Celal DENİZ
Yangından mal kaçırır gibi toplumda tartışılmadan mecliste oldubittiye getirilerek ve oy verme sırasında ki usulsüzlüklerle anayasa teklifi meclisten geçti. Referandum olarak önümüze getirildi.
Bu referandum daha başından meşru değildi. Hem anayasa taslağının tartışılmadan dayatılması hem de mecliste açık oy kullanmaya kadar varan usulsüzlükleri ile meşruiyetini yitirmişti. Meşru anaysa toplumda tartışılarak, sindirilerek ve mutabakata varılarak yapılan bir anayasa olarak kabul edilir.
Kampanya eşit olmayan şartlarda yapıldı. Taşları bağladılar köpekleri saldılar deyimini haklı çıkartırcasına devletin bütün imkanlarını kullandılar. Muhalefetin en etkin kampanya yürütücüsü olacak HDP'lileri tutukladılar, belediyelere kayyum atadılar. OHAL yasakları muhalefetin çalışmalarını sınırlarken açılışlar adı altında devlet faaliyetleri ‘’Evet’’ kampanyasının lokomotifi oldu.
Tüm bunlara rağmen anket şirketleri Hayır oylarının önde gittiğini belirledi. Ancak referandum günü özellikle Kürt kentlerinde silahların gölgesinde korucu aşiretlerin baskısında köylerde tek imza ile tutanaklar imzalanmış ve seri üretim olduğu sosyal medyaya yansıyan evet oyları çoğaltılmıştı. Bunu münferit olaylar olarak değerlendirmek mümkün. Ancak mühürsüz iki buçuk milyon pusulanın kullanımı münferit sayılacak cinsten değildir. Özellikle de mühürsüz pusulalarda evet oyu kullanılması da tesadüf olamaz.
Bu usulsüzlüklere YSK son noktayı koydu. Gayet masumane (!) bir gerekçe ile kullanılan oyların mağdur edilmemesi adına mühürsüz pusulaları geçerli sayıldı. Oysa aynı saatlerde YSK’nın sitesinde mühürsüz pusulaların geçersiz sayılacağına dair genelge yayımlanır haldeydi.
Bu anlamda YSK'nın bu tutumu meşru olmayan bu referandum oyununa bir gölge daha düşürmüş oldu. Bu nedenle bu sonuç meşru değildir. Muhalefet sonuçları da cumhurbaşkanına tanınan yetkileri de tanımamalıdır.
Referandumun meşruiyeti tartışmalı iken bazı kesimler Kürtlere olan nefretini referandum üzerinden kusmak istemişlerdir. Kürtler evet demeseydi sonuç böyle olmazdı cinsinden bir tartışma yürütmeye çalışıyorlar.
Silahların gölgesinde onca baskıya rağmen % 60 üzerinde bir Hayır çıkması başarı olarak görülmeden Kürtler günah keçisi yapılmaya çalışılıyor. Kürdistan illerinde demografik yapıyı bilmeden Kürtleri suçlamak kolaydır. Ancak Urfa'dan, Muş'a, Mardin'den Siirt'e kadar bir çok ilde Arap nüfusun ve devletin memurlarının varlığı hesaba katılmadan Kürtler evet dedi tarzı yorumlar bir yanılma değil açıktan nefretin bir vesile ile kusulmasıdır.
Oysa Kürtler doğru dürüst kampanya yürütemeden bile Cizre gibi yakılmış yıkılmış bir yerde % 80, Lice gibi her gün kuşatma ve devlet baskısını yaşayan bir ilçede % 85 Hayır çıkarıyorsa Kürtlere bu ülkenin bütün solcuları, laikleri borçludur.
Bugün Kürtleri suçlayanlar, Kürtler ağır saldırı altında öldürülürken, evsiz kalırken, tutuklanırken, belediyelerine kayyum atanırken, milletvekilleri tutuklanırken ses etmeyenlerdir.
Bu referandum sonuçlarına yapılan itirazlar muhtemelen ret edilecektir. YSK kararının yargı denetimine kapalı olması nedeniyle itirazların dikkate alınmayacağını düşünmekteyim.
YSK kararından vaz geçmese de bu referandum sonuçları meşru değildir. !2 Eylül faşist rejiminin 1982 anayasası da referandumda % 92 ile kabul edilmesine rağmen bugün hala meşru olmayan bir anayasadan söz edilmektedir.
16 Nisan referandumunda dayatılan anayasa teklifi de yıllar boyu tartışılacak ve hele de iki kişiden birisinin karşı çıktığı bu anaysa meşru kabul edilmeyecektir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017