Enver SEZGİN

Operasyon ve hendek
2.02.2016
2359

 Dicle Üniversitesi öğretim üyesi, Dr. Mehmet Yanmış kapsamlı bir çalışmaya imza atmış. Devletin yürüttüğü “operasyonlar” ile “hendek siyasetinin” Kürtler üzerindeki etkilerini araştırmış.

Mehmet Yanmış, araştırma alanı olarak, DiyarbakırŞırnakUrfaMardin ve Hakkâri illerini seçmiş. Ortaya üzerinde önemle durulması gereken sonuçlar çıkmış.

Operasyonlar hemen bitmeli diyenler, zararı fakir fukaranın çektiğini söylüyorlar.

Bir tarafta devletin ağır silahlarla yaptığı operasyonlar, öte tarafta ise izlenen “Hendek Siyaseti”; bu ikisinin de masum halka “zarar vermekten başka hiçbir işe yaramadığı” düşünülüyor.

Cizre’de yaşayan bir arkadaşım “Burada travma yaşamamak için insan olmamak gerekiyor” diyor. Halk, büyük bir çaresizlik içinde sadece bekliyor. Çocukların durumu daha da kötü.

SilopiDerik ve Cizre’de operasyonlar tamamlandı. Sur ilçesinde bitmek üzere. Bazı ilçelerde operasyonlar yeni başladı. Muhtemelen başka yerleşim birimlerine de yansıyacak. Güvenlik güçleri belki buralarda da “başarılı! olacak.

Peki, ya sonra? Temelde hiçbir şey çözülmemiş olacak. Başka bir ifade ile, sorunlar olduğu gibi orta yerde durmaya devam edecek.

Sözkonusu araştırmadan çıkan çarpıcı sonuçlardan biri ise bölgede radikalleşmenin artabileceği ve Türk- Kürt ayrışmasının derinleşebileceği yönündedir. Her bir operasyon bu kaygıları daha da artırıyor. Gönüllerde kırılmalar yaratıyor. Pek çok insan 90’lı yıllardan da kötü bir sürece doğru hızla ilerlediğimizi düşünüyor. Operasyonlar, zaten var olan devlete olan güvensizliği daha da artırıyor. İnsanlar bu operasyonların hemen bitmesini istiyorlar.

Öte yandan, hendek ve barikat siyasetine de destek vermiyorlar. Hendek ve barikat stratejisi yanlıştır görüşünde olanların oranı yüzde 67’yi buluyor. “Bu eylemler, en büyük zararı Kürtlere veriyor”, diyenlerin oranı yarıdan fazla. Bu bile Kürtlerin “hendek siyasetine” destek vermediğini net olarak gösteriyor. Bu politika başarılı olabilir diyenlerin oranı ise sadece yüzde 11’de kalıyor.

Demektir ki, çok büyük çoğunluk devam eden operasyonlara karşı olduğu gibi, hendeğe de silaha da sempati ile bakmıyor. Yanlış ve yıkıcı buluyor. Bu politikalar onun hayatını olumsuz bir yönde etkiliyor.

Cizre’de, onbinlerce insanın göç ettiği söyleniyor. Sur ilçesi ise neredeyse tamamen boşalmış durumdadır. Silopi’de yarı yarıya göç var. Pek çok kişinin hayatı zindana dönmüş durumdadır. Bu çatışmalardan öteki il ve ilçelerde yaşayanlar da etkileniyor. Ekonomik hayat zaten durma noktasına gelmiş.

Halk bu duruma neden razı olsun ki? İnsanlar perişan ve kızgınlar. Bu büyük yıkım karşısında “hendek siyasetini” neden desteklesinler ki?

Çatışmaların sürdüğü tüm yerleşim birimlerinde benzer manzaralarla karşılaşıyorsunuz.

Vahap Coşkun’un bir yazısında belirttiği gibi “Yıkılan evler, taş üstünde taş kalmayan sokaklar, derin yarıklar, içine girilmeyen mahalleler, yanıp kül olan camiler, hanlar, okullar, hamamlar…

Ve en önemlisi yitip giden canlar.” Ölen çocuklar, göç, perişanlık.

Buralarda yaşayanlar, devletin abluka ve operasyonundan ve hendek politikasından olumlu bir sonuç çıkamayacağını biliyor.

Kendi hayatının, çocuklarının geleceğinin karartıldığını görüyor.

Pek çok kişi ağır koşularda yaşıyor. Bütün bunlara rağmen geleceğe dair umutlarını tam olarak yitirmiş değiller.

Yine Dr. Mehmet Yanmış’ın araştırmasına başvuralım.

Bu olumsuz tabloya rağmen çözüm sürecinin başlayabileceği umudu hâlâ canlılığını koruyor.

Katılımcıların yüzde 61,0’i “görüşmeler yeniden başlayabilir” yanıtını vermişler.

İki buçuk yıllık çözüm süreci hiçbir işe yaramamışsa bile Kürt halkının büyük çoğunluğunun barışçı çözüme olan inancını güçlendirmiştir ki bu önemlidir. Silahın, şiddetin çare olmadığını kavradılar. Kürt meselesinin çözümü için yasal siyasetin yeterli olduğuna kanaat getirdiler.

Operasyon, abluka, hendek, barikat, silah, bomba, şiddet, ölme, öldürme…

Bize lazım olan bunların hiçbirisi değil.

Sorunlarımızın çözümü için “yasal siyaset” yeterlidir.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar