Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlarının referandum kampanyasını  Televizyonlara tek başlarına  çıkmaları dikkatinizi çekiyor mu?

Bu danışmanların karşılarında ne meslektaşları var   ne de gazeteciler..Çıktıkları kanallarla anlaşmalı olacak ki tek çıkmaları Saray’dan alınmış bir karar gibi geliyor.Bu konuya döneceğim kısa bir izin alarak sıcak gündemden bir kaç  cümleyle hatırlatma yapayım..

Almanya-Türkiye arasında süren neredeyse diplomatik  krize dönüşen tartışmalara;Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya yerel yönetimlerinin Türk bakanlara toplantı izni vermemesi üzerine yaptığı, kabuledilmez açıklaması adeta Almanya’yı ayağa kaldırdı..

Erdoğan ne demişti onu bir hatırlayalım:”Eyy Almanya uygulamalarınız Nazi’lerden farklı değil,sizi dünyaya rezil rüsvay edeceğiz demişti.”

Erdoğan’ın bu açıklaması Alman demokrat kamuoyunu çıldırttı, başta medya olmak üzere Alman toplumunun değişik kesimlerinden  ve siyasilerden sert açıklamalar geldi;ortak kararları ‘kabuledilmez’  Erdoğan’ın haddini aşan bir açıklama dediler..

Bizim dikkatimizi çeken ise  Alman Başbakanı Merkel’in;bu rezil bir açıklama diyerek Erdoğan’a tepki gösterirken şöyle dedi:”Nazilere benzetilmemiz Naziler  döneminde,Nazilerin insanlara yaptıkları insanlık suçuna  meşruluk kazandırır bu sözler demesiydi.”

Merkel,Türkiye de basın özgürlüğünün olmadığını ve kitlesel tutuklamaların olması ve gazetecilerin tutuklanmasını gündeme taşıyarak,Ankara’yı uyardı.

Erdoğan Nazi söylemini tekrarlamadı ama başka bir eyy daha çekti: ben istesem hemen Almanya ya giderim,beni Almanya ya sokmazlarsa dünyayı ayağa kaldırırım demesi de çok komik bir çıkıştı..

Sormazlar mı adama, Rusya’ya da böyle demiştin eyy Putin diye ama şimdi Rusya terör örgütü dediğin örgütleri terör örgütü görmediğini açıklıyor ve bu örgütlerle iş tutuyor!.

Yeri gelmişken bir hatırlatma yapalım Cumhurbaşkanımıza;siz Gazze’ye de gidecektiniz, ne oldu?

Ülkenin bir başka gündemi ise; Türkiye’nin terör örgütleri olarak  ilan ettiği PKK ve PYD ,ABD ve Rusya tarafından paylaşılamayan bir müttefik olarak Suriye’de itibar görmesi,Ankara’ya saç baş yoldurmasıdır.

Şimdi yazımızın konusuna  dönelim..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk danışmanlarının çıktıkları  TRT kanallarını saymaya gerek yok orası artık bir haber kanalları olmaktan çıkmış,AKP’nin ve Erdoğan’ın günlük hayatından politikasına kadar,muhalif olan kesimlere kapalı,  muhalefete yönelik algı operasyonları yapan ve izleyicisi de yok gibi birşey.

Cumhurbaşkanının danışman kadrosu, merkez medya denilen haber kanallarında haftanın neredeyse beş günü canlı yayınlara çıkıyorlar, hem de tek olarak tartışma programlarında yer alıyorlar,muhalif hiç bir kişi veya gazeteciyi  kabul etmiyorlar..

Cumhurbaşkanın  Danışmanları çıktıkları kanallarda en az iki saat canlı yayında  konuşuyorlar..

Cumhurbaşkanının kaç tane hukuk danışmanı var onu bilmiyoruz ama sürüsüne bereket ve kıtlığı çekilmeyecek kadar epeyi var..

Hepsi de tornadan çıkmış mamül gibi aynı şeyleri söylüyorlar,karşılarında muhalif kimse olmayınca, sorulan sorudan çok istedikleri gibi konuşuyorlar, deyim yerindeyse kendileri  çalıyor kendi oynuyorlar.

Modorotörler şu soruyu niye sormuyorlar danışmanlara, neden muhalif bir gazeteci veya meslektaşınızla tartışmayı kabul etmiyorsunuz diye?

Yalnız Cumhurbaşkanının  danışmanlarından   Burhan Kuzu’nun hakkını teslim edelim,Burhan Kuzu ara sıra değişik muhalif gazetecilerle ve siyasilerle TV kanallarda tartışmalara çıkıyor.

Bizim dikkatimizi çeken, Mehmet Uçum diye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukukçu bir danışmanı var bu kişi,7 Haziran seçimlerinde  AKP’den Kars milletvekili seçilmiş, ne olduysa Kasım’da yapılan  erken seçimde  milletvekili gösterilmemiş kendi açıklaması;Erdoğan onu Hukuk danışman kadrosuna  almış,Aralık 2015 yılından beri de bu görevi yapıyormuş.

 Bu danışmanın eski TKP’li siyasi bir geçmişi olduğu söyleniyor .. Danışman Mehmet Uçum Erdoğan’ın büyük bir devrimci olduğunu, 15 Temmuz darbe kalkışmasından yola çıkarak,darbeye karşı halk direnişini referans alarak, 18 Maddelik tek adam anayasasını savunurken..Değişikliğin referandumdan Evet ile çıkarsa; bu değişim yeni çağın  1789 Fransız devrimi ve 1917 Sovyet  devrimi gibi dünyaya etki yapacağını söylüyor..

İlk önce 1789 Fransız devriminin üç ilkesi vardı bunu bir hatırlatalım,Eşitlik,kardeşlik ve Özgürlük..

Bu danışmanın savunduğu 18 maddenin hangisin de Fransız devriminin devamı olması  şöyle dursun,özgürlükleri referans gösteren bir ibare bile geçmiyor?

OHAL’in şartlarında ve OHAL’i referans alarak hazırlanmış bir anayasa değişikliği, nasıl dünyanın dört bir yanına ,insanlığa özgürlük meşalesi olarak yansıyacak.

Ya Sovyet devrimiyle ne alkası var bunu da çok merak ediyoruz.

Büyük devrimci dediği Erdoğan’ın 15 yıllık iktidarında 17 bin işçi, iş cinayetlerinde katledilmiş..

Erdoğan,işçi ölümleirne önlem alacağına  bu cinayetlere bu işin fıtratında var diyerek önemsememiş, danışman bu açıklamadan rahatsız olmuş mudur?

Dünya da ve tarihte ne kadar güzel bir gelişme ve söz varsa bunu, Erdoğan’a uyarlamayı görev edinmişlerin kervanına katılmış olmanın heyecanı içinde söylüyor olmalı danışman...Cumhurbaşkanının  eski komünist danışmanı Fransız ihtilalinden ve Sovyet devriminden bahsetmesi beyhude, taklidini yapanlar aslını yaşatırlar.

18 Maddelik yasanın içinde bireyi özgürleştiren,temel hak ve özgürlükleri kapsayan,örgütlülüğ öne alan,basın özgürlüğünü sağlayan,azınlık haklarını koruyan,çoğulculuğa vurgu yapan,bir tane yasanın olması şöyle dursun ibaresi bile  yok be..

Danışman Erdoğan’ın OHAL ile grev,direniş,yürüyüş,toplantı  ve miting gibi ıvır zıvırın ortadan kalktığını övüne övüne anlatmasına ne diyor?.. Erdoğan OHAL 3 ay değil bize 12 Ay uzatılsa yetmez sözü hangi Özgürlükler içinde yer alıyor, danışman buna bir açıklık getirsin,yeni yasayla Partili Cumhurbaşkanı istediği zaman OHAL ilan etmeyecek mi?Yargıyı konuşmaya gerek var mı?Evet çıkarsa HSYK ve Anayasa Mahkemesi Partili Cumhurbaşkanın yetkisinde olmayacak mı?

Bu canhıraş partili cumhurbaşkanlığı sistemini savunan danışmanlar,öve öve bitiremedikleri yere göğe sığdıramadıkları dünyaya sözde özgürlük saçan yasaları  savunan danışmanlar, neden bu yasaya Hayır diyen bir gazeteci veya meslektaşıyla  değil de,tek başlarına televizyonlara çıkıyorlar?

Açık söylemek gerekirse Hayır-cılarla çıkamazlar, mesleği hukukçu olan ve evrensel bir hukukla kıyaslayanlar bu 18 maddelik tek adam anayasasını muhatap almaz ve çöpe atar.

Burada en dürüst açıklamayı eğip bükmeden  Cumhurbaşkanı Erdoğan söylüyor:Partili Cumhurbaşkanlığı Türk usulü diyerek kestirip atıyor..18 maddelik anayasa değişikliği de Türk usülü olarak  hazırlandı..Ama Cumhurbaşkanının  danışmanları bunu söyleyemiyorlar..

Cumhurbaşkanın danışmanlarının neden  tek başlarına  televizyonlara çıktıklarını herhalde  anlamışınızdır.

Yazıyı değişmez sorumuzla bitirelim: 15 Temmuz darbesinin siyasiayağı ne zaman ortaya çıkartılacak?