Enver SEZGİN
6 Aralık 2013 tarihinde polisler, Yüksekova’da gösteri yapan kalabalığa gaz bombaları ile bir saldırı düzenler. Göstericiler bu saldırıya taşlarla cevap verir. Daha sonra silahlar devreye girer. Polis araçlarından kalabalığa ateş açılır. Saldırı sırasında,Mehmet Reşit İşbilir ve yeğeni Veysel İşbilirhayatlarını kaybederler. İnfaz gerçekleştirilmiştir. Hakkâri Valisi, “kalabalıktan uzun namlulu silahlarla güvenlik güçlerine ateş edildiği” yönünde açıklama yapar. Genel kanı ilçede karşılıklı bir silahlı çatışma olmadığı yönündedir. Bir haber ajansı olayla ilgili olduğunu söylediği bir görüntüyü basına servis eder. Özelikle bir TV kanalı, bu görüntüyü günlerce yayınlar. Karla kaplı binanın çatısında iki kişinin güvenlik güçlerine ateş ettiği görülmektedir. Oysa o gün ya da daha önceki günlerde ilçede kar yağmadığı bilinmektedir. Çok sonra bu manzaranın bir yıl önceki bir çatışmadan alındığı anlaşılır.
Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir gösteriye iş elbiseleri ile gelmişlerdi. Onları öldürenler ve sözkonusu görüntüleri servis edenler, Yüksekova’da büyük bir provokasyonu sahnelemek istediler.
Hükümet, o gün bu cinayetlerin aydınlatılmasını sağlayacak olan adımları atmayarak yeni kışkırtmalara zemin hazırladı.
Şimdi sıra Cizre’de. Bu ilçe tesadüfen seçilmedi. Burada kapsamlı ve sonuçları bakımından çok daha yıkıcı olabilecek bir plan uygulanıyor.
Türkiye Barış Meclisi’nin 21 Ocak günü düzenlediği basın toplantısında konuşan, Şırnak Barosu BaşkanıNuşirevan Elçi şu tespitte bulundu: “Cizre, karanlık çevreler tarafından pilot şehir olarak seçilmiştir.” Olaylar, önce komşu ilçeler Silopi ve İdil’e sıçrayacak ve daha sonra da tüm bölgeye yayılacaktı. Amaç, pek çok yerde çatışma alanları yaratmaktır.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle, Abdullah Öcalan’ın “insanları sağduyuya davet eden” mesajını okuduktan sonra her şeyin normale döneceği düşünülmekteydi. Öyle olmadı.
Aynı gün, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan öldürüldü. Sadece zafer işareti yapan bir çocuk, hedef alınarak başından vurulmuştu. Yapılması gereken hızla ve kararlılıkla bu cinayeti işleyenlerin bulunup adalete teslim edilmesiydi. Ne yazık ki hükümet olup bitenleri seyretmekle yetindi. Dahası İçişleri Bakanı, Efkan Ala, “Nihat’ı öldüren kurşununun polisin silahından ateşlenmediğini” söyledi.
Oysa olayı gören çok sayıda insan vardı.
Görgü tanıklarından biri şunları söylüyordu: “Akrepten inen kel ve bıyıklı adam elinde bulunan silaha mermileri sürdü. Benim o tarafa baktığımı fark edince içeri gidip kar maskesi giydi. Nihat’ın bulunduğu tarafa nişan aldı ve ateş etti.”
Bu cinayeti işleyenler kargaşa artsın, çatışmalar yayılsın istediler.
Hükümet geç de olsa bu olayların bir provokasyon olduğunu söyledi. Bu önemlidir. Ancak bu tespiti yapmak tehlikeyi ortadan kaldırmaz.
Provokasyonu açığa çıkarmak ve yeni olayların önüne geçmek için, evvela Cizr’de olup bitenlerin üzerine gitmek ve en başta Nihat’ın katilini ya da katillerini adalete teslim etmek gerekmektedir. Son olaylar bize o yörelerde çalışan kamu görevlilerinin davranışlarının önemini bir kez daha göstermiştir. Bölgeye gönderilen görevlilerin hassas bir biçimde seçilmesinin özel bir önemi vardır. Nuşirevan Elçi’nin belirttiği gibi, “atanacak olan devlet memurlarının çözüm süreciyle sıkıntısı olmaması gerekiyor”.
Provokasyonların gerçek amacı, tarafların anlaşma zeminini tamamen ortadan kaldırmaktır. Böyle bir durumda Türkiye geri döndürülemez bir yöne doğru hızla sürüklenecektir. Bu gidişi tersine çevirmek ancak sağlam ve kararlı bir politika ile gerçekleştirilebilir. Zaten var olamayan “güven unsurunu” tesis etmek ve birlikte yaşama iradesini güçlendirmek, yalnızca diyalog içinde ve işbirliği yapılarak mümkün olacaktır.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015