Mücahit BİLİCİ
Evvel zaman içinde, bir siyasetçi merak ve çaresizlik ile sormuştu: ‘Kürtçe bir medeniyet dili midir?’ Çünkü bir dil, inkar ve asimilasyon politikalarının saldırısı altında tehlikeli kılınmış ve onun gibi insanlara görünmezleşmişti. Geçen gün başka bir siyasetçinin birkaç kelimeyle de olsa medenilik ettiğini ve Kürtçe kelimelerle cümle kurduğunu gördük. Başka dil konuşsa “aferin” denecek her insana (çocuğa, büyüğe, siyasetçiye) bu ülkenin ikinci büyük dilini konuşma medeni cesaretini gösterdiği için iki kere “aferin” denmesi gerekir. Siyasi hır-gür konumuz değil ancak Kürtçe’ye yönelik düşmanlık artık cehaletle açıklanamaz.
Bahsi geçen siyaset ehlinin bu siyaseten çekingen iki ilişkilenme teşebbüsü arasında bazı şeyler değişti. Bir süreçten ötekine köprülerin altından çok sular aktı: Kürtçe kamuya mal oldu. Varlığı tartışılmaz oldu. Patlamadığı, kimseyi incitmediği, kimseye bir zarar vermediği onu bilmeyen ve kendilerine korku pompalanan ortalama insanlarca da görüldü. Kürtçe edebiyat, Kürtçe televizyon kanalları ve sosyal medyada Kürtçe bir alemin yükselişi karşısında inkara konu olan dil büyük ölçüde olağanlaştı. (Bunda TRT Kürdi gibi meşruiyet ve resmiyet kanallarının rolü de önemli). Sonuç itibariyle Kürtçe’nin varlığı kamusal bir realite niteliği kazandı.
Kürtçeye karşıtlık artık bir cehaletin arkasına saklanamayacağı için açık bir kötülük olarak tecelli ediyor. Kendi cehaletlerini Kürtçe’nin kelime dağarcığı zannedenlerin Kürtçe’ye dair itirazlarını dayandıracakları gerekçeleri ortadan kalktı. İnsaniyette geri kalmayı seçen karşıtları Kürtçe’nin siyasi bir tehdide indirgenemeyecek kadar insanî ve medeni bir realite olduğu gerçeğine maruz kaldılar. Kötülüklerine mazeret kalmadı.
Bugün Kürtçe’ye karşı olanlar açık şekilde insanlık düşmanlarıdır. Çünkü iki ihtimal var: Ya yoğun bir cehaletin kurbanıdırlar ki o durumda acilen eğitilmeleri gerekir yada bile bile doğaya ve kültüre, insana ve bu millete düşman olmayı seçmişler. Humanistik açıdan bunların durduğu yer tam bir kötülük konumudur. Siyasi açıdan da Kürtçe’ye düşmanlık bölücülük ve terörizm olarak görülmeli.
Kürtçe Türkiye’nin ikinci büyük dilidir; İslam medeniyetinin mühim bir lehçesidir; Allah’ın insan tecrübesiyle yarattığı diğer diller gibi bir dili, bir ayetidir; logosun aldığı binbir renkten bir rengi ve diller aleminin antropolojik bir gerçekliğidir. Kürtçe, milyonlarca Kürt insanın en temel, en helal, en doğal hakkıdır. Bu fıtri hak vazgeçilmez bir haktır. Kürtçe’ye yönelik devletin bugüne kadar içine düştüğü hasmane tutumun hiçbir gerekçesi yoktur ve öyle bir tutum açık şekilde meşru değildir. Kürtler açısından Kürtçe vazgeçilmezdir ve müzakere konusu edilemez. Türkiye’nin, Türklerin, Kürtlerin ve diğer vatandaşlarının iyiliğini isteyen hiçbir insan Kürtçe’ye düşmanlık etmez.
Bazı insanların Kürtlere düşmanlık yapması bir parça anlaşılabilir. Belki akılsızca içine girilmiş bir politik tercih olur. Ancak Kürtçe’ye düşman olmak politik bir tercih değil, insanlık düşmanı olmak demektir. Kürtçe karşıtlığı doğrudan doğruya kötülük alametidir.
Peki dillerin bazısı ötekine üstün müdür? Hayır. İnsanların bazısının diğerlerine üstün olmamaları gibi. Ama kimi insan ilim öğrenmiştir, kimisi kas geliştirmiştir, kimisi zengin olmuştur. Bu insanların eşitliği gerçeğini değiştirmez. İnsan kendi dilini sever ama bu başkasının diline düşmanlık etmeyi gerektirmez.
Peki bir dil niçin değerlidir? Dilin bizzat kendisinde bir değer aramak hata olur. Dilin değeri onun insan özgürlüğü ve kendini ifade hakkıyla ilgili olmasından kaynaklanıyor.
Diller ait oldukları insanların hürriyeti değerli olduğu için değerlidir. Özü itibariyle tüm diller eşittir, benzer güzelliktedir. Algılanmaları tamamen nispîdir. Dilsiz insan olmadığı için her dil başka dilin kulağına o kulağın dilinden yankılanarak gittiği için belli bir renk veya tını kazanır. Üstün veya aşağı dil yoktur. Gelişme imkanı bulmuş veya bulamamış dil vardır. Gücün dile düşen gölgesi algımızı etkiler. Güçlülerin dili üstün gibi görünür. Ancak bu bizzat diller arasında bir fark olduğu anlamına gelmez. Diller açtıkları dünyalar hatırına sevilir ve sevilmeli.
Bir dile düşmanlık yapanlar hakiki medeniyet düşmanlarıdır. Kürtçe, Türkçe (ve hatta Arapca) gibi ve onun yanısıra bu ükenin bir anadilidir. Kürtçe, Kürtçe’ye dil uzatan herkesten daha yerli, daha kadim, daha buraya aittir. Türkiye’nin ikinci dili olan Kürtçe işte bu medeniyetten mahrum insanları medenileştirmek için Türkiye’nin resmi ikinci dili olarak tanınmalı, resmileşmeli, okullarda Kürt olmayan Türkiyelilere seçmeli ders olarak okutulmalı. Ta ki ülkelerine bağlı, insanlarına hürmetkar, insanlık ailesine mensup eğitimli insanlar haline gelebilsinler.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBir Urfa ziyareti, bir dostluk hikayesi 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYeni dünya, yeni Türkiye 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünUyumlu mu, uyumsuz mu? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciMerkez faiz indiremez… Neden? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAYM ve Yargıtay ne diyor? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’de Kalıcı Barış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Açık Mektup... 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNeşe’nin kapsayıcılık sorunu… 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUKıbrıs’ta kim kaybetti, kazanan kim? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKıbrıs’tan Türkiye’ye mesaj 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’a “umut hakkı” neden tanınmalı? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAdalet yoksa devlette çürüme kaçınılmazdır 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze’nin Z raporu: Daha yazılmadı! 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAraştırmalar ne diyor; toplum güçlü bir lider mi arıyor, yoksa adil bir kahraman mı? 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHapiste yedi ay sonra İmamoğlu… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTIKANMA VE TAHAMÜLSÜZLÜK… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTekstilde kriz: Küresel ekonomide sınıf atlamanın mı, sınıfta kalmanın mı habercisi? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan2026’da enflasyon yüzde 30’un altına inerse başarı olur! 18.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025
12.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025