Roni MARGULIES
Balyoz mahkûmlarına ağıt yakanlarla, “en parlak subaylarımızın” ardından âh çekenlerle, darbeci yakınlarıyla beraber sıcak gözyaşı dökenlerle dalga geçtiğim bir yazım üzerine şöyle bir mail aldım:
“Bu eğlenceli üslup eminim bazılarını çok sinir ediyordur, bu grupta olmadığım için şanslıyım sanırım :)
Naçizane bir de şunu sormak isterim: Davada hukukî sürecin işleyişine getirilen eleştirilere de değinmiş olsanız daha iyi mi olurdu?”
Doğru, iyi olurdu. Değineyim.
Alper Görmüş, Balyoz kararı karşısındaki iki tavrı şöyle özetledi:
“Balyoz davası kararlarının büyük tarihsel önemini ve çok katmanlı sembolizmini öne çıkaranlar... Bu tavrın doğal sonucu, davada öne sürülen kimi itirazların ‘büyük resme bakmak’ gerekçesiyle görmezden gelinmesiydi..
Davanın zaaflı gibi görünen yanlarını öne çıkaranlar... Bu tavrın doğal sonucu, zaaflardan oluşan‘küçük resme’ bakmak ve ‘her şey yalan’a demirlemekti..”
Ben birinci gruba dâhilim.
Davayı önemsizleştirecek, kuşkulu hâle getirecek, değersizleştirecek tek bir kelime yazmamaya özen gösterdim.
“Büyük resmin” (yani darbe planlamakla suçlanan insanların yargılanıyor olduğu gerçeğinin) karartılmaması, gölgelenmemesi için elimden geleni yaptım.
Dahası, bu davanın daha da büyük bir resmin bir parçası olduğunu vurgulamaya çalıştım.
Daha da büyük resim şu: Erbakan döneminde başlayıp Erdoğan döneminde devam eden darbe plan ve girişimleri; halkın demokratik tercihlerini yok sayan ve seçilmiş hükümetleri Atatürkçü Düşünce Derneği gibi yasal ve Ergenekon gibi yasadışı örgütlenmeler eliyle ve silah zoruyla devirme çabaları; ve bütün bunların Kemalist orta sınıfların en doğal hakkı olduğu inancı. Kemalist devletin ve o devleti yönetenlerin halk karşısında öncelikli, ayrıcalıklı ve sorgulanamaz olduğu; bu yöneticilerin her şeyi en iyi bildiği ve halkı koyun sürüsü gibi güttüğü bir düzen.
Balyoz davası ve diğerleri bu düzeni sorgulama sürecinin birer parçası.
Bu sürecin olağanüstü ölçüde önemli ve değerli olduğuna inanıyorum.
Hiçbir yere varmasa da, bütün davalar düşse ve herkes beraat etse de, bizzat sorgulama sürecinin önemli ve değerli olduğuna inanıyorum.
Bu süreci beğenmediğim bir partinin yürütüyor olması umurumda değil.
Bu süreç beğenmediğim bir partinin güçlenmesine yol açıyorsa, umurumda değil.
Değil, çünkü sürecin kendisi ve toplumsal etkileri herhangi bir partiden çok daha önemli ve kalıcı.
Gelelim hukukî sürecin işleyişine getirilen eleştirilere.
Hukukî sürecin sorunlu olduğundan hiç kuşkum yok.
Türkiye hukukuna göre, Türkiye mahkemelerinde, Türk savcı ve yargıçları tarafından görülen tüm davaların sorunlu olduğuna; hukukun, mahkemelerin, savcı ve yargıçların köklü bir reforma tabi tutulması gerektiğine inanıyorum.
Hâl böyleyken, Balyozcuların darbeci olduğu doğrultusundaki kişisel inancım nedeniyle davadaki teknik sorunları görmezden mi geliyorum? Bunlar zaten darbeci, bunlar için hukukun doğru işlemesi gerekmez diye mi düşünüyorum?
Hayır. Darbe sanıklarının da herkes gibi hukukî hakları olduğuna inanıyorum.
Bu hakların hiç kimsenin elinden, hatta darbecilerin bile elinden alınamayacağına inanıyorum.
“Ama” diye devam etmeyeceğim, ama’sı yok.
Çetin Doğan’ın kızı ve zavallı damadı, mahkeme kapısında Onuncu Yıl Marşı’nı söyleyen darbeci aileleri, Ezgi Başaran gibi cazgır ve tuhaf gazeteciler eğer Balyoz davasına hukukî itirazlar öne sürselerdi, beni yanlarında bulurlardı.
İtirazları hukukî değil ki!
Şunlar hukukî itirazlar mıdır:
“Çetin Doğan ve silah arkadaşlarından ‘İrtica geliyor’ diye ileri geri konuşmanın, 28 Şubat dönemindeki girişimlerinin, görüş ve düşüncelerinin rövanşı alınacaktı.”
“Tutuklanmamayı başaran ordunun geri kalan muvazzaflarına ibret olsun diye.”
“Subaylar, türlü mercilerdeki güçlerin zihniyetine göre makbul bulunmadığı için tasfiye edilecekti.”
Bunların hiçbir hukukî yanı yok. Tümüyle siyasî.
Aslında dedikleri şu: “Kahraman ordumuzun müdahale hakkı vardır. Bu hak ellerinden alınamaz, üstelik İslamcı bir hükümet tarafından hiç alınamaz. Her şey bir AKP komplosudur. Yaşa, var ol Harbiye.”
Davaya itiraz edenler hukuk düzeninin toptan düzeltilmesi için mücadele etmek isterse, buyursunlar, edelim.
Öyle bir dertleri yok ama. Tek dertleri Kemalist devleti savunmak.
Anca giderler.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023