Melih ALTINOK
Aslında gayet netti dünyam. Gelin görün ki, aparatsız yaşamanın konforunu sürerken gözlerimin bir numara miyop olduğunu öğrendim.
Artık, özellikle akşamları araba sürerken gözlüğümü yanıma almamışsam huzursuz oluyorum. Çünkü düzgün göremediğimi “biliyorum” artık.
Ülkenin birkaç yıldır içinde bulunduğu dönüşüm sürecinde ortaya çıkan “hakikatlerin” ardından ayrı düşmemizin nedenini de buna benzetiyorum.
Kimileri deşifre edilen pus karşısında “kusur algılarımda olabilir” deme tevazuu gösterip bireysel bir muhasebeye, özeleştiriyle eşzamanlı olarak süreci yorumlamaya girişti. “Gerekiyorsa gözlük de takarız” dedi.
Kimileriyse, “Çocuk olmuyorsa kusur bende değil karımdadır/kocamdadır” diyen megalomanlar gibi, “ama çocuk olmuyor işte” diyenleri eleştirmeye soyundu. “Kayma varsa sorun onurlu gözümüzde değil, dış dünyadadır” diye söylenmeye başladı.
“At izi it izine karıştı” demelerinin nedeni de memleketin netleşmeye başlayan havasında sırıtan miyopluklarının hâlâ farkına varamamaları işte.
Geçen gün “Biz büyüdük de kirlendi dünya” aşkınlığından kurtulup “uzaylılar değil, biz büyürken kirlettik” dünyayı” ezgisini mırıldanma basireti gösterebilen iki dostumla gözlük “sorunsalım” üzerinden daldık siyaseten miyopluk mevzuuna.
“Davası” uğruna epeyce kurşun ve Diyarbakır tabutluğunda çekilmek üzere hapis yemiş arkadaşım bir “görme testi” teklif etti. Gündemdeki bir anketin verilerini açıkladıktan sonra “Yarın darbe olsa Türk solu ve Kürt hareketi nerede durur” diye soruverdi.
Avrupa’da kaldığı yıllarda PKK’nin ERNK kanadıyla “takılmış” ancak şimdilerde “çıktığı kabuğu beğenmeyen” arkadaşımla birlikte başladık senaryolar üretmeye.
Evet, durup, “Deniz yaşasaydı bugün nasıl tavır alırdı” fallarından çok daha anlamlı olan bu samimi soruya ama’sız bir yanıt vermeye çalışın lütfen.
Yarın birkaç subay askerlerini parlamentoya yürütse. Ortalık bir karışsa. Ankette “sokağa çıkarız” diyen o yüzde altmışın yanında mı yer alırsınız?
Cevap beklediklerim, Deniz’in dev posterleriyle 19 Mayıs’ı kutlayıp siyasal iktidara karşı Mustafa Kemal’in ruhunu çağıranlara, darbe gelirse zil takıp oynayacağını açık açık söyleyen faşistler değil elbette.
İçimizdeki netleşemeyenlere, size soruyorum.
Ulusalcılarla aralarına mesafe koydukları halde hâlâ sola taban olarak, “askerî darbeye karşı seçilmişlerin yanında dururuz” diyenleri değil, “diyemeyenleri” görenlere...
Seçilmiş siyasal iktidarın elbette “devlet” de sayıldığı kurumsallaşmış demokrasilerde, yargıda atamalar boyutu da dâhil olmak üzere, yasamanın ve yürütmenin müdahil olmadığı alan “sorun” görüldüğü halde “AKP devleti” tanımını kullanmakta beis görmeyenlere...
Son olarak 77 1 Mayıs tartışmalarında gördüğümüz üzere, belki de 12 Eylül darbesine giden yolun sol şeridindeki karanlık noktaları aydınlatacak tartışmalara türlü bahanelerle tavır alıp “bırak dağınık kalsın” diyenlere...
“Allah’a inanıyorum ama Peygamberden şüpheliyim” diyen “endişeli imansızlar” misali, değişme sinyali veren iklime uyum sağlamak için, onca delile rağmen “tamam derin devlet var ama Balyoz’dan şüpheliyim” noktasına gelen radikal demokratlara...
Peki ya sizler, İmralı’da görüştüğü Atilla Uğur ve Ergenekon davası tutuklu sanığı MHP milletvekili Engin Alan gibi darbe karşıtı olmadıkları aşikâr isimlere şunları diyen Öcalan’ın siyasi takipçileri?
“Talabani ve Barzani maşadır. Amerika’nın en büyük yatırımı bunlara olacak ve Türkiye için tehdit daha da büyüyecektir. Bunların oyunlarını boşa çıkarmak için ben hizmete hazırım, örgütü sizin uygun göreceğiniz şekilde bunların üstüne yöneltebilirim!”
Daha düne kadar “aşiret reisi” diye aşağılan Kürdistan Başbakanı Neçirvan Barzani Türkiye Cumhuriyeti’nin zirvesiyle “protokollere uygun” görüştüğü saatlerde, Hatay’da askerleri öldürüp “tek muhatap benim” mesajı veren PKK’nin kuyrukçuları, siz ne yapardınız?
Kendi yanıtınızda netsiniz belki. DSİP’i, Hak-Par’ı, EDP’si, bağımsız ve örgütsüz Türk ve Kürt demokratları arasından olası bir darbede eleştirseler de siyasal iktidarın yanında duracak, sokağa çıkacaklar olacağına şüphem yok.
Peki ya bir adım atmışken tekrar dönüp “yoldaş” dediğiniz, kefil olduğunuz, uğurlarına fiili ittifakta yan yana geldiğiniz demokrat dostlarınıza küstüklerinizin cevabı? Onlar ne der? Sizler için sorunun anlamlı olduğu nokta burası aslında.
Evet, 27 Mayıs’ın yolunu döşeyen, 12 Mart’ta bekledikleri değil de “öbürsüler” darbe yaptı diye üzülen, 12 Eylül’de de 70’deki işbirliğinin kefaretini ödeyen, muhtıralarda, postmodern darbelerde “gık” demeyen ve nihayetinde bugünün darbeleri yargılanırken kırk dereden su getiren sol, darbelerle ontolojik bir sorunu olduğu iddiasına bizleri de inandırmak zorunda.
Size karşı yapılanına mı yoksa darbeye mi karşısınız?
Yoksa bu fiili durumda da “boykot” diyerek zevahiri kurtarırız mı diyorsunuz?
Bakın uyarayım, doktorum, gözlerimi kısarak miyopime çözüm bulamayacağımı, bozukluğun daha da ilerleyeceğini söylüyor. Hem de “yüzün kırışır, çabuk yaşlanırsın” diyor. Gözlük takmak şartmış anlayacağınız.
Soru net.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019