Yıldıray OĞUR
1914 yılının Ekim ayında ABD’nin İstanbul’daki Büyükelçisi Henry Morgenthau, Washington’a şöyle bir telgraf gönderir:
“Bugün Harbiye Nazırı Enver Paşa’yı Robert Kolej’e götürdüm; kardeşi ile Şeyhülislam’ın ve Şehremini’nin oğulları için özel bir sınıf açtırdım. Oysa hepsi de okula kabul edilme yaşının altındaydılar.”
Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlere karşı savaşacak Enver Paşa, oğlunu torpille yazdırdığı okulun “Batıya hayran devşirmelerin yetiştirilmeye çalışıldığı bir yer” olduğunu ne bilsin...
Bu acı gerçek, ancak 100 yıl sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne dışarından tartışmalı bir rektör atanınca ona can-hıraş destek vermeye çalışan bir akademisyen tarafından ortaya çıkarıldı.
Ama 100 yılda olan olmuştu.
II. Abdülhamit’in büyük oğlu Şehzade Mehmed Abdülkadir, oğlu Şehzade Mehmed Orhan’ı, Mustafa Kemal Paşa manevi kızları Zehra Aylin ve Sabiha Gökçen’i (bağlı Amerikan Kız Koleji’ne), İsmet Paşa erkek kardeşini, Adnan Menderes oğlu Aydın’ı, İstanbul’da Refah Partisi’nin yöneticilerinden Özdemir Bayraktar oğlu Selçuk’u bu okula kaydettirmişti bile.
Aslında “Batı’ya hayran devşirmeler” yetiştirme işinde çok da başarılı oldukları söylenemez.
Robert Kolej’in ilk Türk kız öğrencilerinden Halide Edip, İstanbul’un işgaline karşı Sultanahmet mitinglerinin konuşmacısı, İstiklal Harbi’nin onbaşısı oldu. İsmail Cem, Türkiye tarihi üzerine en popüler üçüncü dünyacı, anti-Batı eseri yazdı. Bülent Ecevit, ABD’nin başına bela olan, ambargo uyguladığı bir Başbakan oldu. Behice Boran, Türkiye İşçi Partisi’nin en Moskova yanlısı kanadının liderliğini yaptı. Ahmet Davutoğlu, Türk dış politikasının Batı eksenini kaydırmakla, neo-Osmanlıcılıkla suçlandı.
İstanbul’u bütün dünyaya tanıtan tek Nobelli yazarımız Orhan Pamuk, Cannes’da aldığı ödülü yalnız ve güzel ülkesine adayan Nuri Bilge Ceylan’ın da Batı’ya hayran devşirmeler olduğunu herhalde söyleyemeyiz.
Ağaları köy meydanında orakla öldürerek yapılacak devrime inanan Hindistan Komünist Partisi lideri Çaru Mazumdar bile kendisine Boğaziçi Üniversitesi’nde taraftarlar bulabildi.
Anadolu’nun bütün seslerini albümlerine taşıyan Kardeş Türküler de Boğaziçi’nden doğdu.
Bunlar yeterince yerli ve milli örnekler gibi gelmiyorsa, AK Parti’de kuruculuk, bakanlık, milletvekilliği yapmış, halen Beştepe’de danışman, muhafazakar camiada akademisyen, yönetici, işadamı olan onlarca Robertli, Boğaziçili listeye eklenebilir.
Mesela en yerli ve milli iktidar medyasının başındaki isim Boğaziçi mezunu.
En yerli ve milli SİHA’ları yapan Cumhurbaşkanı’nın damadı Robert Kolej mezunu.
En yerli ve milli dış operasyonları yürüten Milli Savunma Bakanı Boğaziçi’den doktoralı.
Yani Boğaziçi hiçbir zaman surunda bir gedik açılması gereken bir kale, bayrak dikilmesi gereken bir burç olmadı.
28 Şubat ve sonrasında başörtüsü yasaklarının en liberal uygulandığı üniversite olmalarıyla, Kürt sorunu, Ermeni meselesi üzerine en cesur konferanslara, fikirlere ev sahipliği yapmalarıyla ulusalcı, milliyetçi çevrelerin hışmına uğradılar.
Bir devlet üniversitesi için alışılmadık bu liberal atmosferde 90’larda İslamcı öğrenciler ABD bayrağı yaktı, 2019’da Afrin için lokum dağıttı.
Bazen aşırıya da kaçıldı, hendek terörüne felsefi açıklamalar getiren hocalar, PKK’nın kuruluşunu kutlayan öğrenciler oldu.
Ama bazılarının iddia ettiği gibi Boğaziçi hiçbir zaman elitist bir Eton Koleji olmadı.
Sınavla girilen, Anadolu’nun her yerinden, düz liselerden, İmam Hatip okullarından binlerce öğrencinin her sene dereceye girip okumaya geldiği, öğrencilerin yurtlarda, pek de bakımlı olmayan çevredeki evlerde kaldığı bu üniversite, tam tersine Türkiye’de sınıflar arası geçişkenliği en başarıyla sağlayan okullardan biri oldu.
Yani “Boğaziçi sadece elitistlerin değil, milletindir” popülizmi yapmak için en yanlış yerlerden biri.
Ayrıca iyi üniversiteler elit kurumlardır. Öyle olmaları gerekir. O ülkeye elit insanlar yetiştirirler. Bu elitizm de ülkenin menfaatinedir.
Üniversite kampuslarının amacı da hocalarını ve öğrencilerini kalabalıkların önyargıları, ortalama fikirleri, baskısından kurtarıp bir fanusun içine kapatmaktır. Avamı havasa karşı kışkırtarak bu saklı hazineleri yağmalatırsınız sadece.
İyi üniversiteler kendi geleneklerini, kültürlerini, kadrolarını oluştururlar, bir miktar kapalı devre işler bu sistem.
Türkiye’nin en eski eğitim kurumlarından olan Boğaziçi de rektör atamasına tam da bu yüzden, 150 yılda inşa ettiği geleneklerini, kültürünü korumak için itiraz ediyor.
Benzer biçimde rektör atanmış üniversitelerin bu duruma itiraz etmemesi de onların suçu değil.
“Boğaziçi bu ülkede Batıya hayran devşirmelerin yetiştirilmeye çalışıldığı yer. Hocaların hepsi tek tip. Bir tane bile muhafazakar veya milliyetçi öğretim üyesi yok. Şimdi bu kliği aşan rektör atandı dite diye bağırıyorlar” diyen akademisyen herhalde yine Erdoğan tarafından aynı yöntemle atanmış mevcut rektör Mehmet Özkan’ın hem Boğaziçili bir hoca hem de muhafazakar bir isim olduğunu bilmiyor.
Ama iktidarın meselesi, Boğaziçi kültüründen gelen mevcut rektörün bile karşılayamadığı, üniversitenin yüzlerce hocası içinden de uygun bir profilin bulunamadığı beklentilerin karşılanması olunca rektör de ancak üniversitenin dışından bulunabildi.
O yüzden bu atamaya kayyım deniyor ve 12 Eylül rejiminin yaptığı dışarıdan rektör ataması hatırlatılıyor.
12 Eylül rejiminin YÖK’ü, Boğaziçi Üniversitesi’ni, “anarşi”den temizleyecek, sol gruplardan arındıracak, yasakları, yeni anlayışı hayata geçirecek ismi üniversite içinden bulamamış, bu yüzden İTÜ’den Prof. Dr. Ergün Toğrol’u rektör olarak atamıştı. O da hocaların sakallarına bile karışarak görevini yapmış, kötü hatıralar bırakmıştı.
Bugünkü iktidarın da dışarıdan bulup getirdiği rektörden benzer bir performans beklediği anlaşılıyor.
Yeni rektör Prof. Melih Bulu, Twitter hesabından iktidarı destekleyen gazetecilerin yerli, milli, terörle mücadele temalı kendisine destek tweetlerini beğenerek bu beklentileri karşılayacak bir profil olduğunu bir kere daha gösterdi.
Ama Bulu, o akademisyenin zannettiği gibi “kliği aşan milliyetçi-muhafazakar rektör” de değil, bilindiği kadarıyla gayet liberal, seküler bir insan.
AK Partililiği muhafazakarlığından değil, doğru zamanda doğru yerde durma becerisinden geliyor.
Zaten 2002’de AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı kuruculuğu, 2009’da AK Parti Ataşehir Belediye Başkan aday adaylığı, 2015’de AK Parti İstanbul milletvekilliği aday adaylığı, bir akademisyenin muhafazakarlığını değil, ancak fırsatları kovalamaktaki becerisini gösterir.
Siyasette bu kadar ısrarla koltuk peşinde koşmak da iyi bir akademisyenlik performansı olmasa gerek.
Sadece siyasetle değil, iş dünyasıyla da benzer yakın ve pragmatik ilişkileri olan bir isim yeni Boğaziçi rektörü.
Kendisini Beyaz Türklerin, liberallerin kalesine, milletin bayrağını dikecek akıncı zannedenler hayal kırıklığına uğrayabilir ama rektör beyin en yakın arkadaşlarından biri işadamı Ali Koç. Siyaset dışında en öne çıkan çalışmalarını da onun desteğiyle kurduğu Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu’nda yapmış.
Bir kaç yıl Şehir Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nde dersler veren Bulu, yine en doğru zamanda yani Davutoğlu’nun Başbakanlıktan ayrılmasından sonra buradan ayrılmış, iktidara yakın bir grubun kurduğu Topkapı’daki İstinye Üniversitesi’ne kurucu rektör olmuş.
2020 yılında, oradan da silahlı baskın, dolandırıcılık iddialarıyla kayyıma geçen Haliç Üniversitesi’nin rektörlüğüne geçmiş.
İstinye ve Haliç gibi yeni kurulmuş otoban kenarı üniversitelerinde rektörlük yapmış olmak, herhalde Türkiye’nin dünya çapındaki bir kaç üniversitesinden biri olan Boğaziçi’ne rektör olarak atanmak için yeterli bir kariyer kabul edilemez.
Ama sadakatin en önemli kriter olduğu otoriter rejimler, her zaman oportünistler için büyük fırsat pencereleri açar.
Son dönemde de büyükelçilik, rektörlük, başdanışmanlık hatta bakanlık kadroları, köken, eğitim, fikriyat olarak dindarlarla, muhafazakarlarla hiçbir ilgisi olmayan ama doğru zamanda doğru yerlerde pozisyon alıp, söylenmesi gereken şifre sözcükleri söyleyen böyle oportünist isimlerce dolduruluyor.
Ama bu kez dokusuyla oynanan pamuklara sarılıp saklanması gereken ülkenin en itibarlı üniversitelerinden biri.
Paralar saçıp, en iyi arsaları verip, en yüksek maaşlı hocalarla iyi üniversite kurulamayacağını en iyi iktidarın biliyor olması gerekir.
Boğaziçi, kapılarını başka kesimlerden hocalara kolayca açmayan dar kadrocu bir üniversite olabilir. Ama eksiğiyle, gediğiyle her ne yapıyorlarsa sonuçta ortada açık ve Türkiye’de benzeri az bir başarı var.
Bırakın Boğaziçi de bugüne kadar hangi kriterler ve standartlarla Türkiye’nin dünyadaki en prestijli üniversitelerinden biri olduysa onu olmaya ve onu yapmaya devam etsin.
Bunu bugüne kadar içine kapalı, elitist bir kadroyla yaptıysa öyle yapsın.
Bırakın orası da “elitist” kalsın.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025