Yıldıray OĞUR
Geçen hafta Kudüs kararıyla gerilen ilişkilere rağmen Türkiye’de internet siteleri, gazeteler ve televizyonlarda sık sık bir İsrailli gazeteci göründü; Haaretz yazarı Gideon Levy.
2015 yılında Washington’daki Ulusal Basın Klubü’nde verdiği “İsrail Lobisi” adlı konferanstaki konuşmasında söylediği şu cümleler, “İsrailli gazeteciden tokat gibi sözler”, “İsrailli gazeteciden alkışlanacak sözler” başlıklarıyla duyuruldu:
“Aranızda İsrail’in işgal bağımlısı olmasıyla ilgili şüphesi olan var mı?”
"İsrail bağımlı, hastalıklı ve tedaviye muhtaç bir kişi gibi.. Amerika İsrail’e iyilik değil kötülük yapıyor."
"İsrail halkının yalanlarla beyinleri yıkanmış durumda. Tarihte bu kadar işgalci olup kendisini mağdur tanıtan başka hiçbir güç yoktur”
Gerçekten de Levy kendi ülkesiyle ilgili çıplak gerçekleri cesurca dillendirmişti.
Aslında, hayat hikayesini okuyunca, ülkesine ve kendi halkına karşı nasıl bu kadar eleştirel olabildiğine insan şaşırıyor.
Çünkü soykırım sırasında Nazi’lerden kaçmış Çek Yahudisi bir anne ve babanın oğlu.
Babası, 1939’da Türkiye limanlarına sokulmayan Yahudi mültecileri taşıyan Frossoula gemisiyle altı ay yolculuk yaparak Karadeniz’den Beyrut’a ulaşmış, şimdi Levy’nin can düşmanları olan Revizyonist Siyonist Vladimir Jabotinsky’ye yakın çizgide biriymiş.
Annesi de yine savaş yıllarında Çekoslavakya’dan kurtarılıp, İsrail’deki bir kibbutzda büyümüş Yahudi bir yetim. Altı Gün Savaşları’nda evlerine Arap roketleri isabet etmiş. Levy, 1974-78 arasında İsrail Ordu Radyosu’nda çalışmış. 1978 ile 1982 arasında ise Davos’ta Erdoğan’ın “Siz çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz” dediği Şimon Peres’in sözcülüğünü ve danışmanlığını yapmış.
Bu hikayeden çıkan Gideon Levy,1982’de yazmaya başladığı sol liberal eğilimli Haaretz’de neredeyse bütün gazetecilik kariyerini İsrail’in işgalini eleştirmek ve Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerini yazmakla geçirdi.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarında yaralanan sivilleri hastanelerde ziyaret edip, hikayelerini yazdı. 2006 Lübnan saldırısında sivillere yönelik katliamları kaleme aldı, duvarına “Filistin’i ziyaret edin” yazan posterler astı. İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesini, İsrail’e yönelik boykotu ve iki devletli çözümü savundu. Bir de üstüne üstlük bütün bu yaptıkları için yurtdışından ödüller aldı, yine yurtdışındaki pek çok konuşmasında ülkesini yerden yere vurdu.
Bu yüzden de tahmin edileceği gibi İsrail’de çok sevilen bir isim değil.
Sağcı milletvekilleri vatana ihanetten yargılanmasını istedi. Defalarca ölüm tehditleri aldı. “Hamas aşığı”, “İsrail düşmanı”, “İçimizdeki Truva atı” ilan edildi. Yazıları yüzünden İsrailli ünlü isimler Haaretz’i boykot çağrıları yaptılar. Sağcı Maariv gazetesinin şu cümlesi herhalde tanıdık gelecek:
“Ülkemiz bu kadar zorlu bir savaşın ortasındayken, kendi ülkesine ve halkına karşı da biraz empati yapmasını ondan isteyebilir miyiz?”
İsrail, etrafında kendisinden nefret eden devletlerle kaplı bir coğrafyada, sürekli çatışmaların ortasında yaşayan, daimi olarak birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçen bir güvenlik devleti. Vatandaşı olmayan Filistinlilere karşı gösterdiği bu beka kaygılı, ceberrut yüzü dünyanın malumu.
Ama Levy bütün bunları yaparken Tel Aviv’de oturmaya, Haaretz’de yazmaya devam etti. Hiç tutuklanmadı.
Bizim memnuniyetle izlediğimiz Washington’daki o konuşmasını İsraillilerin çoğunun pek memnuniyetle karşılamadığı herhalde açık.
Ama bu konuşmadan haklı olarak memnun olan bizler için cevaplarından pek memnun olmayacağımız bir soru var:
Ülkemizde Gideon Levy’nin yaptığına benzer eleştirileri yapanlara karşı biz bu kadar tahammül müyüz?
Tıpkı İsrail’de pek çok kişinin Gideon Levy’ye yaptığı gibi, o eleştirilere kızabilir, terörle mücadele ederken söylediklerini teröristlerin “ağzıyla konuşmak” olarak görebilir, “hep devleti eleştirip, teröristlere karşı sessizliklerini” yerden yere vurabilirsiniz, isteyenler, yurtdışına çıkıp ülkeyi yerden yere vurmalarını da vatana ihanet olarak da adlandırabilir.
Ama Gideon Levy ile benzer sözler söyledikleri, yazılar yazdıkları için, terörle mücadele kanunun imkanlarından faydalanarak kolayca üyelik, propaganda, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün amaçları doğrultusuna hizmet etme suçlarına sokulup, tutuklanan, işinden atılan bu kadar çok insanın, gazetecinin olduğu bir ülkede “İsrailli gazeteciden tokat gibi sözler” başlığı atıp, onun cesaretini takdir etmek insanın içinden pek gelmiyor doğrusu.
Halbuki insan hakları, hukuk konusunda kimseye ders verecek hali olmayan İsrail’i bağlamasa da Türkiye’nin tarafı olduğu AİHM’in, defalarca mahkeme kararları ve Yargıtay içtihatlarında yer almış hükmü çok açıktı; “Düşünceyi açıklama özgürlüğü, sadece hoşa giden veya zararsız ya da tepki yaratmaz sayılan haberler veya fikirler için değil, fakat devlete veya halkın bir kısmına ters düşen, şoke eden ya da üzüntüye sevk edenler için de geçerlidir.”
Ama birkaç yıl öncesine kadar bu içtihadı övünerek kararlarında kullanan Anayasa Mahkemesi üyeleri, Yargıtay daireleri, hakimler ve savcılar uzun bir süredir kendi kararlarını, aldıkları onca insan hakları eğitimini unutmuş görünüyor.
Son bir kaç haftanın haberleri bu ani hafıza kaybının örnekleriyle dolu.
Örneğin bugün, İsrailli gazeteci Gideon Levy’nin yaptığına benzeyen, belki siyaseten yanlış bulabileceğimiz haber ve yorumlar yüzünden Cumhuriyet Gazetesi’nin dört çalışanı, ‘adeta’larla dolu bir iddianameyle bir kere daha tutuklu olarak hakim karşısına çıkacaklar.
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/596258.aspx
Eğer bugünkü duruşmada da tahliye kararı çıkmaza, fikirleri ve haberleri yüzünden yargılandıkları bu davanın bir sonraki duruşmasına, son çıkan KHK nedeniyle tek tip elbiseyle katılmak zorunda kalabilirler.
Geçen haftanın son günlerindeki bir başka habere göre telefonla bağlandığı Beyaz Show’da söyledikleri yüzünden “Terör örgütü propagandası”ndan 1 yıl 3 ay ceza alan Ayşe Çelik, cezası ertelenmese iki aylık kızıyla birlikte hapse girecek.
(Hapis cezası aldığı 2 dakika 49 saniyelik telefon konuşmasında söylediği sözlerin tam dökümü hatırlamayanlar için şöyleydi:
“İyi geceler. Yalnız ben kısa konuşmak istiyorum. Türkiye’nin doğusunda Güneydoğusunda neler olup bittiğinin farkında mısınız? Burada anneler doğmamış çocuklar, insanlar öldürülüyor, sanatçı olarak, insan olarak siz de bir şekilde yaşananlara sessiz kalmamalısınız ve bir şekilde dur demelisiniz. Ayrıca bir şey daha söylemek istiyorum. Ölen çocuklara sevinen zavallı insanlar var. Ben bu insanlara daha doğrusu biz bu insanlara hiç bir şey söyleyemiyoruz, yazıklar olsun demekten başka. Bir şey daha demek istiyorum kusura bakmayın. Ben öğretmenim öğrencilerini terk eden öğretmenlere seslenmek istiyorum. Bir daha oralara nasıl dönecekler, o tertemiz çocukların gözlerinin içine bir daha nasıl bakacaklar. Ben konuşamıyorum gerçekten. Burada yaşananları ekranlardan, medyadan çok farklı aktarılıyor. Yani gerçekten konuşamıyorum sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün duyurun artık bizi elverin. Yazık insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın. Söyleyeceklerim bu kadar. Çok teşekkür ederim. Aslında çok şey söylemek istiyorum ama sesim titriyor. Bomba sesinden kurşun sesinden , insanlar susuzlukla açlıkla mücadele ediyor. Özellikle bebekler, çocuklar, Lütfen siz de duyarlı olsun sesiz kalmayın, rica ediyorum, lütfen. “
https://www.youtube.com/watch?v=_0yG5Ljqj6c)
Program sırasında izleyicilerin ve programın sanatçı ve sporcu konuklarının da alkışladığı konuşmasını hendek terörü sürerken söylemesini, sadece fotoğrafın bir kısmına işaret etmesini, ahlaken ve siyaseten eleştirebilirsiniz, haksız ve abartılı bulabilirsiniz ama içinde hiçbir terör örgütünün adı geçmeyen, şiddet çağrısı yapmayan, herhangi bir terör örgütünün propagandasına sokulamayacak ancak HDP’ye yakın bir Diyarbakırlı Beyaz Show izleyicisinin olan bitenle ilgili yorumu denecek bir konuşmadan hapis cezası çıkarmış bir ülkenin, bunun çok daha ağırlarını ad vererek kendi devletine söylemiş, yazmış Gideon Levy’nin cesaretini alkışlamaya pek hakkı olmayabilir.
Cesaret edilen şeye katılmak, buna cesaret demek ve dememekten bağımsız olarak, en sert sözlerle ülkenin, devletin, siyasetçilerin eleştirilmesine tahammül göstermedikçe, elalemin gazetecisinin kendi ülkesini yerden yere vurmasından “tokat gibi sözler” başlığı çıkarmak pek dürüstçe olmayacak.
Şayet, Gideon Levy’nin, Nazilerden kaçan babasının gemisine İstanbul limanlarına yanaşma izni verilseydi, Gideon burada doğsaydı ve İsrail devletine yaptığı eleştirilerinin benzerini Türkiye devletine yapsaydı başına gelebilecekleri düşünerek bunu bir kere daha düşünmekte fayda var.
Gri tulum mu, badem kurusu tulum mu olurdu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları






































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025