Enver SEZGİN
Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını hep birlikte izledik. Selahattin Demirtaş bu süre içinde gösterdiği performansla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı. Çıktığı her televizyon programından sonra, “bu adaya oy verebilirim” diyenlerin sayısı arttı. Umulmadık illerden hatırı sayılır oylar aldı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin flaş ismi oldu. Öyle ki, ona oy vermeyenlerin bile saygısını kazandı.
Bu saygıyı hak etmiş bir parti genel başkanından söz ediyoruz. Bugünlerde kazandığı saygıyı aşağı çekmek ve onu itibarsızlaştırmak için acımasızca bir kampanya yürütülmektedir.
Peki, hangi gerekçeyle bunu yapıyorlar?
Bilindiği gibi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ant içme törenine katılmayacağını belirtmiş ve tutumunu açıkça dile getirmişti. Bazıları, Selahattin Demirtaş’ın da böyle bir yol izlemesini arzu ettiler. Ancak o öyle yapmadı. Yemin törenine katıldı ve ayağa kalkarak Tayyip Erdoğan’ı alkışladı.
Sen misin alkışlayan?
Kimileri gösterdiği bu nezaketi büyük bir suç olarak lanse etmeye çalışıyorlar.
Oysa Demirtaş, daha 11 Ağustos’ta, yani seçimlerin bir gün sonrası Erdoğan’ı arayarak onu tebrik etmişti. Bugün kıyameti koparanlar o gün seslerini çıkarmamışlardı. Dün pusuya yatıp fırsat bekleyenler bugün saldırılara başladılar. Cumhuriyet gazetesi, Demirtaş’ın bu tutumunu manşetlerine şöyle taşımış: “Demirtaş’a sosyal medyada büyük tepki.” Birgün gazetesi ise şu başlığı atmış: “Demirtaş’ın alkışına demokrat kamuoyundan sert tepki.” Anlaşılan, Demirtaş’ın “cumhurbaşkanlığı seçiminde” elde ettiği başarı bazı çevrelerin yüreğine korku salmış, onları telaşlandırmış.
Ancak, saldırıların tamamı parti dışından gerçekleşmiyor. HDP içinden de bu linç kampanyasına katılanlar var.
Acımasızca saldıran bu kişiler, kampanya boyunca Erdoğan’a en sert eleştiriler yapan adayın yine, Demirtaş olduğu gerçeğini unutmuş görünüyorlar.
Onlar, Demirtaş’ın ihanet içinde olduğunu söyleyerek, itibarını aşağıya çekmeye çalışıyorlar. Oysa Demirtaş, törenden hemen sonra bir açıklama yaparak davranışının gerekçesini dile getirmişti.
Şöyle demişti:
“Ben de kendisinin (Tayyip Erdoğan’ın) düşüncelerini beğenmediğim için aday oldum zaten. Ama düşüncesini beğenmemek başka, halkın iradesine saygılı olmak başka.”
Söyledikleri çok açık. Bu insanlar yapılan açıklamayı hiçbir biçimde anlamaya çalışmadılar. Tersine açıklamadan sonra bile saldırılarını sürdürmeye devam ettiler. Elbette herkes gibi, Demirtaş’ın yaptıkları ve söyledikleri de eleştirilebilir. Ama bu arkadaşların derdi çok başka.
Onlar, müzakere eden, önerilerde bulunan, muhalefet yapan bir genel başkan yerine; her an kavganın içinde olan, kırıp döken bir genel başkan özlemi içindedirler.
Esasen onlar, Demirtaş “kendileri gibi olsun” istiyorlar.
Demirtaş’ın, bu tutumunu eleştirenler cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüksek oyun anlamını dahi kavramış değiller. Bu oylar, Türkiye’de gerginlik devam etsin, “kavga” yeniden başlasın diye verilmedi. Hiç kuşkunuz olmasın bu oylar barışa ve kardeşliğe verilmiş oylardır. Bu ülkede bir daha silahlar patlamasın, insanlar ölmesin diye verilen oylardır.
İşte, Demirtaş’ın kendi yeteneklerini, sempatisini ve fikirlerini de ortaya koyarak başardığı budur.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde elde edilen başarı, bundan sonra izlenecek politikanın da ne olması gerektiğini bize net bir biçimde göstermiştir.
Aslında, kızgınlık içinde olanların rahatsızlığı tam buradan kaynaklanmaktadır.
*
Not:İki hafta önce Ezidiler ile ilgili bir yazı yazmış ve yazının sonunda da yardım kampanyasına katılmak isteyenlere gerekli telefon numaralarını aktarmıştım. Yazı yayımlandıktan sonra çok sayıda okur sözkonusu telefon numaralarını arayıp, kampanyaya destek vermişlerdir. Gösterilen bu ilgi, kampanyayı sürdüren arkadaşlar kadar beni de çok sevindirmiştir.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015