Mücahit BİLİCİ
İçine girdiğimiz ancak bihakkın tarif edecek kadar içinden çıkmadığımız bir yeni dönemdeyiz. Her değişim ümit ve dönüşüm vesilesidir. Ancak değişimin kendisi, istikameti konusunda bize bir fikir vermez. Evet, yeni bir cumhuriyet’teyiz: Dindarların hükmettiği bir cumhuriyet.Kimine göre bunun adı Yeşil Kemalizm, kimine göre ise Yeni Türkiye. Bu tarz tesmiyeler, birkopuşu görünür kılmak için olduğu kadar, ihdas edilen yeni pratiklerin yolaçtığı yırtılmaları “yeni”liğin arzulanır oluşuyla tedavi etmek içindir de. “Birinci geleneksel...” diye başlayan tüm yeniliklerin tutturmaya çalıştığı dikiş, yabaniliğin tanıdık kılınması için seferber edilen vaftiz edici dil böyle bir fonksiyon için.
Yeni Türkiye’de yeni olan yeniler ve yeni diye sunulan eskiler var. Güzel reformlar kadar yeni bir form verilen çirkinlikler de var. Bugünleri bence en iyi tarif eden günah “devlet”çilikteki katmerlenmedir. İslamcılığın radikal bir şekilde eleştirel, çoğu samimi dindarın da mesafeli baktığı bir devlet vardı eskiden. Türkçü ve mukaddesatçı laik ve dindarların yücelttiği bu eski devlet, bugün yine ve yeniden yüceltiliyor. Kemalist devlet çoğu kez dine rağmenkutsallaştırılırken, bugünün dindar cumhuriyeti olan Yeni Türkiye’de devlet din ile dekutsallaştırılıyor.
Parti ile devlet, “din” ile “dindar hükümet” ayırımlarının lağvedildiği bir yeni merkeziyetçi kutsallık ekonomisinde, devlet karşımıza kendisine yan bakanın hain sayıldığı, hem de dinî kutsallıkla mücehhez bir odak olarak çıkıyor. Parti adına milleti tehdit etmekten utanacak adamlar, devlet adına istediğini güpegündüz tehdit edebiliyor. Ve yine şahıs olarak bir hükmü olmayan nice insan sırtını devlete dayamışlıkla kamusal alanda mahalle kabadayısıedasıyla dolaşabiliyor. Mahallede zenginlik ve güvenliğin sağlanması endişesinden başını kaldıramayan dindar kitlelerin kendilerine sorması gereken bir soru şudur: Bizdevletperestliğe mi karşıydık, yoksa o devletperestliğin hizmet ettiği devletin bizim olmayışına mı?
Kanunda açılan istisna yahut olağanüstülük deliği büyüdükçe, devletin kendisi onu elinde tutanlar için sorgulanamaz bir hükümranlık aletine dönüşüyor. Bir partiye karşı gelmek veya eleştirmek normal olmaktan çıkartılamaz iken, bir partiye karşı gelmek artık devlete karşı gelmek kapsamına alınarak hukukiliğin ve kamuya açıklık çerçevesinin dışına taşınıyor. Halbuki bugün benim elimde diye devlet kudsiyeti isimli tahakküm imkânını kullanmaktan imtina etmeyenin, yarın onu eline geçirecek başkalarına itiraza da ahlaki yüzü ve demokratik mecali kalmaz.
Türkiye’de mevcut iktidarı muhafaza endişesi ile gücün merkezileştirilerek sorumsuz hâle getirilmesi çabası demokrasi için tehlikeli bir noktaya gelmiş bulunuyor. Felaket tellallığına gerek yok. Ancak şunu hatırlamakta fayda var: Dünyanın hiçbir yerinde felakete doğru gidenler haydi felakete gidelim diye insanları peşlerinden sürüklemez. Bazen başlamış bir savaşı kazanmak, bazen verilmiş bir şöhret pozunu korumak için insanlar savaşmaya devam eder yahut estetik ameliyatlarla görsel imajlarını korumaya çalışırlar. Bir açıdan yapılması gereken yapılıyor gibi görünür. Yüzdeki gerginlik, diriliğin ve şöhretin gereği sanılır. Ancak gerçekte o gerginliğin altında yaşanan bir kopuştur, bir inkirazdır. Zafer bayraklarının sallanıyor olması doğru yolda olmak için yeterli değildir.
Herkese dağıtacak kadar devletin, her eli tutacak kadar elin olmayabilir. Ama herkese dağıtacak kadar demokrasi ve her eli güvenle sıkacak kadar adalet dağıtabilirsin. Devletlerin saygınlığı ve bekası şahısların hakimiyet performansında değil, ilkelerin kanun olarak hâkim kılınmasında ve adaletin umumi olarak temin edilmesindedir.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025