Mücahit BİLİCİ
“Müslümanları Amerika’ya sokmayalım” dediği için günlerdir gündemden düşmeyen Donald Trump kimdir, neye karşılık geliyor? Evvela, karizmatik bir tüccardır. Siyasetin vatanseverler nezdinde korku bezirganlığına dönüştüğü bir zamanda ayrıca bir siyasetçidir. İnsanları nasıl etkileyeceğini biliyor. Onun yaptığı her siyasetçinin yaptığının biraz fazlasıdır. Talepleri, kendinden öncekilerin ve halen aynı platformda kendisiyle yarışanların taleplerinden pek farklı değildir, sadece daha radikaldir. Her ne kadar bu ölçüsüz Müslüman karşıtlığı yeni bir durummuş gibi görünse de Cumhuriyetçi Parti’nin her seçim sezonunda ortaya koyduğu malzeme Müslümanlara bakan cephesiyle bu olmuştur. Yeni olan Trump’ın söyledikleri değil, bunu bu ölçekte ve pervasızlıkta söylemesidir. San Bernardino’daki terör eyleminin bunda bir miktar payı olsa da asıl sebep çok daha yapısal bir sebeptir.
Her seçim döneminde Cumhuriyetçi Parti’nin başkan aday adayları kendi içlerinde bir vatanseverlik yarışına girerler. Bu “güçlü lider” havası vermek için de gerekli bir hamasettir. Demokrasinin problemli boyutlarından biridir kendini pazarlamave popülizm ihtiyacı. Demokrasilerde siyasi söylemin seviyesinin diplere düşmesi biraz da en geniş kitleyi tahrik etme ihtiyacından kaynaklanıyor.
Trump çıkışını yapmadan önce aynı rolü Ben Carson isimli başka bir aday oynuyordu. Korku ve kolektif nefret objesiolacak bir insan topluluğu tespit edildikten sonra halkın bu konudaki endişesi istismar edilir. Ateşle oynayan siyasetçilerin kendi ellerini yakma ihtimali de vardır. Dozajı tutturmak kolay olmayabilir. Onun için bazan siyasetçi “vurayım” derken “öldürür.”
Tercihan dış kaynaklı olan ama bir iç tehdit halini almış bir endişe nesnesi bulunur. Bu ekseriyetle sınırlar, göçmenler,terör gibi “güvenlik” konularıdır. Siyasetçiye dair ümidin büyümesi için muhatap olduğu kitlelerin korkuya kapılmasına ihtiyaç vardır. Kitleler böyle bir durumda genellikle onların güvenliği adına radikal şeyler söyleyenlere inanmaya eğilim gösterirler.Mücadeleci ve kurtarıcı figürü oluşturmak için kavga ortamı kasten oluşturulur. Sonuç, sizin adınıza yurmuk atan siyasetçiye sahiplenmenizdir.
Peki Trump Amerika’yı mı temsil ediyor? Hayır, sıradan siyasetin dünyanın her yerinde tezahür edebilen bir damarını temsil ediyor bu adam. Yoksa Amerika, başta Jefferson olmak üzere ta başından beri İslama ve Müslümanlara kapılarını açmasa da zihnini açmış bir ülkedir. Amerika herşeye rağmen bir gün Müslüman bir başkan tarafından yönetilebileceğine teorik olarak inanmış bir ülkedir.
Bu açıdan yaşananlar, Benjamin Disraeli’nin meşhur “the East is a career” ifadesinin başka bir tezahürü gibi görünüyor. Bugün ulusal güvenliğe hassas olan politik arenada Müslüman-karşıtı bir vurgu siyasette kredi biriktermenin, kariyer yapmanın kestirme yolu haline gelmiştir. Yani Müslümanlardan tehdit çıkartmak, mazur bir güvenlik endişesi olduğu kadar bir siyasi kariyer meselesidir.
Demek ki Trump olmasa başkası bu yapısal fonksiyonu icra edecektir. Zaten Trump’un bir süre sonra marjinalize olacağı tahmin ediliyor.
Müslümanlar milli bedenin ayrılmaz bir parçası haline geldiği için kısa vadede incitici olan bu tarz hamlelerin son tahlilde Müslümanların daha çok sahiplenilip kabul edilmesine sebep olacağını da not edelim. Bu da kaderin bir cilvesidir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor
25.07.2025 - Dağlar ve tüneller
22.07.2025 - Öcalan’ın 7 dakikası
10.07.2025 - İnsan yerin yüzüdür
1.07.2025 - Otoriterlik ve Medya
28.06.2025 - Modern katil
17.06.2025 - Said Nursi’yi solcular neden tanımıyor?
1.06.2025 - Kürtlerin Lozan yanılgısı
21.05.2025 - Türkiye’nin Sanayi İnkılabı
11.05.2025 - Kullu Şey’in Halikun İlla Wechehu
4.05.2025
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
ayni kardeslik masalini kürtcülerde zazalara uygulamiyorlarmi?yeri geldiginde sizde ayni masali anlatmiyormusunuz!lütfen dürüst olalim.