Enver SEZGİN
1956 yılında Demokrat Parti döneminde Türkiye’nin Suriye sınırına “kaçakçılığı önlemek ve sınır güvenliğini sağlamak” gerekçesiyle altı yüz binin üzerinde mayın döşenir.
Sınır boyunca yeraltına yerleştirilen mayınlar, tel örgüler, nöbetçi kuleleri...
Sınırda bunları görürsünüz.
Sınırın Suriye bölümünde tek bir mayın döşenmediği gibi, herhangi bir güvenlik tedbirine de rastlayamazsınız.
İnsanları ayırmak, birbirlerinden uzak tutmak için ne gerekiyorsa(!) yapılmış.
Gerekçe “sınırları korumak”.
Sonunda ne oldu?
Sınırın iki yakasında yaşayan komşu ve akrabaların arasında aşılması zor engeller yaratıldı.
Sözü edilen amaca hizmet etmediği gibi, gerisinde pek çok trajik olay bıraktı. Birçok insan hayatını kaybetti. Sayısız insan sakat kaldı.
Tüm zorluklara rağmen insanlar sınırdan geçmeye devam etti.
Kimisi ticaret yapmak, kimi ise dost ve akraba ziyareti için ölümü göze aldı.
İnsanlar çizilen sınırı asla kabullenmediler.
Bu hayatı onlar seçmediler.
Türkiye bugün “mayın yasağı” anlaşmasını imzalayan bir ülkedir.
Bu anlaşmaya göre de 2014 yılına kadar “toprağa döşeli mayınları” temizlemek zorundadır.
Olmadı. Mayın anlaşmasına uymayan tek ülke olduk.
Hükümet şimdi de süreyi on yıl daha uzatmaya çalışmaktadır.
Oysa daha birkaç yıl önce bu mayınları temizlemek için harekete geçmişlerdi.
Bugün mayınlar sökülmediği gibi, bir de duvar örülmeye çalışılıyor.
Gerekçe yine aynı: “Kaçakçılığı önlemek ve sınır güvenliğini sağlamak.”
Sınırın her iki yakasındaki komşular “yabancılaştırılmak” isteniyor.
Nusaybin ile Qamişlo arasına perde örülüyor.
Bu bir tecrit politikasıdır.
Yanlış olduğu gibi, tehlikelidir de.
Bu yeni bir gerginlik kaynağı demektir.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, yapımı süren duvarın “mayınlı alandan vatandaşların can ve mal güvenliğini korumaya yönelik olduğunu” ifade ediyor.
Oysa olup bitenler bunun böyle olmadığını ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz günlerde İnsan hakları Derneği’nden bir heyet duvarın örüldüğü bölgede incelemelerde bulundu.
Heyette bulunan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici şunları söyledi: “Nusaybin ile Qamişlo arasındaki bölgede temeller kazılmış, kazıklar çakılmış hâldedir. Bizim tespit ettiğimiz uzunluk yedi kilometreyi bulmaktadır. Sınırın sıfır noktasındaki yerleşim birimlerinin arasına duvar örülüyor. Zaten sözkonusu yerleşim birimlerinin arasında tel örgüler var. Buna rağmen her iki yakadaki insanlar birbirlerini görebiliyorlar. Duvar örüldüğünde bu şansları da kalmayacaktır.”
Dışişleri Bakanı Davutoğlu “Komşularla sıfır sorun” politikasının mimarı olarak bilinirdi.
Komşularla sıfır sorun her şeyden önce sınırların anlamsız hâle gelmesi demektir.
Peki, bunu duvar örerek mi gerçekleştireceğiz?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik yaklaşık bir ay önce şunları söylemişti: “Komşuda yangın çıkmış, adam yangından kaçıp evinize sığınmış. Orada bir iç savaş var. Sınırları kapatıp, duvar örüp orada ölün mü diyeceğiz. Bu bizim insanlığımıza, insanlık tarihine sığmaz.”
Bugün Hüseyin Çelik örülmekte olan duvar için ne düşünüyor bilemem, ancak tıpkı söylediği gibi bunun “insanlığa” sığmadığı doğrudur.
Sınırlara dikilen her duvar bir insanlık ayıbıdır. Duvarlar hiçbir problemi çözmez. Ancak insanlığınızdan çok şey kaybettirir.
*
13 Ağustos 2013 tarihli Taraf gazetesinde “Sason’da Ermeni olmak” başlıklı yazımda Murat Usta’nın acılı hayatından söz etmiştim. Ölüm haberini duyduğumda bir akrabamı kaybetmiş gibi üzüldüm. Tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Yazarlar
-
Fehmi KORUBir ziyaretin ardından düşündüklerim 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖcalan ziyareti olmuş sayıyor mu? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSüreç nereye? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUİmralı ziyaretiyle hangi noktaya geldik? 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğluİmralı ziyareti, ‘çözüm süreci’ne sahiplik gerektiğini söylüyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAPO anıtı yontuluyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYCHP nereye koşuyor.... 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKimse boşuna refah beklemesin 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanGizlice İmralı’ya gidildi ama daha turpun büyüğü heybede… 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBir sistem bu kadar yanlış yaparsa kürtler ve aleviler zor durumdadır 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUİmralı kararı bir semboldü! O kadar! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015