Mehmet TIRAŞ

AYM BAŞKANI AĞLIYORSA…
8.12.2025
18

Ülke hukuktan uzaklaştıkça öyle toplumsal sorunlar yaşıyoruz ki insanın aklı almıyor.

Hangi toplumsal sorunu ele alsanız elinizde kalıyor.

İnsan Allah’ım aklıma sen mukayyet ol demekten kendini alamıyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanı (AYM) Kadir Özkaya 4 Kasım 2025 Tarihinde  AYM kararlarının uygulanmaması karşısında” çaresizlik içinde kürsüde konuşurken birden ağlamaya başladı.

AYM Başkanı gibi bir üst mahkemenin başkanı gözyaşlarına sığınıyorsa…

 Vatandaşın vay haline…

Siyasal iktidar toplumun adeta sinir uçlarıyla oynuyor.

Deyim yerinde ise  kuralsız  at oynatıyor.

Muhalefeti siyasi rakibi değil de, düşman görmeye başladıktan sonra; yargıyı da muhaliflerine karşı sopa olarak kullanmaya başlayınca.

Kuvvetler ayrılığını da askıya aldı.

Sandıkta yenemediği rakiplerini yargı yoluyla bertaraf etmenin yolunu seçti ve bu yolda da hız kesmeden devam ediyor.

CHP Genel başkanlık değişimi ve Kılıçdaroğlu’nun yerine seçilen Özgür Özel’in gelmesi ve Özel’in beklenmedik performansı, CHP’yi 41 yıl sonra ilk defa yerel seçimlerde birinci parti yapması…

Ülke nüfusunun yüzde 68’ini  CHP’li belediyeler tarafından yönetilir olması ve iktidar olmak için, CHP “Erken Seçim” talebinde bulunmaya başlayınca… Doğal olarak CHP İstanbul büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı gösterince.

Siyasal iktidar tedirgin olmaya başladı.

Sandıkta yenemediği muhalefetin seçilmiş belediye başkanlarını hukuki değil, siyasi yoldan yargıya verdiği talimatla haklarında davalar açtırdı. Kimi belediye Başkanlarını tutuklattı, kimilerinin yerlerine kayyımlar atadı, kimilerini de görevden aldı.

Bu yetmezmiş gibi siyasal iktidar bunda da CHP  Genel kurulunda(Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı kaybettiği genel kurulunda) delegelere  rüşvet verilerek kongre kazanıldı diye, davalar açmaya başladı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel son iki yıl da 4’cü defa CHP’ye Genel başkan seçildi.

Siyasi tarihimizde böyle bir şey yaşanmadığı gibi siyasal literatürde de yaşanmamıştır.

CHP’nin üzerine geldikçe CHP’nin güçlendiğini görüyoruz.73’cüsünü düzenlediği mitingler bunun en canlı örneği.CHP’nin mitingine katılanların ortak sloganı “Hak-hukuk” ve “Açız geçinemiyoruz” oldu. Bu mitingler halkta CHP’ye olan  güveni artırmış durumda. Anketlerde bunu teyit ediyor.Siyasal iktidarın yandaş beslemeleri ne kadar AKP’yi anketlerde birinci göstermeye çalışsalar da, arada bir AKP’yi ikinci gösteriyorlar. CHP mevcut partiler içerisinde yeterli olmasa da parti içi demokrasiyi işleten tek partidir. İl ve İlçe başkanlık seçimleri çok adaylı bir yarış içinde yapılırken. Milletvekilleri ve Belediye başkanlarının birçoğu ön seçimle belirlenirken. Diğer partilerin hiç birinde böyle bir parti içi demokrasi işlemiyor.

YSK bu süreçte CHP’nin mevcut İstanbul İl başkanını delegelerin seçtiği yönetimi tanırken. Siyasal iktidar CHP İstanbul il başkanlığına atanan Kayyımı tanımaya devam ediyor.

Siyasal iktidar CHP’yi sandıkta yenemediği gibi itibarsızlaştıramayınca.

 Kılıçdaroğlu’nu can simidi olarak görmeye ve CHP’yi içten bölmeye kalkıştı.Yandaş Medya Kılıçdaroğlu’nu ne kadar köpürtse de;Kılıdaroğlu’nun açıklamaları başta CHP seçmeni, AKP seçmeni de dahil toplumun hiçbir kesiminde karşılık bulmuyor… Yapay zekanın yaptığı araştırmada Kılıçdaroğlu toplumun yüzde birinde bile destek görmüyor.CHP yapılacak bir erken seçimde iktidar olacağı görünüyor,AKP’nin artık topluma anlatacak bir hikayesi yok.

AKP’nin kurucularından ve AKP iktidarında  6 yıl Milli Eğitim bakanlığı yapmış Hüseyin Çelik arkadaşlarıma işsizliği,açlığı,yoksulluğu ve özgürlükleri soruyorum? Bana köprüleri, tünelleri gösteriyorlar. Bu matematik sorusunu coğrafya sorusu ile cevaplamaktır, diyordu çıktığı televizyon kanallarında..

Terörsüz Türkiye sorununa gelince.

Siyasal iktidar ve küçük ortağı yıllarca bebek katili dedikleri  PKK lideri Abdullah Öcalan’ın sonunda  ayağına gittiler.

Yeri gelmişken bir anekdot anlatayım; Mehmet Altan bir televizyon kanalında canlı program yapıyor. Konuklarından biri de yakın tarihimizde 2012 yılında aramızdan ayrılan akil insan siyasetçi, Mardin Kürtlerinden eski Bakan ve milletvekilliği yapmış Şerafettin Elçi’ydi.

Ben Mehmet Altan’a bir mesaj atarak ricada bulundum Şerafettin Elçiye sorması için; Elçi’nin “partisi Güney Doğu’da neden tutmadı da”  HDP’nin listesinden  bağımsız aday olduğunu sorar mısın diye?

Sağ olsun Altan’da açık kimliğimi söyleyerek aynen sorumu Elçiye sordu?

Elçi, devlet benim ve arkadaşlarımın  siyaset yapma ortamımı ortadan  kaldırınca  ben de meşru zeminlerde siyaset yapan HDP’den aday olmak zorunda kaldım…

Ben devlet yetkililerine söyledim; “Biz eline mantar tabancası bile almayan Kürt sorununu meşru zeminlerde çözmeye çalışan son kuşağız. Bizimle konuşup Kürt sorununu çözemezseniz, sonunda PKK ile görüşmek zorunda kalacaksınız”  dedim. Abdullah Öcalan’la devlet ve siyasal iktidar görüşünce aklıma geldi.

Terörsüz Türkiye sürecinde sonunda komisyon Abdullah Öcalan’la görüştü.

Ne görüşüldüğü konusunda görüşenlerin ağzını ilk önce bıçak açmadı. Anlaşılan devlet ve komisyonun beklediği cevabı Abdullah Öcalan’dan alamamış olmalı ki, medyadan komisyon üyeleri köşe bucak kaçtılar. Hatta Komisyonun İmralı heyetinde bulunan AKP temsilcisi Yayman İmralı’ya gittiği halde, İmralı’ya ilk önce gitmedim dedi, haberim yok dedi. Sonunda gittiği ortaya çıkınca da dut yemiş bülbül oldu.

Komisyonun Abdullah Öcalan’la görüşme tutanakları sonunda sansürlenerek yayınlandı ama sürecin daha da zora girdiği tartışılır oldu.

Bu arada Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Başkanı Nahcivan Barzani’den Ankara’nın ezberini bozan bir açıklaması ajanslara düştü. Barzani ”Suriye Demokratik Güçleri(SDG) niye silah bıraksınlar, 11 bin şehitleri, binlerce de gazileri var” açıklaması, Ankara’nın Bütün planlarını bozmuş görünüyor.

Ülkenin bir başka gündemi 20 milyon çalışanın gözü kulağı; 2026 yılından geçerli olacak olan asgari ücrette.  Basına sızan  haberlere göre 21 bin lira olan asgari ücretin en fazla 27 veya 28 Bin lira olması bekleniyor.

16 milyon emeklinin 4 milyonu 16. 800 Lira alırken, geri kalan 14 milyon emekli asgari ücretin altında ve açlık sınırında maaşla yaşıyor. Emeklilerin aldığı maaş kiralarını bile karşılamıyor.

Çarşı ve pazarda fiyatlar el yakıp vatandaş tane ile meyve alırken, TÜİK  Kasım ayı, aylık enflasyon rakamını yüzde bir bile değil, 087 olarak açıklayarak  milyonlarca insanın  aklı ile alay ediyordu.

Hukuksuzluktan kaynaklanan  toplumun sıkıntıları açlık, yoksulluk, işsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliği,siyasal iktidar gündemine bile almıyor.

Geniş tabanlı işsizlik yüzde 30’lara çıkmış durumda.Milyonlarca genç gelecek kaygısı ile yaşıyor ve umutlarını yurt dışında arıyor.

İktidar ömrünü uzatmanın peşinde koşuyor ve kendine muhalif olan toplumun her kesimini bertaraf etmekle uğraşıyor.

Sözcü grubunun medyasında neler oluyor?

Sözcü Grubunda  iddialar havada uçuşuyor.

Sözcü Gazetesinden ve Sözcü televizyonundan  16 gazeteci işten atılırken” yerlerine yeni bir kadrolaşmaya,yayın politikasında da değişikliğe  gidileceğini okuyoruz.

Yılmaz Özdil’in Sözcü,Korkusuz Gazeteleri ile Sözcü TV’yi içeren Sözcü Medya grubunun başına getirilmesinin ardından. Uğur Dündar’da gazeteden ayrıldı.

Yılmaz Özdil’i tanıtmaya gerek var mı? Yine de Hatırlatalım; 24 Nisan 2019 yılında Samsun’da Kürt siyasetçi Ahmet Türk’ün burnunu kıran faşistin yumruğunu “Türkiye ortalamasının yumruğu” diye desteklemiş ve Hürriyet gazetesinde çalıştığı dönemde köşesinde yazı yazmış birisi.

Peki, sözcü grubundaki bu değişiklik nereden çıktı?

“Kulislerde konuşulan İddia o ki;Grubun Kürt sorunun çözümü karşısında yayın politikalarında etkili olamadığı ve HALK TV’ye benzeştiği. Kürtleri reddi inkar eden ulusalcıların memnun olmamasından dolayı kadro değişimine gidildiği…

Gazetelerin  ve SÖZCÜ TV’nin  Ekrem İmamoğlunun medyasına dönüşmesinin önünü almak için” yayın politikalarında  köklü değişim kararı alındığı…

Bir başka iddia ise  Sözcü grubunun sahibi Burak Akbay’ın yurt dışından dönmesi karşılığında iktidarla bir  pazarlığın yapıldığı ve anlaşmaya varıldığı.”

Tabi bunların hepsi iddia.

Demode olmayan bir söz vardır: “Gerçeğin bir gün ortaya çıkma gibi pis bir huyu vardır.”

AYM kararlarının uygulanmadığı bir ülkede AYM Başkanı ağlıyorsa

Adalet bekleyen vatandaşın vay haline vay.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar