Yıldıray OĞUR
Bugün gazetelerde Suriye’de Baas rejiminin son katliamıyla ilgili haberleri okuyacaksınız.
Ben ise cevap hakkı olarak sözü, Suriye devletine, onun resmî haber ajansı SANA’ya vermek istiyorum.
Suriye Resmî Haber Ajansı SANA, bir hafta önce devrimci sendikamız DİSK’in, daha önce iki kez CHP’nin, diktaların sadece “sivil” olanlarıyla sorun yaşayan Nuray Mert’in rehberliğinde Saadet Partisi’nin, bu arada CHP ile birlikte sosyalist EMEP’li ve Kemalist kadınlardan oluşan heyetlerin, tabii neredeyse Şam’da AKP’ye karşı Cumhuriyet mitingleri düzenleyen İşçi Partisi, TGB’nin ardı arkası kesilmeyen heyetlerinin bizzat gidip yerinde gördüğü mutlu ve özgür insanların yaşadığı telatabilerin ütopya ülkesi Suriye’den bildiriyor.
Bakalım, dönüp kendine bakma cesareti ve aklı kalmamış gaddar bir rejimin çaresizce kendisini savunmak için kullandığı dil, geliştirdiği bütün o savunma argümanları, ürettiği komplo teorileri size de fazlasıyla tanıdık gelecek mi? (Muhalifler için seçilen bir nevi “teröristbaşı”, “bebek katili” işlevi gören ada da lütfen dikkat: İstanbul Meclisi.)
İlk haber tabii ki Humus’taki katliamla ilgili:
“Yetkili bir basın kaynağı bugün yaptığı açıklamada ordu birliklerinin Homs İli’nin bazı semtlerini bombardımana tuttuğu yönünde, kimi uydu kanallarında yayınlanan haberleri yalanladı. Yetkili kaynak; söz konusu haberlerin silahlı terör grupları, İstanbul Meclisi ve dezenformasyon medya araçlarının olayları tırmandırmayı ve Güvenlik Konseyi’nde Suriye’ye karşı kullanma çabaları çerçevesinde geldiğini açıkladı. Dezenformasyon medya araçlarının silahlı terör grupları ve İstanbul Meclisi’yle ortak çalıştığını dile getiren yetkili kaynak; bu çalışmaların Suriye halkının kanının daha fazla akması için olayları alevlendirme ve tırmandırmaya hizmet ettiğini kaydetti.”
Adını bile veremeyen SANA muhabiri olay yerinden bildiriyor
“Şam Çevre Kenti’ne bağlı belde, köy ve bölgelerde yaşayan vatandaşların normal günlük yaşamlarını sürdürdüklerini dile getiren muhabir, vatandaşların kendisine yaptığı anlatımlarda kimi dezenformasyon televizyon kanallarında Şam Çevre Kenti’yle ilgili yayınlanan haberlerin tamamen yalan ve uydurma haber olduğunu ve Suriyelilerin kanını daha fazla akıtmayı hedefleyen dezenformasyon hamlesi çerçevesinde geldiğini ifade ettiklerini aktardı.”
Büyükelçilik baskını “çirkin ve günahkâr sabotaj”
“Bu arada İstanbul Meclisi’nden bozguncu bir grup dün Suriye’nin Kahire’deki büyükelçilik binasına saldırmışlardı. Suriye’yi hedef almakla bilinen bir kısım körfez ülkeleri tarafından destek ve finans alan bozguncular; elçilik binasının etrafındaki duvar ve çitle birlikte binanın kapılarını kırmaları ardından elçilikte bulunan aletler, makineler ve belgeleri çaldılar. Büyükelçilikteki güvenlik kameralarının görüntülediği bu çirkin günahkâr sabotaj eylemi elçilik binasını korumakla görevli Mısır polis elemanlarının gözü önünde yapılmasıyla, polisler bozguncuları engellemek için hiç bir çaba ya da girişimde bulunmadılar.”
Rejimin STK’ları olmaz olur mu?
“Suriye İnsan Hakları Örgütü Güvenlik Konseyi üyesi kimi devletlerin gayrı nezih ve nesnel politikalarını garipsediğini ifade ederek bu devletlerin Suriye’ye karşı baskıyı arttırmak için dünya kamuoyunu aldatmak ve istedikleri şekilde yönlendirmek amacıyla kelime oyunu dâhil her hileye başvurduğunu belirtti.”
Halep’te vatan sancağı dalgalanıyor
“Halep ilinin Merce Meydanı’nda biraraya gelen Halepliler de iç işlere yönelik dış müdahaleleri reddettiklerini, vatanın ulusal bağımsızlık ve egemenliğini her koşulda destekleyeceklerini haykırdılar. Ellerinde taşıdıkları bayrak ve dövizlerin yanı sıra haykırdıkları sloganlarla ulusal birlik ve vatanseverlik timsali oluşturan kitleler kapsamlı reform programını desteklediklerini ifade ettiler.Suriye halkı ve gençliğinin yeni Suriye’nin inşasında tek güvenceyi teşkil ettiğini belirten kitleler maruz kalınan bütün baskılara rağmen vatan sancağının bu topraklar üzerinde bağımsız bir şekilde dalgalanmaya devam edeceğini vurguladılar.”
Aşiret ve kabileler “Esad” dedi
“Suriye’deki aşiret ve kabilelerin, dış ajandalarla ilgisi olan ve vatanına karşı bu dış ajandalardan güç alan hiçbir vatandaşla direk ya da dolaylı olarak hiçbir ilgileri bulunmadığının altını çizdi. Ordu ve silahlı kuvvetleri vatanın tek hamisi ve savunucusu olarak nitelendiren aşiret ve kabile temsilcileri Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad’ı halkın ve vatanın birlik ve bütünlüğünün tek güvencesi olarak gördüklerini ve onun etrafında sımsıkı kenetlendiklerini önemle beyan ettiler.”
“Amerika 90’ların başından beri bunu planlıyor”
“İslam’ın önde gelen ulemalarından Muhammed Sait Ramazan el-Buti; Batı’nın Müslümanlar arasında fitne yaratmaya ve Müslümanları birbirlerine düşürüp zayıflatmaya çalıştığını söylerken; ABD Milli Güvenlik Konseyi’nin doksanlı yılların sonunda yayınladığı bildiriye dikkat çekti. Dün okuduğu Cuma hutbesinde Buti; sözü geçen bildirisinde ABD Milli Güvenlik Konseyi’nin Müslümanları bir birine düşürme, Müslüman mezhepleri arasında çelişki ve ayırımı körükleme gereğine vurgu yaptığını hatırlattı.”
Terörist “uydu telefonları” ele geçirildi
“Güvenlik birimleri; dezenformasyon yayınlarıyla Suriye’de olayları ve kaosu körükleyen fitne kanallarının işbirlikçileri ve silahlı terör grupları mensuplarının havzalarında bulunan çok sayıda oldukça gelişmiş telekomünikasyon ve uydu yayın cihazları ele geçirdi. Aynı zamanda dünya kamuoyunu yanıltma amacıyla dezenformasyon yayın yapan medya araçlarına iletilmek üzere görüntü, fotoğraf ve sesleri çarpıtarak montajlama teknolojisine sahip bu cihazlar; söz konusu medya araçlarıyla iletişimde kullanılıyor. Ülkeye yasadışı yollardan geçirilen bu cihazlar, çevredeki Arap ülkelerinden ve başında ABD ile İsrail’in olduğu yabancı ülkelerden temin edilmişken, inceleme sonucu cihazlarda, Cezire, Arabia, BBC, France24 gibi kışkırtıcı medya kanallarının telefon numaralarının varlığı tesbit edildi. Telefon hafızalarında ayrıca, olaylarda parmağı olan Arap ve yabancı birçok şahsın telefon numaraları yer alırken, önceden arşivlenmiş kışkırtıcı mesajlar da bulunuyor.”
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025