Melih ALTINOK
Belçika hükümeti trafik kazasında ölen 28 vatandaşını askerî törenle defnedip ulusal yas ilan ettiği saatlerde, biz Esenyurt’ta henüz katledilen 11 işçimizi çoktan unutmuştuk bile.
Derken İstanbul’daki Newroz kutlamalarında Hacı Zengin isimli bir vatandaşımızın ölüm haberini aldık.
Arkadaşları Zengin’in polisin kullandığı gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu öldüğünü söylüyorlar.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise iddiaları şöyle yanıtlıyor: “Saat 13:30’da Arnavutköy’de evinde vatandaşımız. Hastalandığı saat 15:30. Hastanede yapılan değerlendirmelerde vücudundan herhangi bir işaret fişeği ya da farklı şeylerden dolayı herhangi bir iz emare yok.”
Olayın ayrıntıları yakında netleşir. Polisin bu tarz eylemlerdeki fütursuzluğu ortada. Ancak, son yıllarda, hangi örgütün elinin hangi sivil-askerî bürokratın cebinde olduğuna dair nice skandala şahit olmuş bir Türkiyeli olarak olayın kriminal boyutu hakkında şimdi de peşin hüküm veremiyorum.
Ama yine de tıpkı Hopa olaylarında Ahmet Hakan’ın programında söylediğim ve görüntüler ortada olmasına rağmen çarpıtılan cümlemi yine tekrarlıyorum:
“Yolda yürürken başıma taş düşse Başbakan’dan, hükümetten bilirim.”
Şimdi de “Başınıza taş düşse Başbakan’dan bileceksiniz” demiyorum yani.
Doğrudur, Bazı BDP yöneticilerinin “Bu Newroz 90’lara benzeyecek” açıklamaları hafızlarımızda.
Haziran seçimleri öncesi, dağa henüz çıkmış “acemi” çocukları bir Sabbah fedaisi gibi bile bile ölüme gönderip siyasi rant peşine düşen Kandil’den Newroz öncesi gelen “Ateşi en yüksek noktalara yakın” türünden talimatları da unutmadık.
Dolaysıyla “şehit” ilan edilen ama aslında yalnızca bu savaşın kurbanlarından olan Hacı Zengin’in ölümünün, Kürtleri amaçları için sıradan bir araç olarak görenlerin ne üzüntüsü ne de derdi olduğunu düşünüyorum.
Ama Zengin’in ölümü ister polis elinden olsun isterse bir komplonun neticesi, sonuç değişmez. Zira tüm bu gerginliğe neden olan restleşme oyununa gelen hükümettir. Ve kendilerinden sorulan güvenlik bahane kaldırmaz. Devretmedikleri bu tekel varlıklarının en temel hakkı olduğu gibi, ödevleridir de.
Öncelikle, sorumuz şudur: Newroz etkinliğini, katılımı arttırmak için pazar günü düzenlemeyi talep eden tertip komitesine valilikçe verilen erteleme kararının gerekçesi nedir?
Bu sorunun yanıtını Vali Mutlu’dan almaya çalıştım, ancak telefonuma dönmedi. Dolayısıyla elimizde “Nevruz’un tarihi 21 marttır, öncesinde kutlanamaz” şeklindeki akla ziyan fermanından başka bir şey yok. Valinin dün akşam saatlerindeki açıklamalarına da baktım, aynı tas aynı hamam.
Oysa mülki amir, görüşlerini aldığım polis kaynaklarının “pazar günü nevruz için toplanacak kalabalığın, salı gününe göre fazla olacağı öngörüldü. İl genelindeki polis gücü gözönünde bulundurulduğu için bu erteleme gündeme geldi” açıklamasını yapsa, daha makul ve anlaşılır sayılabilirdi, değil mi?
Böylece hem haklı olarak “devlet bayram gününe ne karışıyor” tartışmaları başlamaz hem de yaşanan ölüm karşısında ceberut devletin olası “kastı” bu denli yüksek sesle dillendirilmezdi.
Demokratik batı devletlerinde de idareciler bu tarz “teknik” kararları bizzat göstericilerin güvenliğini sağlamak için alır.
Ama “terör örgütü karşısında acz içinde görünmeyelim” kompleksiyle hareket ettiği anlaşılan devlet, İstanbul’un göbeğinde bir vatandaşının canına sahip çıkmayarak daha büyük bir acz sergiledi.
Teknik bir sorunu politik imalarla yüklü bahanelere sarılarak eline yüzüne bulaştırdı.
Tüm bu restleşmenin, böbürlenmenin içinde olan da yine bir yoksul Türkiyeliye oldu.
Başsağlığı mesajlarına karşılık verilen intikam yeminlerine de bakmayın siz. Hacı Zengin’in canı, canınız, canımız, onların da umurlarında değil.
Neyin umurlarında olduğunu anlamak istiyorsanız da, onlarca Kürt’ün ölüm emrini verdiği iddiasıyla yargılanan Albay Temizözlerin davalarında gönüllü avukatlık yapan Ergenekon muhiplerinin dün köşelerinde bol keseden “w” kullanıp “Newrozlu, pirozlu” başlıklar atmaları size yol gösterecektir.
Yasemin eriyor, sesimizi duyan yok mu!
Narin bir kadın 42 yaşındaki Yasemin Karadağ ve çok hasta. 1,60 olan boyu 1,53’e düşmüş. Çünkü bir böbreği yok, diğeri ise yüzde 18’den az çalışıyor. Bu yüzden kemikleri eriyor. Ama hâlâ sekiz aydır kaldığı Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi’nden hastaneye nakli yapılmıyor.
Günden güne eriyor Yasemin.
Görüşlerini aldığım Adalet Bakanlığı kaynakları, Yasemin tutuklu olduğu için konunun inisiyatifleri dışında kaldığını, kararın hâkime ait olduğunu ve mahkemenin bu kararı “pekâlâ” alabileceğini söylüyorlar.
Tabii ki pekâlâ. Ama hâkimler üç beş rapor daha bekliyorlarmış, Yasemin’in en temel hakkını kullanabilmesine kanaat getirmek için.
Yasemin’in kardeşi Olcay Hanım’la konuştum. “Ablamı her görüşe gittiğimizde halsiz, ayakta duramaz buluyoruz. Yakın zamanda beyin kanaması geçirdi. Bir böbreği de yok. Mahkemeye sunulan raporlar da çok açık, bir çocuk bile okusa anlar ağır hasta olduğunu. Daha neyi bekliyorlar” diye dert yanıyor.
Talebimiz çok net sayın hâkimler, sesimizi duyuyor musunuz?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019