Mücahit BİLİCİ
Türkiye’de sol İslam’la barışmayı başaramadığı için yerli olmayı başaramadı. Solcular, yabancı sorulara verilmiş yerli cevaplar gibi karşılıksız kaldılar. Bir anlama gelemediler. Halkın ve toplumun dilini konuşamadılar. Çünkü o dili bilmiyorlardı. Kitaplardan öğrendikleri bir yabancı dili konuştular. Belki, yanlış bilinç ve kapitalist komplo varsayımları, yabancılıklarını görmelerini engelledi. Emek, eşitlik, devrim gibi kavramları da hep bir modernleşme romantizmi olarak karşılık buldu, yoksa bir ihtiyacın cevabı olarak yankılanmadı. Solcu, eğer bir terörist olarak görülmediyse en fazla Türkçe konuşan birturist olarak görüldü. Solun Alevi ve Kürt kimliklerine tutunarak geçmişte veya şimdi kazandığı kısmı kitleselliği kendisinden bilme yanılgısına düşmüş olması bu gerçeği değiştirmiyor. Toplumda gerçek karşılığı olan başka bir soruna tutunmadıkça Türkiye’de sol kendi başına varolamıyor ve karşılığı olmayan kitabı bir yabancılık olarak kalıyor. Solcu popülist olmak zorunda değil ama sahici ve anlamlı olmak zorunda.
Fazlaca genelleme yaptığımın farkındayım. Fakat şu sonuca erkenden vardım: Türkiye gibi bir yerde solcu olacaksan, yolunu İslam’a düşürmeden solcu olamazsın. Bu yüzden Türkiye’deki solcuların en iyileri en fazla Türkçe konuşan Avrupalılar gibidir. (Kemalizm bahsine hiç girmiyorum bile.)
Hattâ ayıp olmazsa, solun alt sınıfların ezilmişliğini kendine sembolik sermaye edinmiş bir üst sınıfın elit ideolojisi olduğu bile söylenebilir. Türkiye’nin solcuları genelde sermaye ve bürokrasi elitlerinin iyi niyetli çocuklarıdır. Ucuz bir Avrupa öykünmeciliğine tenezzül etmedikleri ve tevarüs ettikleri imtiyazı itirazsız kabullenmeyi vicdanlarına sığdıramadıkları için alternatif bir modernlik olarak sol yolu seçmişlerdir (muhalif Avrupa). Avrupa solundaki meşru din karşıtlığını Müslüman bir topluma büyük bir hata yaparak taşımak, solculuğu laiklik deresinde boğmaktan başka birşey değildir.
Türkiye’de elinden laiklik alındığında hâlâ kalabilen bir sol varsa o hakiki bir soldur. Burada da solun evrenselliği bir kaçış noktası olarak akla gelebilir. Yerli olamayan bir evrensellik gerçek değildir. Ayağını yaşadığı topraklara basamayan bir solculuk yabancıdır. Amacım burada solu yargılamaktan çok solun yerli bir dile dökülemediği gerçeğine dikkat çekmektir. Türkiye’de solculuk hiç bir köylünün dünyasına inip karşılık bulmuş mu?
Öte tarafta dindarların solcuların dinle problemli dilinden ve yaşam tarzı yabancılığından başlarını kaldıramadıklarını ve solun kendisini bir fikir, bir insani endişe olarak anlamaya çalışmadıklarını görüyoruz. Hâlbuki hakiki bir dindar eğer sağ ve sol arasında bir tercih yapmak durumunda kalırsa solu İslam’a daha uygun bulması gerekir. Sol, Müslüman toplumda yerli bir sol olamadığı ve kendini din karşıtı olmak zorunda gördüğü için, dindarlık sağcılıkla neredeyse özdeşleşmiştir. Hem milliyetçi hem de galeyancı olduğu için lezzetli olan sağcılık aslında her zaman zalimdir.
Ne var ki, Müslüman bir toplumun solunu üreteceğine, Avrupalı bir solu Müslüman bir topluma sunmaya çalışırsan algılanışında Avrupalı’lıktan sol’un kendisine sıra gelmez. Solu özüyle değil şekli ile almanın bedelini yüzeysel bir algılanmaya feda edilmekle ödersin. Türkiye solunda kocaman bir İslam boşluğu olduğu için, dindar duyarlılıkta büyük bir sol boşluğu oluştu. Türkiye’de İslam’ın içindenvahşi bir sağ parti çıktı. İslam’ın sağ yani inşaatlardan nefes alamayacak kadar dolu bir meydanken, İslam’ın solunda ise devasa bir boşluk var.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025