Aslı Aydıntaşbaş
Günlerdir bu sütundan uyarıyorum. Tutuklu ABD’li rahip Andrew Brunson üzerinden yapılan pazarlıkların çok tehlikeli bir noktaya savrulduğunu ve özünde etik olmayan, hukukla ilgisi olmayan bir at pazarlığına dönüştüğünü yazıyorum.
Olan biteni biraz da perde arkası vererek hatırlatayım. Geçen aylarda Türkiye ve ABD arasında çeşitli kanallardan yapılan pazarlıklarda, Brunson’ın bırakılması konusunda anlaşılmıştı. Brunson karşılığında Hakan Atilla, ‘cezasının kalan bölümünü çekmek’ için Türkiye’ye gönderilecekti. Türkiye ve ABD arasında buna imkân veren bir ‘tutuklu iadesi’ anlaşması var. Ankara, Washington’a Brunson’un ‘Seçimden sonra’ salıverilebileceğinin sinyalini verdi. Ancak Bloomberg’e göre, son dakikada yeni bir konu gündeme geldi. Halkbank’a yönelik ikinci bir iddianame ihtimali vardı. Ankara, Brunson karşılığında bu konuda da garanti istedi. Trump yönetimi, ‘Veremeyiz’ dedi.
Pazarlıklar sarpa sardı. Brunson, cezaevinde kaldı.
Hafta sonu ABD hükümetinin tavrı sertleşti. Bunu zaten Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence’in tweet’lerinde de gördük. Bu zamana kadar hep Tayyip Erdoğan’a sempatiyle bakan Trump, ‘büyük yaptırımlar’ geleceğinden söz ediyordu. Washington’da görüştüklerim, Trump’ın Brunson konusundaki ricasının dikkate alınmamasından dolayı rahatsız olduğunu söylüyor. Trump yönetimi bir yandan Türkiye ile görüşmelere devam ederken, diğer yanda Ankara’ya yönelik bir dizi yaptırım hazırlığına başladı.
Bu tarz durumlarda ABD hükümetinin elindeki en önemli enstrüman, 2012 yılında çıkan ‘Magnitsky yasası’. Adını, Rusya’da yolsuzlukları araştırırken hapse atılan ve orada gördüğü kötü muamele yüzünden ölen avukat Sergei Magnitsky’den alıyor. ABD, bu yasayla dünyada insan hakları ihlali yaptığını düşündüğü bireylerin mal varlıklarına el koyabiliyor. Şu zamana kadar Putin’e yakın oligarklar dahil 44 farklı birey için kullanıldı.
ABD’nin yaptırımları, dün akşam saatlerinde geldi.
ABD Hazine Bakanlığı, ‘ciddi insan hakları ihlalleri yapan yapıların başında’ diye tanımladıkları Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik ‘ABD’deki mal varlıklarını dondurma’ kararı aldı. Dayanağı, Magnitsky yasası. Hazine bu iki ismin Brunson’un tutukluluğunda rol oynadığını iddia etti.
Bu yaptırım kararı, ağır olmakla birlikte aslında sembolik bir adım. Ne Abdülhamit Gül ne de Süleyman Soylu’nun Miami’de daireleri, Amerikan bankalarında hesapları olduğunu sanmıyorum.
Amaç, Türkiye’ye ‘Ciddiyiz’ mesajı vermek.
Piyasalar da zaten bu yaptırım paketini ‘sembolik’ olarak algıladı. Dolar önce fırladı; sonra oracıkta durdu. Piyasa denilen akıllı yaratık, istese Trump yönetiminin daha sert bir ekonomik yaptırım uygulayabileceğini ve bundan imtina ettiğini düşünüyor olmalı. Bir şekilde Adalet ve İçişleri bakanlarının ‘insan hakları ihlali yapan yapıların başındaki isimler’ olarak tescillenmesine fazla tepki vermedi. Belki de sıradan buldu.
Yine de zor bir noktadayız. Türkiye, artık ‘yaptırım konan’ ülke konumunda. Anladığım kadarıyla Washington, Türkiye’nin Rusya (düşen uçak) ve Almanya’yla (Deniz Yücel ve Alman vatandaşlarının tutuklanması) yaşadığı krizleri iyi çalışmış. Korkarım çıkardığı sonuç ise sert bir tutum takınmadan istediğini alamayacağı yönünde.
Pazarlıklar devam ediyor ancak şimdi Ankara açısından olay daha çetrefil hale geldi. Dün sabah itibariyle Türkiye Brunson’ı vermeye razıydı, ancak bunu zamana yaymak istiyordu. Şimdi ise rahip Brunson’un alelacele ABD’ye iadesi, siyaseten zor. Bu meseleyi çözmek, her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Türkiye büyük bir hesap hatası yapmış gözüküyor.
Yine de hâlâ diplomasi kanalları işliyor. Bir yandan Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo; diğer yandan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton arasında süregiden iki önemli hat var.
Bu noktadan sonra Çavuşoğlu ve Pompeo arasında cuma günü gerçekleşecek görüşme, önemli.
Geçen yazılarımda da belirttiğim gibi, filmin son karesinde muhtemelen Andrew Brunson serbest kalıp ülkesine dönecek, Hakan Atilla da Zarrab davasında aldığı 32 aylık cezanın kalan bölümünü çekmek için Türkiye’ye doğru yola çıkacak. İki taraf da bu takası kendi kamuoyuna bir ‘zafer’ olarak takdim edebilir.
Ancak bu ne zaman olacak? Ankara’nın ekime kadar vakti var mı? O zamana kadar ekonomi ne kadar hasar alacak? Türkiye yaptırım kararına karşı bir misilleme yapacak mı?
Hep birlikte izleyeceğiz...
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018