Yıldıray OĞUR
“Medeniyetin Zaferi”... Kemalist mizah gazetesi Posta’nın bir fotoğrafla 20 kuşu hedeflediği 30 Ağustos manşeti böyleydi.
1929’da Ankara Palas’taki 29 Ekim resepsiyonunda çekilmiş fotoğrafta fraklı Atatürk’ün yanında oturan dekolteli kadın meşhur Sovyet elçisi Suriç’in eşi oluyor.
“Komşularımızda Orta Çağ'dan kalma din savaşları yaşanırken, laikliğin değerini daha iyi biliyoruz”lu 5/C sınıfından Arda Su’nun kaleminden çıkma spotları okuyanlar 92 yıl önce Dumlupınar’da Yunan Ordusu’nun Türkiye’ye şeriat getirmek üzereyken durdurulduğunu sanabilir. Tabii spotlardaki “komşularımızdaki Orta Çağ’dan kalma din savaşlarından” kastın Haçlı Seferleri mi, Avrupa’daki mezhep merkezli 30 Yıl Savaşları mı (Orta Çağ’dan sonra tarihi) olduğu, komşularımızın Orta Çağ’ından kastın ne olduğu bahsini açıp pazar gününüzü berbat etmeyelim. Kemalist tarih yazımına göre Orta Çağ, Orta Doğu’da yaşanmış ve ateşin bulunmasıyla kapanmış bütün kötülüklerin anasıdır.
‘Medeniyet’ten kastedilene bakmak daha eğlenceli olabilir.
Önce Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamalarına gidelim. Ağır konuklar arasında meşhur iki Rus general de vardır. Biri Taksim Anıtı’nda Atatürk’ün arkasında görünen meşhur Sovyet generali General Kliment Voroşilov ve General Budiyoni.
Orduevi’nde süren resepsiyon sırasındaki medeni ortamı Atatürk’ün uşağı Cemal Granda anlatsın:
“Saat üç sularında eğlencelerin en hararetli olduğu bir sırada Atatürk emretti. Bir grup genç subay Voroşilov ve Budiyoni’yi eller üzerinde alıp salonda gezdirmeye başladılar. Müzik, Mavi Tuna valsiydi. Genç subaylardan bir başka grup coşarak Atatürk’ü de eller üzerinde taşımak istedi. O sırada Atatürk kahvesini içiyordu. Gülümseyerek eliyle İsmet İnönü’yü gösterdi. Bir saniye içinde İnönü omuzlara alınarak havada gezdirilmeye başlandı. Omuzlara alınan üç kişinin dolaşması müzik bitene kadar sürdü...”
En azından çalan Kasap Havası değilmiş.
Bu arada Orduevi’ndeki bu gecede General İzzettin Çalışlar’ın gerdanını gıdıklayarak selam veren (son rütbesi yüzbaşı olan) Başbakan Recep Peker’in bu davranışı yüzünden Atatürk tarafından Başbakanlıktan alındığı da söylenir.
Yine Ankara Palas’tayız. Bu kez Cumhuriyetin 9. Yıl kutlama resepsiyonu. Ortam yine ultra medeni. Biri hariç. 200'ü aşkın seçkin davetli içinde Atatürk’ün gözleri, başında 7 yıl önce devrimle devirdiği fes olan Mısır Büyükelçisi Abdülmelik Hamza Bey’in üzerindedir. Yemek bitip baloya geçilirken olanları o gece orada olan Fransa Büyükelçisi Kont de Chambrun’den dinleyelim:
“İki yüz kişilik davetliler arasında Mısır Elçisi’nin fesi gösterişle sırıtıyordu. Cumhurbaşkanı, arada bir, sezdirmeden fese alaycı bir göz atıyordu. Zavallı meslektaşım bunun farkına varmadı. Ama Gazi, sürükleyici müziğin temposuna ayak uydurarak masadan kalkınca Mısırlının yanından geçti ve geçerken kedi mırıltısını andıran usulca bir sesle kendisine bir şeyler söyledi, onun omzunu okşadı. Kendisini kucaklıyor sanmıştık ki bir de ne görelim, bir garson fesi gümüş bir tepside hızlı adımlarla götürüyordu. Tepsinin ardından bakakaldık!..”
Elçi salonu hemen terk etti. Mısır Kralı Fuad Ankara’ya nota gönderdi. Türkiye ile Mısır ilişkileri İngilizlerin araya girmesiyle, üstü kapalı özürlerle zorlukla tatlıya bağlandı.
Fransa ile de ilişkiler “medeni” bir davet yüzünden kopma noktasına gelmişti. General Fahrettin Altay’ın “10 Yıl Savaş ve Sonrası” adındaki anılarından okuyalım:
“Atatürk Afet Hanımla, madam Baver öteki kızları ve maiyeti başka otomobillerle kafile halinde Fresko gazinosuna gittik. Çok kalabalık vardı, Türk hanımlar pek az idi, ecnebi bayanlar da çok değildi. Zeki Beyin orkestrası çalıyordu. Milletvekilleri, elçiler yüksek memur ve askerler Atatürk’ü şiddetle alkışladılar. İlk dansı Atatürk Fransa Elçisinin kızı ile açtı. Kızın güzelliği herkesin dikkatini çekti, pist dans edenlerle bir anda doldu” dedikten sonra şöyle devam ediyor: "Fransız Sefirinin kızı ile bir iki defa daha dans etti. Çok neşeli, dolaşıyor, herkese iltifatta bulunuyor, arada da biraz oturup seyrediyordu. Fransız Sefiri kızını alıp görünmeden savuşmuş...”
Fransız sefirini yatıştırmak Başbakan İsmet İnönü’ye düşmüştü. Sefir bu ilginin bir iltifat olduğu konusunda zorlukla ikna edilebilmişti.
Hazır medeni resepsiyonlardan, medeni davetlere ve partilere geldik, medeni sofralardan da bir hatıra anlatalım... Dün Nazım Hikmet’in 52 yıl önce 30 Ağustos için kendi sesinden verdiği mesaj dolaşıyordu her yerde.
1933 yılının bir akşamı Nazım’ın o sesi Çankaya Köşkü’nde de yankılanmıştı. Ünlü sofrasında misafirleriyle oturan Atatürk’ün “bir plak koy” dediği uşağı plakların arasına nereden karıştığı bilinmeyen bir plağı gramofona takmıştı. Birden salonda Nazım Hikmet’in kendi sesinden Salkımsöğüt duyuldu. Gerisini plağı koyan yine Atatürk’ün uşağı Cemal Granda’dan okuyalım:
Atatürk bunu duyunca birdenbire bana sordu:
-Bu nedir Çelebi Efendi?
-Nazım Hikmet’in şiiri Paşam.
Atatürk bu kez sofradakilere dönüp sordu:
-Şimdi nerede bu adam. Şükrü Kaya cevap verdi:
-Bursa Hapishanesi’nde Paşam.
Atatürk bunun üzerine şunları söyledi:
-Şimdi bu adamı çıkarsak.. Gel bizimle çalış desek, gelmez. Halk Fırkası’na sokmaya kalksak girmez. Girdiği zaman küçüleceğini sanır. Kendisinde büyüklük duygusu var.
…
Bu olayın üzerinden dört ay geçmişti. Ankara’dan İstanbul’a gelmiştik. Atatürk Cevat Abbas’a “Tiyatrolarda neler oynuyorlar” diye sordu. Hemen öne atıldım:
-“Unutulan Adam oynuyor Paşam.” “Kimin oyunu bu” diye yeniden Cevat Abbas’a sordu.
-“Nazım Hikmet’in Paşam.”
-“Hâlâ bu adama fırsat veriliyor mu?”
Ertesi gün piyes sahneden kaldırıldı, afişleri indirildi…”
"Medeniyetin Zaferi"ne böyle, böyle gelindi işte...

Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025