Roni MARGULIES
Anayasa referandumunun üzerinden tam bir yıl ve on ay geçti.
Postexpress isimli bir mizah dergisinin son sayısının arka kapağında bir “Özür Dilekçesi” yayınlanmış.
Özetlemeyeyim, çarpıtıp mizahi değerini azalttığım düşünülmesin. Dilekçe şöyle:
“Faşizan karakteri günbegün alenileşen, zorlu mücadelelerle kazanılmış temel hak ve özgürlükleri durmaksızın öğüten AKP iktidarının değirmenine su taşıdığım ve böylelikle yaşanan mağduriyetlerde ve kıyımlarda pay sahibi olduğum için başta kadınlar, emekçiler, çiftçiler, öğrenciler, sosyalistler ve Kürt yurttaşlar olmak üzere tüm yurttaşlardan özür dilerim.“
Ve bu metnin altında özür dileyenlerin isim ve imzaları için kutucuklar var.
Gerçek mizah çok yönlü olur, katman katman komiklik içerir. Ben de birçok açıdan güldüm derginin arka kapağını okuyunca.
Demek ki, diye düşündüm, derginin editörleri şuna inanıyor: Referandumda iki yıl önce yüzde 58 evet oyu çıkmasaydı, Anayasa’nın yirmi küsur maddesinde değişiklik yapılamamış olsaydı, bugün cennet gibi bir ülkede yaşıyor olacaktık. Başta kadınlar, emekçiler, çiftçiler, öğrenciler, sosyalistler ve Kürt yurttaşlar olmak üzere tüm yurttaşlar, bugün mutluluk, refah ve güzellik içinde gece gündüz sokaklarda dans ediyor olacaktı. Kimse tutuklanmayacaktı, savaş sona ermiş olacaktı, kadınların eşitliği çoktan sağlanmış olacaktı. Hatta belki de sosyalizme doğru epey yol alınmış olacaktı.
Evet oyu çıktı ya, bütün bunlar engellenmiş oldu!
Ben kendi hesabıma, referandumun yapıldığı 2010 yılında da, 2005’te de, 2002’de de, AK Parti’nin bugün yaptıkları dışında herhangi bir şey yapmasını beklemiyordum.
Referandumda yüzde 100 hayır oyu da çıksaydı, nüfusun yüzde 100’ü referandumu boykot da etseydi, referandumdan önce olduğu gibi referandumdan sonra da, savaş devam edecekti, Kürtler tutuklanıyor olacaktı, öğrenciler hapse atılacaktı, kadın hakları tehdit altında olacaktı.
Bütün bunlar AK Parti’nin doğasından kaynaklanıyor. Referandumdan değil.
Referandumdan kaynaklandığını zannedenler belli ki AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlayamıyor.
İkinci bir komiklik, referandumda “hayır” oyu verenlerin pek çoğu gibi Postexpress editörlerinin de aslen AK Parti’ye değil, “evet” oyu veren AKP’li seçmenlere değil, en çok “Yetmez ama evet” diyenlere öfke duyması! AK Parti’ye ve seçmenlerin yüzde 50’sine atıp tutmak sıkmıyor herhalde, hırsını alamayan çocuklar gibi hâlâ bizimle uğraşıyorlar!
Havalar biraz kötü gitse, “Bak, gördün mü, ‘Yetmez ama evet’ dediniz, böyle oldu işte” diye tepiniyorlar.
Arkadaşlar, biraz sakin olun, kendinizi toparlamaya çalışın.
Şu anda memlekette olan hiçbir şey “Yetmez ama evet” denildiği için olmuyor.
Referandumda ne sonuç çıkarsa çıksın, bugün olanların hepsi zaten olacaktı, çünkü AK Parti, dünya görüşü, yaşam tarzı ve ekonomik düşünce açılarından muhafazakâr, sağcı bir parti. Bu açılardan, Türkiye’yi 1950 sonrasında yöneten diğer muhafazakâr partilerden, Demokrat Parti’den, Adalet Partisi’nden farklı değil.
Bütün bu partiler gibi, AK Parti için de siyasî açıdan devletin bekası, ekonomik açıdan da Türk sermayesinin çıkarları son tahlilde tüm politikaların temelini oluşturur.
Geçtiğimiz yıllarda, kendisi muhafazakâr olmayan liberal bir kesim AK Parti’yi liberal, reformcu bir parti zannetme yanılgısına düştü. Çok önemli değil, öfkelenmeye gerek yok, çünkü bu kesim zaten küçük ve AK Parti’yi etkileme şansı yok.
Öte yanda, CHP’nin siyaseten temsil ettiği bir kesim, AK Parti’yi Cumhuriyet ve “çağdaşlık” düşmanı, dinci, şeriatçi bir parti zannetme yanılgısına kapıldı veya iktidarını kaybetmemek için kapılmış gibi yaptı.
Gerçekte AK Parti ne liberal ne şeriatçı. Zaman zaman devletin bazı kesimleriyle itişmeyi göze alan muhafazakâr bir parti.
Bu partiye Kemalizm’i ve devleti savunanlar. Anayasa değişikliğine karşı oy kullananlar muhalefet edemez.
Böyle muhalefet edenler (Postexpress dergisi dahil) ancak CHP’nin tabanına sempatik görünür, mevcut devletin yanında yerini alır, kitlesel bir muhalefet yaratma şansına elveda demiş olur.
Kitlesel bir muhalefet yaratmak, AK Parti’yi devletle itiştiği için destekleyen ama yaptıklarını yetersiz bulan geniş katmanları kazanarak mümkün olur.
Mizahi dilekçeler yayınlayarak değil.
Yazarlar
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023