Roni MARGULIES
“Maggie, Maggie, Maggie, dead, dead, dead” sesleriyle çınlamış İngiltere sokakları. Coşkun kutlamalar yapılmış.
Ben de yaptım.
Bizde ölünün arkasından kutlama yapmak bir yana dursun, konuşmak bile ayıptır, ama İngilizleri ve beni anlamaya çalışın, n’olur.
Thatcher, İngiltere egemen sınıfının en acımasız temsilcilerinden biri, belki de en etkili ve korkusuz sınıf savaşçısıydı. Emekçilere, sendikacılara, yoksullara, zayıf ve çaresizlere on bir yıl boyunca kan kustururken her gittiği yerde“Maggie, Maggie, Maggie, out, out, out” sesleriyle karşılanıyordu. Başbakanlıktan istifa etmek zorunda kaldığında toplumun alt yarısı kırk gün kırk gece bayram etmişti.
Savaş açtığı insanların bugün ardından gözyaşı dökmemesinde anlaşılmayacak bir şey yok. Ardından ağlayanların, ne kadar büyük bir lider olduğunu anlatanların kimliği de şaşırtıcı değil.
Dünyayı değiştirmenin eşiğinde
Liseyi bitirip 1972’de okumak için İngiltere’ye gittiğimde müthiş sıcak bir sınıf savaşının içine daldım. Sosyalist olmam uzun sürmedi. Başka bir şey olamazdım: Bütün dünya çalkalanıyordu, kitleler her yerde grevde ve sokaklardaydı, dünyayı değiştirmenin eşiğindeydik.
Üniversite yıllarımı bir grev çadırından diğerine, bir gösteriden diğerine, bir parti toplantısından diğerine koşturarak geçirdim. İngiltere’de demir-çelik işçilerinden belediye çalışanlarına, hemşirelerden tiyatroculara, grev yapmayan işkolu kalmadı. Kömür madencileri 1972 ve 1974’te genel greve çıktı, ikincisinde Muhafazakâr Parti hükümetini devirdiler.
İşçi sınıfının bittiği, “sınıf” kavramının artık geçersiz olduğu iddialarını duyduğumda hâlâ gülerim. Thatcher’ın da, örgütlü işçi sınıfının da bu konuda hiçbir kuşkusu yoktu. Bugünkü İngiltere Başbakanı Cameron aynı politikaları uygularken ve sendikalar bunlara karşı direnirken, yine hiç kimsenin kuşkusu yok.
Thatcher 1979’da iktidara geldiğinde, örgütlü, mücadeleci ve güçlü bir işçi sınıfı on yıldır sermayeyi sıkıştırıyordu. Kâr oranları düşmüştü. Dünya ekonomisi 1970’lerde girdiği ikinci krizden daha yeni çıkıyordu.
Büyük sermaye, sadece İngiltere’de değil, dünya çapında, karşı saldırıya geçmeye hazırdı. Saldırının başını İngiltere’de büyük bir şevk ve atılganlıkla Thatcher çekti, Amerika’da Reagan, Almanya’da Kohl, Türkiye’de Özal.
İki koldan saldırı
Uyguladıkları politikalara o zamanlar monetarizm deniyordu, şimdi neo-liberalizm deniyor. İki koldan saldırıya geçtiler.
Önce işçi sınıfının örgütlülüğünü, direncini kırmak gerekiyordu. Sonra hem reel ücretleri düşürmek hem de kazanılmış tüm hakları, sosyal harcamaları, kamu hizmetlerini tarumar etmek.
Thatcher bunları bilinçli bir şekilde yaptı. Seçildiği yıl, “Reel ücretleri yüzde19 oranında düşürmek zorundayız” dedi. Sendikaları birer birer karşısına aldı, yenilgiye uğrattı. En önemlisi, 1984-85 yılında Kömür Madencileri Sendikası’nın 1,5 yıl süren efsanevî grevine teslim olmadı, İngiliz işçi sınıfının en köklü, en örgütlü kesimini bozguna uğrattı.
Patronların alkışları hâlâ kulaklarımda, işçi sınıfının moral bozukluğu hâlâ aklımdadır.
Bu yenilgi havasından İngiliz işçisi 20 yıl kurtulamadı, belki hâlâ tam olarak kurtulmuş değil.
“Dead, dead, dead” diye bağırmasınlar da ne yapsınlar
[email protected]
Yazarlar
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023