Yıldıray OĞUR
Karanlık bir dehlizin kapısını aralamıştık. “Paralel devlet”, (ya da herkesten önce cesurca karşı karşıya olduğumuz durumun adını koyan) Ali Bayramoğlu’nun tabiriyle “otonom yapı”nın belki de kumanda merkezine, aklına açılan bir kapı bu.
“Haliç’te Yaşayan Simonlar” da Hanefi Avcı’nın söylediklerini tekrar hatırlayalım: “Cemaatin gizli imamları bu sitelerde gerçek ve farklı adlarla köşe yazıları yazmakta ve geniş cemaat sempatizanı kitleleri yönlendirmektedir. Yusuf Gezgin, Y. Derinsoy gibi sahte isimler altında makaleler ve Derin Yapı ve Türkiye gibi kitaplar yazılmaktadır. Sanki birbirinden ayrı kaynaklarmış gibi gözüken şeyler aslında tek bir kaynaktan yönlendirilmekte, hatta zamanla resmî bilgiye dönüşmektedir…”
(İlginçtir. Avcı’nın kitabından 4 ay sonra AktifHaber yazarı Yusuf Gezgin ve HaberVaktim yazarı Yavuz Derinsoy’un yazıları aynı anda aniden kesilivermiş. Neyse ki bu izleri takip eden, bu gizemli, şifreli yazıların peşine düşmüş harika bir site var: arsivlemesemolmazdı.blogspot.com. Beni bu arşive yönlendiren @medyaadem, Adem Yılmaz’a bir kez de buradan teşekkür edeyim.)
Gerçekten karşımızda karanlık komplo teorileri, içinde bol bol kripto, Pers geçen, eski Türkiye jargonu, korkutan çıkmış öngörüler, tehditler, şantajlardan oluşan bir külliyat var.
Önce Aktihaber sitesi yazarı Yusuf Gezgin’e bakalım. Aktif Haber adlı uzun süredir Emniyet ve cemaat çevrelerinin sesi olan (Nedense o kadar emek verip bu siteyi güncelleyenlerin ortalıklarda gözükmediği) sitede yıllardır analizler yazan Yusuf Gezgin’den elimizde internetten alınmış, çözünürlüğü düşük İngiliz beyaz yakalı orta yaşlı adam fotoğrafı ve bir de “Aktifhaber Yayınları”ndan çıkmış “Derin Yapı ve Türkiye” adlı bir kitabı var. Kitabın tanıtımında geçen ilk cümlesi Gezgin’in dünyasını anlamak için yeterli:
“Türkiye’nin bir büyük projeye maruz kaldığı, kripto ecnebilerin memleketin bütün sinirlerini işgal ettiği…”
Gezgin’in iki büyük düşmanı var: Kripto ecnebiler dediği ve bütün kötülükleri (Ergenekon, PKK) onlardan bildiği devleti ele geçirmiş gizli Ermeniler, Sabataycılar, Yezidiler. İkinci ise “Pers” diye neredeyse ırkçı bir tonla geçen İran.
Bu satırlar 2012’in başlarında yazdığı bir yazısından: “Türkiye İran ilişkilerinde 2. Beyazıt dönemini yaşıyoruz, Anadolu delik deşik ve sorumlular-yetkililer bundan gafil. Umarım bir Yavuz çıkana kadar geç kalmış olmayız”
Bu da Kripto Ecnebilerle ilgili yazdıklarından:
“Türkiye’de Beyaz Türklerin hâkimiyeti, kripto ecnebilerin kumpası bir realitedir. Türk milleti son 100-150 yılda büyük bir tasfiyeye maruz bırakılmıştır. İnsanımız sofistike, profesyonel bir proje ile karşı karşıyadır. Sağlıklı bir durum tespiti yapmadan, millet aleyhine kurulan tuzakları görmeden, kanımızı emen vampirleri tanımadan, sinirlerimize yapışmış sülükleri teşhis etmeden bu virüslerden kurtulmak mümkün değildir. Bünyenin tedavisi için önce cerahatin kurutulması, irinlerin temizlenmesi lazım…”
Ne var bunda, internette buna benzer ne manyaklar var, komploculuk milli sporumuz olmuş diyebilirsiniz. Bence o kadar erkenci olmayın.
Yusuf Gezgin, kendi anlatımına göre “kökeni belirli bir Türk’üm, Yörük’üm. İlaveten 1980 öncesinde sağ-sol çatışmalarının yoğun olduğu, her gün birkaç kişinin öldürüldüğü bir ilde ülkücüydüm”. (Cemaatin Emniyetteki imamı olarak geçen Kozanlı Ömer’le hemşeri olma ihtimali yüksek)
Müstear adlı ama anlaşılan protokolde bir yeri var. 2005 yılında yazdığı “Doğu’dan izlenimler” başlıklı seri yazılarından küçük bir bölüm okuyalım şimdi de: “…Bölgede valilerle ve kaymakamlarla görüştüm. Mülki idare amirlerini büyük bir çaba ve heyecan içinde gördüm. O coğrafyada iyileşmenin ve normalleşmenin devam etmesi için canla başla çalışıyorlar.”
Ve Yusuf Gezgin’in şifreli, istihbarat dolu yazılarına sürpriz bir atıf. 4 Ocak tarihli Taraf Gazetesi’nde bir köşe yazısı:
Yusuf Gezgin’in dediği gibi, hükümet, güçlerinin zaaflarından, tevazularından ve halka dayanmaktan geldiğini unutup, güçlerinin esiri olmaya başlamıştır. 2014 senaryolarının başladığı noktada siyasetin ve bürokrasinin içine uzanmış; sinsice, ama planlı ve stratejik bir şekilde yol alan ekip Acem oyunu oynuyor. (4 Ocak 2o12- Emre Uslu)
Bu da bugün olan biteni Şubat 2012’de tahmin ettiği müthiş öngörü yazısından:
“Ustalık döneminde oldukça kirlenen, mücahitlikten müteahhitliğe sıçrayan, gemicikleri çoğaltan, havuzları dolduran Hükümet ve Başbakanın çevresi bu durumun biliniyor olmasından ve bir şekilde karşısına çıkabilecek olmasından rahatsızdı. Bu tür davaları açabilecek, hükümetin usta siyasetçilerini ve bakanlarını veya onların yakınlarını sorgulayabilecek en önemli merci 250 denilen organize suçlarla ve terörle uğraşan özel yetkili mahkemelerdi. Hükümetin temel endişesi yargının ve bazı birimlerin hükümet üyelerinin ustalık faaliyetlerinden bir şekilde haberdar olmasıydı.”
Yusuf Gezgin’e artık ulaşılamıyor. Yazılarının bir anda kesildiği Aktifhaber dışında kendi adını taşıyan yusufgezgin.com sitesi kapanmış durumda, numannuh.com, irantehditi.com adlı istihbarat ağırlıklı gizemli sitelerdeki yazıları çıkarılmış, bazı eski yazılarına ise kamugüvenlik.net adlı başka bir siteden ulaşılabiliyor.
Onun gibi yine ismi cismi belli olmayan bir başka gizemli yazarın adı Rauf Atilla Polat. Haberx sitesinde yazdığı şifreli ve bol istihbaratlı yazılarıyla epey bir hayran kitlesi oluşmuş.
2011 yılında yazdığı yazılar AK-cemaat çatışmasının erken tarihi gibi. Tepkiler üzerine kaldırılmış bir yazısında şöyle diyor:
“Balyozcuları serbest bırakmak için askerle anlaşacak ve bazı bakanlara emir verdireceksin, o emre itaat edilmediği zaman da bakanın telefonda o hakimlere arkadan ana avrat dümdüz gidecek...
Aslında yazacak çok pislik ve ihanet var da, ne acıdır ki devletin geleceği adına ciğerimizden kalemimize kan çekerek sadece aktif sabır ve dua ile bu işin gerçek sahibi olan ''HU'' esmasının sırrına sığınıyoruz.
Zira bir noktadan sonra ölüm HAKK'TIR... Menderes öldü, Özal öldü, Türkeş öldü ve Ecevit öldü, Yazıcıoğlu da öldürüldü...Bu isimlerden bazıları bir dava için öldürüldü. Eğer birileri şuanda yaşıyor ve öldürülmediyse insaf edip, oturup neden yaşıyorum diye tefekkür etmeli değil midir? “
Manyak işte demeyin. Yazarımızın kulakları büyük ve elleri uzun. Aynı yazıdan başka bir bölüm: “Bir kardeşimiz yakın bir tarihte 5 önemli devlet adamının yaptığı gizli toplantının -kısa bir süre sonra- seslerini farklı yerlerde duyunca, resmen devletin ırzına geçmisler diye içten bir haykırışla dert yanıyordu.”
Ve yazının neredeyse bugünleri muştulayan sonu:
“Şimdi de de bazı makam sevdalıları, devleti kimseye vermemeliyiz..Bu adamların pisliği yok...Bizim pisliklerimiz ise henüz ortaya çıkmadı, devlet tamamen bizden giderse bizim de pisliklerimiz ortaya çıkar diye.. Sağda solda acizce propagandalar yapıyor...
Evet, bu kaset ortada gözüken bütün tezlerin dışında başka bir amaca hizmet edecektir.
Bunun ortaya çıkması için de biraz zamana ihtiyaç vardır. Aslında burada önemli olan bu kasetin ortaya çıkması değil..Üstad Fazıl'ın dediği gibi 'Ayasofya açılacak, öylesine açılacak ki, bu millete iyilik etmiş sanılan kötülerle, kötülük etmiş sanılan iyilerin gizli dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek'' düşüncesinden hareketle açılacak mahsenlerdeki -özellikle hiç gündeme gelmeyen bazı kirli mahsenlerdeki- kaset, belge ve vatana ihanetlerin ortaya çıkması ile çok daha büyük sırların deşifre olacağı hakikat çağının kaçınılmaz bir gerçeğidir...
Umarım, kardeş katlinin vacip olduğu her zaman akılda tutuluyordur...”
Ve en favorim. Çorum’da bir sendikacı olan Lokman Erdoğan. Aynı zamanda Medya Konseyi adlı Ankara merkezli bir kurumun da genel sekreteri.
“İnsanların çoraplarında namaz izi arayan bazı kurumların yöneticileri acaba neden bazı önemli görevlerdeki kişilerin maruldan nefret ettiğini hiç düşündü mü?”
Bu satırlar ondan. Marul yemeyenlerden kasıt Ezidiler. Yargı başta olmak üzere devletin pek çok kurumunu ele geçirmiş durumda Ezidiler yazara göre. Komplocu deyip geçmeyin bir de şunu okuyun:
“Ellerindeki fişleme kayıtları ile cadı avına başlayan iktidarın Kadir gecesi viski içerek kandil kutlama mesajı atan isimleri bilmelidirler ki karşılarında -kaynağı belirsiz bir şatafat imparatorluğunun sahibi- Uzan ailesi yoktur. Lider’de bilmelidir ki “örgüt, paralel devlet, in, karşı taraf” kelimeleri ile tanımladığı neslin kodlarında seksen küsur yaşında atına kendini bağlatarak peygamber övgüsüne nail olmak için yollara düşen mihmandar-ı nebevî yani Ebu Eyyûb El-ensarî muhabbeti vardır.”
Bu son dönem yazılarından. Tehdidin şiddeti artıyor: “Karşılarındaki organizeyi hafife alan seçilmişler, bu gücün şartlar değiştiği zaman onlara dünyayı zindan edeceğini unutmuş görünüyorlar ve seçilmiş bir başbakanın başına gelenleri anımsamıyorlar. Hiç kimsenin iki asırlık çalışmasını kolayca teslim etmeyeceğini düşünmüyorlar ya da düşünmek istemiyorlar. İktidarın bu ülkenin yargısında, ordusunda, dâhiliyesinde, hariciyesinde, mülkiyesinde yıllardır fırfır tur atan gücün neler yapabileceğini iyi hesap etmeden bu işlerde başarıya ulaşamayacağı artık bir gerçektir.”
Bence en acayibi. 14 Şubat 2013 sevgililer Günü’nde yazılmış bir yazı:
“Yakında bir televizyon kanalında Pana Film tarafından yapılan ‘Ben onu çok sevdim’ adlı dizi ile Menderes’in hayatını ekrana getirecek. Filmde Adnan Menderes’in insani özellikleri ön planda olacak yani aşkı. Bakalım film hangi projenin sesi ve öncüsü olarak tasarlanmış bekleyip göreceğiz. Saçın teli önemli mesele Muta nikâhı meselesi ise imani bir meseledir.
Unutmadan CHP’nin ara sıra torunları ile namazına giden Genel Başkanı da bir kardelen projesi ile gitmişti. KÖZ bir saçın teline, Veren adam sermayenin ve yeni aşkının büyüsüne kapıldı, Avcı’ydı Küçük bir ava yem oldu. Lakin bu sefer durum başka sipariş çok özel… Başvekilin aşkı sıradan bir aşk olamaz tabi ki dizi olmalı. Sürprize hazırlan sevgili ülkem.”
Boldlardaki şifreleri çözmek artık size kalıyor. Bir de bu yazıyla şantajı yapılan şeyin ne olduğunu tahmin etmek. Umarım bu insanlar gerçek değil. Hararetle savundukları cemaatle hiçbir ilgileri yoktur, bunlar istihbarat değil onların halüsinasyonlarından ibarettir. Aksi büyük bir karanlıkla karşı karşıya olduğumuz anlamına gelir.
Biz yine de duamızı tekrarlayalım: Allahümme ecirne min şerril İstihbarat….
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025