Roni MARGULIES
Silivri’de Ergenekon davasında ne yargılanıyor?
Çarşamba günü duruşmayı izleyen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin değerli görüşlerine başvuralım:
“Bu topraklar ilk kez böyle bir mahkemeye tanıklık ediyor. Savcısı AKP, tanığı PKK, yargılanan Türkiye’dir.
Savcısının başbakan olduğu bir dava. Sahte düzmece belgelerle insanlar içeride tutuluyor. Burada bir yargılama yapılmıyor.
Bu Cumhuriyet’le hesaplaşmadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kökünü kurutmak için uydurulmuş bir davadır.”
Duruşmayı başka kimler izledi?
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, genel başkan yardımcıları Umut Oran, Gürsel Tekin, Bülent Tezcan ve Gökhan Günaydın, aralarında Süheyl Batum ve İlhan Cihaner’in de bulunduğu 40’a yakın CHP milletvekili, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, CHP’li Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal. Ve barikatların üzerine en ön saflarda atılan Tarık Akan, Rutkay Aziz, Ataol Behramoğlu ile Bedri Baykam gibi sanatçılar ve modacı Barbaros Şansal.
Duruşma salonuna giremeyip dışarıda bulunan binlerce kişiyi Silivri’ye kimler getirdi?
CHP, İşçi Partisi ve Atatürkçü Düşünce Derneği.
Niye getirdiler?
CHP Milletvekili Bülent Tezcan’a göre, çünkü “Mustafa Kemal'in askerleri yalanın iktidarını bozacak”.
Bir başka meczuba göre, “Silivri, Türkiye'nin Tahrir’i”.
İşçi Partisi Genel Başkan Vekili, “Yeminler edildi, yıkılacak Silivri” sloganları arasında, “Atatürkçü devrimci güçleri birleştirecek miyiz? İşçi Partisi’ni, CHP’yi, DSP’yi, MHP’yi birleştirecek miyiz? Bizler İlker Başbuğ’uz, bizler oradaki herkesiz, hepimiz Atatürk gibi olacağız” diye konuşmuş kalabalıklara.
(İP, CHP ve DSP’yi “devrimci güçler” olarak düşünmek yeterince komik değilmiş gibi, bunlara MHP’yi eklemek gerçekten dâhiyane bir fikir!)
Yukarıda alıntıladığım sözlerden anlaşılıyor ki, CHP, İP ve ADD “Bu dava uzun fazla sürdü”, “Bu davada hukuksuzluk yapılıyor” veya “Sanıklar iddianamede belirtilen suçları işlememiştir” demek için gitmemiş Silivri’ye.
Ne için gitmişler?
Ergenekon davasının “Türkiye Cumhuriyeti’nin kökünü kurutmak için uydurulmuş bir dava” olduğunu düşündükleri için.
“Mustafa Kemal'in askerleri”ni savunmak için.
“Atatürkçü devrimci güçleri birleştirmek” için.
Deseler ki, “Darbe girişiminde bulunmak, seçilmiş hükümeti silah zoruyla devirmeye yeltenmek, darbeye zemin hazırlamak için boktan işler yapmak suçtur. Bu sanıklar bu suçları işlemişse, hapiste sürüm sürüm sürünmelidirler, ama biz işlediklerine inanmıyoruz”, itirazım olmaz.
Ama öyle demiyorlar. “Uydurulmuş” bir dava diyorlar. Böyle bir dava olamaz diyorlar.
Ne demek bu?
“Asker istediği zaman darbe yapabilir, bazı hükümetleri devirmek meşrudur, asker yargılanamaz” demek.
Böyle düşünenler olası bir darbenin tabanını oluşturur. Demokrasinin, özgürlüğün, adaletin düşmanlarıdırlar. Bunlar var oldukça, darbe olasılığı da var olacaktır.
Ama sorun sadece bunlar değil.
AK Parti hükümeti ve Başbakan da, en az eşit ölçüde sorun.
Burası Türkiye olduğu için, yargı bağımsız filan olmadığı için, savcılar ve hâkimler siyasî iradeyi arkalarında görmedikleri takdirde şuradan şuraya adım atmazlar.
Başbakan, “İlker Başbuğ’un cezaevinde olmasından üzüntü duyuyorum” dediği anda hâkimlere mesaj vermiş ve Ergenekon davasını da, ilişkili diğer davaları da gebertmiştir. Hrant Dink davasını geberttiği gibi.
Mustafa Kemal’in askerlerini ve yüce Türk devletinin hizmetkârlarını koruyanlar sadece CHP, İP ve ADD değil.
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023