Enver SEZGİN
Pek çok kişi tarihsel bir süreçten geçmekte olduğumuzu söyledi, söylüyor. “Tarihsel süreç”ten söz etmemize sebep, sadece PKK güçlerinin savaş alanını terk etmesi değildir. Aynı zamanda silahların sonsuza dek bırakılması ve Türkiye’nin kendi Kürt meselesini bütünüyle siyasetin konusu hâline getirmesidir.
Murat Karayılan’ın PKK’nin silahlı güçlerinin sınır dışına çıkmaya başlayacağını söylemesinden sonra yeni bir aşamaya geçtiğimiz açıktır. Çekilmenin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Bu bir teknik konudur ve bu sürecin ne kadar bir zaman alacağını en iyi geri çekilenler bilmektedirler. Ancak Reyhanlı’da elli kişinin ölümüne sebep olan bombalı saldırılar bize bu işin mümkün olan en kısa sürede sona ermesi gerektiğini söylüyor.
Asıl konu şudur: Geri çekilme ne kadar sürerse sürsün herhangi bir saldırı ile karşılaşılmamalıdır. Aksi durum işi zora sokar. Nitekim Murat Karayılan 8 Mayıs’tan sonra yaptığı ilk açıklamada şunu söyledi: “Devlet güçleri müdahale edip 99’daki gibi operasyon yaparsa, bizim gücümüz de geri çekilme hareketini durdurup kendi savunmasını yapacaktır.” Bugüne kadar tek bir insanın burnunun kanamaması bu işin başarılı bir biçimde yürütüldüğünü göstermektedir. İşler yolunda gittikçe halkın belli bir kesiminde güçlü bir biçimde var olan kaygılar azalacak, giderek yerini rahatlamaya bırakacaktır. “Ne verdiniz” sorusu anlamını yitirecek, sürecin zafer ve yenilgi kavramlarıyla tanımlanamayacağı gerçeği daha iyi anlaşılacaktır.
Ortaya çıkan bir başka gerçek ise geri çekilme için bir yasa çıkarmaya gerek olmadığıdır. Bunda ısrar edenler meşruiyetin müthiş gücünü hesaba katmadılar. Halkın barışa verdiği desteğin artması bu meşruiyeti daha da güçlendirmiştir.
Haddizatında şu birkaç aydır halkta var olan barışa ve çözüme dair umut bu yeni aşama ile birlikte daha da artmış görünüyor. Elbette sürece ilişkin kaygılar ve endişeler devam ediyor. Öte yandan, olup biteni 99 çekilmesine benzetip aynı akıbete uğrayabileceğimizi söyleyenler de var. Evet, böyle bir tehlike yok değil, ancak yaşadığımız süreç pek çok bakımdan 99 çekilmesinden farklıdır. Hatırlayalım, o yıllarda Öcalan’ın talimatı ile PKK silahlı güçleri sınır ötesine çekilmiş ki çekilme sırasında güvenlik güçlerinin saldırısına uğramıştı ancak 2004 yılında silahlı eylemler yeniden başlamıştı.
Ne yazık ki o dönemde her iki taraf da barışa hazır değildi. Dönemin siyasi iktidarının ve diğer karar vericilerin çözüme dair bir politikaları olmadığı gibi, böyle bir niyetleri de yoktu. Sadece çekilmeyi öngören ve daha çok hile amacı taşıyan bir yaklaşım vardı.
1999 ağustosunda PKK güçleri de pek hazır değildi. Öcalan’ın ani talimatı karşısında şaşkındı. Sonuçta bu talimata uyulmuştu, ancak o geri çekilme pek çok soru işareti eşliğinde gerçekleşmişti. PKK meclis üyesi bir kadın şöyle söylüyor: “O zaman silahlı güçlerimizde çok güçlü bir belirsizlik vardı.”
Geçmişten dersler çıkarıldığını görüyoruz. Bizzat devlet tarafından Öcalan ile Kandil arasında bir mektup trafiği kuruldu. Bu trafiğin bir ucu Avrupa’ya uzandı. Böylelikle PKK saflarındaki tereddütler bizzat Öcalan tarafından en az seviyeye indirildi. Siyasi iktidarın silahların susması ve geri çekilmenin gerçekleşmesi yönünde bir irade göstermesi dönemin önemli özelliklerinden biri oldu. Ancak yeni sürecin en önemli özelliği halkın büyük desteğidir.
Nereden bakarsak bakalım, yepyeni bir süreç yaşıyoruz. Atılacak küçük adımlar büyük kapıları aralayabilir. Hep birlikte, ilk kez yepyeni bir süreç yaşıyoruz. Her şeyi mükemmel yapmak mümkün olmayabilir. Kuşkusuz, “süreç”i baltalamak isteyenler ellerinden geleni yapacaklardır. Ancak pek çok şey barış isteyenlerin ellerindedir. Her şeyden önce, üslup giderek daha fazla önem kazanıyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Koç Üniversitesi’nde yaptığı konuşmanın bir bölümünde şöyle diyor: “Cehennemin dibine gitsinler.” Gidiyorlarsa, bizim buna sevinmemiz gerekmez mi? Oysa konuşmanın bütününe baktığımızda, Bülent Arınç’ın barış ve çözümü ne kadar istediği görülmektedir. Ancak söz bir kere ağızdan çıkmıştır. Bu sözlere verilen tepkilerden anlaşılıyor ki hassas bir dönemden geçiyoruz ve ne söylediğimize daha çok dikkat etmemiz gerekmektedir.
Elbette çekilmelere sevinmemiz gerekiyor. Ancak uzun ve zorlu bir sürecin bizleri beklediğini akıldan çıkarmamalıyız. Şu anda sınırların ötesine çıkmakta olan insanlar hakkında “nereye giderlerse gitsinler” demek yerine, onların evlerine dönmeleri ve yaşamlarını güven içinde sürdürmeleri için ne yapmamız gerektiğini yüksek sesle düşünmek daha iyi olmaz mı?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarlar
-
Taha AkyolSüreç nereye? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖcalan ziyareti olmuş sayıyor mu? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir ziyaretin ardından düşündüklerim 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUİmralı ziyaretiyle hangi noktaya geldik? 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYCHP nereye koşuyor.... 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAPO anıtı yontuluyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğluİmralı ziyareti, ‘çözüm süreci’ne sahiplik gerektiğini söylüyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKimse boşuna refah beklemesin 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanGizlice İmralı’ya gidildi ama daha turpun büyüğü heybede… 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBir sistem bu kadar yanlış yaparsa kürtler ve aleviler zor durumdadır 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUİmralı kararı bir semboldü! O kadar! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları






































Ro$ev sîtav
Evet, yerinde bir degerlendirme.. Eline saglik Sayin Berktay..