Celal DENİZ
Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır der Bertnart Russel . Son başarısız darbe girişiminden sonra darbenin nedenlerini sorgulamak yerine, cumhurbaşkanı tarafından hedef olarak gösterilen Gülen cemaati bütün kötülüklerin anası olarak görülüyor. Düne kadar cemaate bir şekilde bulaşmış, himmet etmiş, sohbetlerine katılmış en azından gazetelerine abone olmuş olanlar hep bir yanıldık kandırıldık söylemi ile kendi vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar.
Cumhurbaşkanı da kandırıldık Allah ve milletimiz affetsin dedi. Dedi ve bütün sorumluluklarından kurtuldu. Şimdi televizyonlarda gazete köşelerinde Fetullah Gülen'in nasıl kötü bir kişi olduğu anlatılıyor. Muhterem hoca efendilikten şeytan, köpek, sünepe gibi ifadelerle itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
Bu ortamda bir kişi de cemaate şu ya da bu şekilde yardım edenlerin hiç mi suçu yok demek yerine günah keçisi olarak FETÖ dedikleri örgütü taşlamakla meşguller. Bunları görünce akla bildik hikaye geliyor.
Hz.İsa'nın köyünde bir kadın gönüllü ''fahişelik'' yapıyormuş. İstediği erkekle birlikte oluyor istemediği erkeği ret ediyormuş. Birlikte olduğu erkeğin eşleri kadını kıskanıyorlarmış. Birlikte olmak isteyip de ret edilen erkeklerde kıskanıyorlarmış. Böyle olunca köyün içinde bir dedi kodu furyası başlamış. Fahişelik yasaklansın diye. Sonuçta köyün ortak görüşü kadın fahişeliğe devam ederse taşlanarak cezalandırılacak. Tabi kadın bildiği şekilde davranmaya devam etmiş. Köy ortak kararla kadını bir çukura gömerek etrafında bir daire oluşturmuşlar. Ellerinde taş ilk taşı atacak olan köyün ileri geleni olan din adamının taşı atmasını bekliyorlarmış. Din adamı ilk taşı atmaya hazırlanırken İsa durun diye seslenmiş. İlk taşı hiç günahı olmayan birisi atsın demiş. Herkes birer ikişer taşı bırakmışlar. Din adamı elinden taşı bırakmamış. İsa din adamının yanına yaklaşmış senin de fırıncının karısı ile oynaştığını söylerim herkese demiş ve fahişe kadın taşlanmaktan kurtulmuş.
Evet hikaye bu bizim ülkemizin gerçekliğini özetliyor. Nasıl ki fahişe ile birlikte olanlar bile taşlayacaklar arasında yerlerini almışlarsa, dün FETÖ ile şu ya da bu şekilde ilişkilenmiş insanlar ellerinde taş, dillerinde küfür Fetullah Gülen'i taşlıyorlar.
Bu ülkede eğer ki bugün ''fahişeyi'' taşlayacak isek bunu ancak solcular, sosyalistler, Kürtler, Aleviler yapabilir. Çünkü bir tek onlar bu Fetö denen yapıyla ilişkilenmediler. Tersine cemaat yapılarının bilinçli saldırılarına, operasyonlarına maruz kaldılar.
Erdoğan Allah affetsin diyerek siyasi sorumluluğunu Allaha havale ederek kendini temize çıkarmak istiyor. Oysa hukuk devletinde suç varsa cezada vardır. Darbe girişimine gerçekten katılmış, sorumluluk taşımış insanlar yargılansınlar. Suçları sabit görüldüğünde gerekli cezayı da alsınlar. Ancak Siyasi sorumluluk taşıyanlarda bedelini siyaseten ödemelidirler. Bunun da yolu istifa etmekten geçmektedir. Erdoğan ve AKP yöneticileri, hükümet üyelerinden beklenen onurlu davranış istifa etmeleridir. Yoksa hamasetle kitlelere yeni yalanlar söylemek değil.
Yeni yalanlar dedim ya ne yazık ki söyleniyor. Yeni yalanın ortak teması darbeye karşı milli birlik içinde bir karşı duruş. Demokrasi nöbeti tuttuğuna inanan kalabalıklar milli beraberlik yalanına inanabilirler. Bu doğal.
Ya siyasi partilere ne oluyor. MHP'nin milli deyince bütün diz bağları çözülür. Onu da anlamak mümkün. Ya CHP'ye ne oluyor. Kime karşı milli birlik? Nasıl bir birlik? HDP mecliste ki bu ''milli birlik'' ortaklığından dışlanıyorsa kime karşı milli birlik sorusunun cevabını anlıyoruz demektir. Sistem içi partilerin devletin etrafında oluşturdukları bu ''milli Birlik'' darbeciler bahane edilerek Kürtlere, Alevilere, Sol ve Sosyalistlere karşı yeni bir devlet yapılanmasının harcını karmaktadır. CHP bu inşada olsa olsa amele olacaktır. 7 Ağustos mitingine Bahçeli'nin ve Kılıçdaroğlu'nun katılması devletin sistem içi siyaseti tekleştirdiğinin göstergesidir.
Yazarlar
-
Murat SevinçMarx, YouTube kanalı açacakmış, kesin bilgi… 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSuriye’nin kimlik krizi ve İslamcı hibritizm 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci bozulmaz, bozulamaz 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZİktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİCHP'siz Türkiye nasıl şahlanıyor görün 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTemeldeki sorun 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSiyasi yargı maceralarının bedelini kim ödüyor? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHayra alamet şeyler değil 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayKilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci3 yıllık OVP 3 günde bitti 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİktidar çıkış yolunu siyaset içinde bulmak zorunda 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBaba ocağına polis kordonuyla giren evlat! 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENereye gidiyoruz? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMahkemelere çağrı! Bütün seçimleri iptal edin ve bizi bu eziyetten kurtarın 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSavcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı? 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 70 yıl öncenin 6-7 Eylül komünist avı... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBeklentiler ve gerçekler… 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017