşısında şoke oldu”
Peki, ne olmuş, ne yapmışlar bize böyle, nasıl kıymışlar. Onu Âkil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi’nde görev almakta olan Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın da sahipleri arasında olduğu Doğan Haber Ajansı’ndan öğreniyoruz. (Ne tesadüf DHA’ya göre İzmir’e “çıkarma yapan” âkiller ise İzmirliler tarafından coşkuyla karşılanmış:)
Haberler o ajansın muhabirinin elinden çıkma. Meğerse bizi şoka sokan “Konuşmalarınız bile örtüşmüyor” diyen bir emekli öğretmenmiş. Herhalde soğuk duş kısmı da “İki bin çapulcu için mi burada toplandık” diyen bir dernek başkanının eseri. Şu satıları yazarken bile hâlâ şoklar ve soğuk duşlar içinde kalmaktayım. Nasıl olur da bir emekli öğretmen biz Âkil İnsanlara sesini böyle yükseltebildi hâlâ inanamıyorum. Artık bu şoktan çıkmak için birkaç ay evde terapi görmemiz gerekecek.
130 kişinin katıldığı, neredeyse her söz alanının büyük bir olgunluk ve âkillikle barışı desteklediği, endişeleri olanların gayet medeni bir biçimde bu endişelerini dillendirdiği, 29 dilin konuşulmakta olunmasıyla övünülen bir şehrin bütün renklerinin temsil edildiği, bir ticaret odası başkanının Öcalan’a siyasi af istediği, bir eski milletvekilinin Esad’la, Saddam’la değil Kürdistan’la komşu olsak ne olur dediği bir toplantıdan haber olarak medenice ifade edilmiş sürece karşı iki görüşü seçip “şok oldular”diye haberi vermeye gazetecilik demiyoruz.
Aynı haberlere göre Zonguldak’taki toplantı da olaylar, olaylar, olaylar şeklinde geçmiş.
(Önce bir özür dün hepimizi çok umutlandıran, çok verimli bir toplantının ardından bütün Zonguldak’ı beşer dakika sürmeyen iki küçük eylemden ibaret gösteren NTVMSNBC, Habertürk gibi büyük sitelerin haberlerindeki AA mahrecini görünce birkaç tepki tweet, atmıştım. Anadolu Ajansı bu sitelerdeki haberleri kendilerinin geçmediklerini, mahreçlerinin kullanıldığını bildirdiler. Kendilerinden özür dilerim.)
“Zonguldak’ta Akil İnsanlar protesto edilip, evlerine gönderildi” temalı haberlerin kaynağıDHA ve Cihan Haber Ajansı.
Protesto haberdir tabii. Bu haberi yapmak da gazetecilik. Ama bir şehrin barış sürecine nasıl baktığını o şehrin muhtarlarından, sanayicilerine kadar temsil edildiği haber değeri olan tonlarca şey söylenen bir toplantı yerine iki marjinal grubun kısa ve duygu patlamasından ibaret protestoları üzerinden vermek ne iyi gazetecilik ne de iyiniyetlilik.
Cihan ve DHA’nın Zonguldak haberlerinin yüzde 80’i Zonguldak’ın yüzde birini temsil eden bu iki protestodan ibaret. Ama DHA’nın haberine göre saatlerce süren toplantıda bizim başkan dışında bir de İşçi Partisi ve ADD’li iki kişi konuşmuş. Haberde toplantıda şehri temsil eden yüze yakın ismin ne söylediklerine ise tek cümlelik yer kalmış: “Toplantıda söz alanların büyük bölümü sürece destek verdiklerini söyledi.”
Pek çok hata var haberde. Haberi yapan kişi heyetin o anda orada olmayan benim gibi üç üyesini de herhalde bizi de küfürlerden istifade ettirmek için protesto noktasına ışınlanmış. Peki, buna ne diyeceğiz: “...Cadde üzerindeki kafeteryada oturan Türk Eğitim-Sen İl Temsilcisi Şahin Ören’in tepkisiyle karşılaştı. Ören, ‘Siz bizi temsil etmiyorsunuz, siz bölünmeyi temsil ediyorsunuz’ diye bağırarak tepkisini dile getirdi.”
Demek ki Zonguldak’ta bayraklarıyla kafeteryada oturmak diye bir âdet varmış. Tabii sokaktan geçerken laf atılması bile haber değeri taşırken, “bu savaşa gönderecek evladımız yok” diyen şehrin ünlü işkadınına bir cümlecik yer kalmamış.
Salonda da neler neler olmuş meğer. “Atatürk fotoğrafı ve Türk bayrağı bulunmamasını eleştiren Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi Birsen Ayaroğlu da salondakiler tarafından alkışlandı. Yeniden araya giren Hakyemez, alkışlı tepkilerden rahatsızlığını dile getirdi.”Alkışlayanlar da hep birlikte oturan ve sonra salonu terk eden İşçi Partililer olduğu, onlar sloganlarla salonu terk ettikten sonra herkesin durumdan gayet memnun olduğu, hatta özür dileyenler bile çıktığını yazmaya da yer kalmamış anlaşılan
Zonguldak’ın Düzce’nin, Bolu’nun âkil insanları bu sakil haberciliği hak etmiyor sahiden de.
Türkiye bu medyaya rağmen barışa doğru gidiyor. Savaşın gür sesi olarak kötü bir şöhrete sahip olmuş bu medya barışın gür sesi olma fırsatını da ideolojik reflekslerine kurban edip eski günahlarını affettirme şansını harcıyor. Ne diyelim, Yeni bir Türkiye kurulur ve o Türkiye kendi medyasını bulur...
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025