Mehmet TIRAŞ
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi,10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler Örgütünün(BMÖ) öncülüğünde 30 madde haline getirilerek imzalanıp evrensel bir değer olarak BMÖ üyesi ülkeler tarafından dünyaya duyuruldu.
ABD Başkanı Eleanor Roosevelt bu bildiriyi;”bütün insanlığın Magna Carta” sı diyor’du..
Magna Carta’dan bahsetmeden insan hakları bildirgesini anlayamayız.
Magna Carta:”1215 yılı bildirgesi(Latince Büyük ferman veya büyük özgürlük fermanı” anlamına geliyor.Kralın bazı yetkilerinden feragat etmesini,kanunlara uygun davranmasını ve hukukun kralın arzu ve isteklerinden daha üstün kabul etmesini zorunlu kılıyordu.” Magna Carta bildirisi aynı zamanda tarihte hukuk diye bir kavramın ortaya çıkmasıydı.
Magna Carat’a nın temel ilkesi:
“Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanamayacak,hapsedilmeyecek,mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak,kanundışı ilanedilmeyec ek,sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğramayacaktır.”
Biz daha Magna Carta dönemine gelemeyen, insan hakları karnesinde kırığı çok olan bir ülkeyiz.
Tam 68 yıldır dünyanın dört bir yanında 10 Aralık İnsan hakları günü olarak kutlanmaktadır.
İnsan Hakları Bildirgesi,İkinci dünya savaşının sonucunda ortaya çıkan bu bildiri,ikinci dünya savaşında hayatını kaybeden 52 milyon insanın ve altı yıl süren savaşın milyar dolarla ifade edilen ekonomik külfetin sonuncunda ortaya çıktı.Ölen insan sayısı insanı dehşete düşürüyor ve tüfleri ürperiyor.
Fransız ihtilalının üç evrensel ilkesi vardı:eşitlik,özgürlük ve kardeşlik.Bu üç ilke kıtalar arası ses getirmiş sınıf mücadelelerinde ve hümanist düşüncelere referans kaynağı olmuştur.
Bütün savaşlar,çatışmalar sınıfsal kavgalarının temelinde insan hakları bildirgesinin hayata geçmemesi yatıyor..Buna yurt ve vatan toprakları için sürdürülen savaşlarda dahildir.
İnsan hakları evrensel bildirgesinin birinci maddesi şöyle başlıyor:
1.Tüm insanlar özgür,onur ve haklar bakımından eşit doğar.Akıl ve vicdanla donatılmış olup birbirlerine karşı bir kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar,diye maddeleri sıralanmaktadır yukarıda da belirttiğimiz gibi İnsan Hakları evrensel bildirgesi 30 medde den meydana geliyor.
Biz ülke olarak Batı ve ABD ile kıyasladığımızda insan haklarının fersah fersah çok daha ihlal eden bir ülkeyiz ve bizde dört sefer askeri darbe olmuş ve askeri darbeler gelenek haline gelmiştir.Askeri darbeler demek insan hakları ihlali demek tartışmasız.
İnsan Hakları kavramını biz en çok 12 Eylül askeri faşist darbesiyle toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından gündem gelmiş ve üzerinde durur olmuşuz.Askeri darbelerin ne kadar özgürlükçü olursa olsun en kötü başarısız sivil yönetimden daha iyi olmadığını yaşayarak öğrendik ne yazık ki..Ama bu darbeci zihniyetimiz toplumun her kesiminde yok olmamış az da olsa destek görmektedir.
Toplumun her kesiminin bir yasağı bir darbecisi,bir hırsızı ve bir teröristi var,bunu çoğulcu ve katılımcı çağdaş bir demokrasiyi tartıştıkça görüyoruz.Bunu kimisi vatan adına,kimisi toprak,bayrak adına kimisi de değerlerimiz anlamında kendine göre yorumluyor.
Türkiye de İnsan haklarının en çok ihlal edildiği ve adeta işkencenin bir devlet politikası haline geldiği, devlet terörünün zirve yaptığı süreçte ;İnsan Hakları Derneği,ortaya çıktı ve kuruluş tasrihi de 1986.
Bu derneğin ben denizde 1988 yılında İzmit Şubesinin yönetim kurulu üyeliğinde bulundum bir yıl gibi kısa bir süre.
Her haksızlığa uğrayanın ve her gösteri ve yürüyüşlerde toplumun ortak sloganı ve kurtarıcı sözü gibi haykırılan ”Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek” sloganı İnsan hakları derneğinin türettiği bir slogandır.Ben bu sloganı Gebze’den gelen insan hakları üyelerini İzmit garında karşılamaya gittiğimizde duymuştum 1987 yılında.Susma sustukça sıra sana gelecek ,sloganını orta yaşlarda tombiş bir kadın kortejin önünde avazı çıktığı kadar bağırıyordu..ardından,”insanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganı haksızlığa uğrayanların ortak çığlığı oldu.
İnsan Hakları derneğinin politikalarını eleştirebilir veya beğenmeye bilirsiniz ama bugün eğer işkence raporları yayınlanıyor,işkence görenler kamuoyunun önünde medyaya işkence gördüm,diye haykırıyorsa, bunda İnsan hakları derneğini çok büyük payı vardır hakkını da teslim etmeliyiz.
Eğer bugün biz 17 bin 500 fail meçhul cinayetler üzerine konuşuyor,yargısız infazlardan,göz altı kayıplardan,400 haftadır İstanbul da Galatasaray lisesinin önünde yakınlarını arayan “Cumartersi Anneleri” eylem yapıyorsa, bu eylemi organize eden ve kamuoyunun dikkatini çekmesine içte ve dışta destek görmesini de, İnsan Hakları örgütlerinin çok büyük payı vardı bunu yok sayamayız.Tabi Mazlum –Der’ inde katkıları küçümsenemeyecek kadar büyüktür.
İnsan haklarının evrensel bir değer olarak uygulanması bir toplumun gelişmişliği,GSMH’dan fert başına düşen pay,köylülük oranı,günlük ulusal basının tirajı,okunan kitap sayısı,sinema ve tiyatro seyircisi,örgütlülük oranı,eğitim düzeyi,devletin hukukun evrensel ilkleriyle yönetilmesi, çağdaş ve çoğulcu bir demokrasinin hayata geçmesiyle mümkün.
Bizde bireyin özgürlüğü ve çoğulculuk kavramı neredeyse yok sayılır ve istisnalar dışında hep çoğunluk üzerinden,din,ırk ve mezhep üstünden algılanır, yorumlanır ve uygulanır.
Magna Carta bidirgesi kaç yılında yayınlanmış? 1215..
Yıl 21012, biz ise, hala bireyi çıban başı gören, çoğulculuğu ise çoğunluk karşısında eritme politikaları uygulayan bir siyasetin geçerli olduğu;Ana dilde eğitim bizi böler tartışmaları yapıyoruz.
Sanki Ana dilde eğitim insan haklarına girmiyor!..
Ne yapalım doğu toplumlarının kader bu,çağdaş dünya yaşıyor, bizde insan hakları kavramı üzerine tartışmalar yapıyoruz.Zenginin malı züğürtün çenesini yorar misali.
İnsan düşüncesinin,çevresinin ve çağının ürününü bu değişmiyor.,dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın.
10 Aralık dünya insan hakları gününüz kutlu olsun.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025