Mücahit BİLİCİ
Bir Kürt kamusu oluştu. Kürtlerin milletleşme süreçleri tamamlanıyor. Bunun ekonomi, eğitim, medya ve sosyal medyayla çok yakından ilişkisi var. Kürtlerin örgütleşmeleri yeni değil ama sirkülasyona açık bir kamuya sahip olması nispeten yeni bir durum. Kürtlerin geçmişte neden bir muhataba dönüşemediklerinin de bununla yakından bir ilgisi var. “Büyük dedem neden otomobil kullanmıyordu?” yahut “neden Osmanlı’da kadınlar işyerinde doğum izni alamıyordu?” diye sormak ne kadar cahilce ise geçmişteki Kürt öncülerin Kürtlere dair çabalarını retrospektif olarak yetersiz bulup aşağılamak da o kadar cahilcedir. Tarihin hakkını vermeyen anlamalar birer yanılsamadan ibarettir. Kemalistlerin tarih ve dünya konusundaki cehaletleri bunun başka bir örneğidir. Kıvama gelmeyen yemek yenmez. Reşit olmayana çocuk veya teb’a muamelesi yapılır. Kürtlerin iradesi bihakkin oluşmadan Kürtlerin hukukunun müdafaası mümkün olmazdı.
Bugün Kürtlerin varlık ve söz hakları birkaç cepheden inkar ve savuşturma perdelerini yırttı. Yüzleşme kaçınılmaz, iki taraf açısından da. Tarafların güçlerini ve sınırlarını yanlış ölçme riskleri hayli yüksek. Altın oranda buluşmak, doğru kıvamı yakalamak bu tür kritik anların önemli bir sorunu. İşler daha kötüye gitmeden ve kangren hale gelmeden Kürtlerin mevcut devlete malikiyetinin teslim edilmesi ve anayasal olarak ikrar edilmesi gerekiyor. Türkiye’nin istikbali artık Türkiye’nin aynı zamanda bir Kürdistan olduğunu kabul etmesine bağlı.
Bu noktada başladığı anlaşılan yeni sürecin hayırlı bir şekilde evrilmesi umulur. Türkiye’nin Türklerin ve Kürtlerin ortak devleti olarak yeniden yapılandırılması tedrici bir süreç ile mümkün olacak. Tüm yerellere duyarlı, Kürt ortak-egemenliğini anayasaya ve Türk kamusuna tescil ettiren bir merkezi devlet hem Kürt sorununu iki taraf için çözmüş olacak hem de Kürtlerin ve Türklerin bölgeye ve dünyaya yapacakları tarihi bir katkı olacak. Mevcut devlet, Kürtlerin kurucusu, sahibi ve ortağı oldukları bir devlet iken Kürtlere yabancılaşmış ve Kürtlüğe düşmanlaşmıştı. Türkiye’de devlet aslına rücu ederek, orijinal iki sahibinden ikincisine de iade edilecek. Bu hem iki tarafın iyiliği ve menfaati için gerekli hem de tarafların kimliklerinden bağımsız olarak aklın yoludur.
Bu sebeple de ister adına İmralı süreci diyelim ister yeni barış süreci diyelim, ortada yeni birşeyler var. Devletin işlediği suç ve günahlardan tövbe etmesi ve Kürtlerin egemenliğinin tanınması istikametindeki tüm adımlar müsbet adımlardır. Savaş, çatışma ve ölüme uğramadan barış ile ulaşılacak bir makul çözüme itiraz edecek, duyguda aşırı, makuliyette geri kesimler olacaktır her iki tarafta da. Özellikle diasporadan üretilen mobilizasyon söylemlerinin genelde onlara muhatap olan halklara bir fayda getirdiği görülmemiştir.
Diasporalar kendi halklarını felakete sürüklerler. İnanmayanlar mesela devasa da olan Ermeni diasporasına bakabilir. Diasporadaki kimi Ermenilerin soykırım üzerine bina edilmiş kimliklerinin taşıdığı hınç ve intikam duyguları Ermenistan’daki meskun Ermenilerin sağlık ve selametinin önüne geçerek onları gerçekçi olmaktan uzak tutarak başlarını beladan çıkartamaz hale getirdi. Diasporanın ürettiği zahiren süper vatansever söylem ve çocukça radikalizmin sonuçlarına diasporadakiler kendileri muhatap olmuyor. Onlar için herşey estetik bir kimlik kaprisi mesabesinde kalabiliyor. Bu insanlar Ermenistan’ı yıllardır perişan etti ve uzağındaki memleketlere (Fransa, Amerika vs) sürekli dilenci yaptı. Paşinyan gibi Ermenistan Ermenilerinin bu gerçeğe uyanması kolay olmadı. Bilmeyenlere tekrar hatırlatmak lazım: Taşıma su ile değirmen dönmez ve keskin sirke küpüne zarar.
İlginçtir: vaktiyle vatanseverlik ve dindarlıkta ön sırayı kimseye kaptırmayan ama AKP’den gördükleri zulüm sonrası nefret ile hareket ettikleri için kimi eski Gülenciler bugün çiğ bir Kemalizme veya sığ bir İslamofobik söyleme teslim oldular. Aynı şekilde siyaseten ölçüsüz bir nefret ile hareket eden kimi Kürtlerin bugün Kürtleri ultra mağdur ve ezilmiş göstermek için dünyanın en sığ İslamofobik söylemine sarıldığını görüyoruz. Türkleri şeytanlaştırmak için Batının kendisinin bile artık kullanmaktan utanır gibi yaptığı ucuz “cihatçılık”, “gericilik” gibi şablonları kullanarak hayali bir medeni dünyadan yardım dilenmeyi bir meziyet sayanlar var. Bu tür söylemlerin artan bir şekilde önümüzdeki dönemde Kürtlüğü İslam karşıtlığı üzerinden inşa etmeye çalıştığını göreceğiz. Bu patolojik tavrın bizzat Kürt kimliğinin bir nefret adına inkarı olduğunu anlamak için Türk Kemalizmine veya Türk tengriciliğini bakmak yeterlidir.
Kamular oluşunca mikrofon açık hale gelir. Heyecan yüksektir. Söz kadar duygu da hükümfermadır. Duyguları okşamak, hamaset yapmak mümkün ve kolay olur. Şeyh Filankes şöyle esti gürledi, yok gerok Bêvankes böyle mest etti… Duygu ticareti tatlıdır. Dalgalarda sörf yapmak zevklidir. Ancak cankurtaran görevi görmesi gerekenlerden “bak milli duygular üzerinde sörf yapmak çok güzel, sen de gelsene” demek akıl kârı değildir. Yeni oluşan kamusal uzayda dolaşıma giren hamaset ve büyüklük sanrılarını gerçeklerin ve makuliyetin rağmına olarak tüketmek kamuların sağlığına zararlıdır. Diasporaların Alamancı edasıyla attıkları havanın altının boş olduğunu ise yerli ve yerinde olanlar her zaman anlamıştır. Avrupa’yı yeniden keşfe gerek yok.
Kavgadan, gürültüden, başkasının helaketindan medet uman, uzaktakileri ateşe atmaktan, kendi bulunmadığı yerdeki insanları gaza getirip çatışmaya teşvik eden söylemlerden Kürtlerin (Türklerin veya Ermenilerin) bir fayda görmeyeceği kesindir. Onun için Kürtlerin ihtiyaç duyduğu şey hamaset ve galeyan değil selim bir akıldır. Birşeyin fazlası, o şeydeki iyiliğin daha fazlası anlamına gelmez. Zira, ‘haddini aşan zıddına inkılab eder.’
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025