Roni MARGULIES
Ah ulan ah, keşke Ahmet Altan haklı olsaydı. Keşke dünya gerçekten de ‘İyilerin Federasyonu’ haline gelmiş olsaydı.
Uzay Yolu dizisinin dünyası gerçekleşmiş olsaydı keşke.
O dizide, dünyada ne olup bittiğini pek görmezdik, ama belliydi. Dünyada Ahmet Altan’ın tarif ettiği düzeni kurma işi çoktan bitmiş, aynı şeyi tüm evrende gerçekleştirme mücadelesi veriliyordu.
Atılgan gemisinin Federasyon tarafından belirlenmiş temel bir ilkesi vardı. Uğradıkları hiçbir dünyada Kaptan Kirk ve arkadaşlarının yerel yaşama, kültüre, ekonomiye müdahale etmesi kesinlikle yasaktı.
Bu ilke, belli ki, diziyi 1960’ların dünyasında yaratmış olan Gene Rodenberry’nin siyasî yaklaşımını yansıtıyordu.
Dizide bir bar sahnesi hatırlıyorum. Uzayda çeşit çeşit, renk renk yaratıklar tuhaf içkiler içiyor, muhabbet ediyordu. İnsan da vardı aralarında, ama küçük bir azınlıktı insanlar.
O yıllarda, Amerika’nın güney eyaletlerinde bir bar veya otobüste, çeşit çeşit yaratıklar bir yana dursun, bir beyazla bir siyahın yan yana oturması mümkün değildi.
O yıllarda Amerika dünyanın her yanında her istediği yere müdahale ediyor, kendi istediği gibi davranmayan her rejimi deviriyor, yerine istediği kişi ve hükümeti getiriyordu.
Uzay Yolu’nun ilk yıllarında, Amerikalıların ‘Vietnam Savaşı’, Vietnamlıların ise ‘Amerikan Savaşı’ olarak andığı (ama yıllar önce Fransızların başlattığı) savaşa girdi Amerika. Yani Kirk ve arkadaşlarının, Atılgan mürettebatının asla yapmayacağı, Gene Rodenberry’nin yanlış bulduğu, nefret ettiği şeyi yaptı.
Rodenberry, ırkçılıktan iğrenen, Amerika’da beyazların, dünyada Amerika’nın saldırgan üstünlüğüne isyan eden, eşitliğe inanan bir insandı; 1960’ların, 1968 hareketini hazırlayan ortamın yarattığı liberal bir Amerikalıydı.
Hoşlanır mı, hoşlanmaz mı, bilemiyorum, ama Ahmet Altan’ı bazen Rodenberry’ye benzetiyorum. (Taraf’ı da Atılgan’a benzetmem gerekir mi bu durumda, bilemedim, ama fena bir benzetme değil galiba!)
Liberalizm Türkiye’de bazı çevrelerde küfür anlamına gelir oldu. Oysa, temel felsefesi bireyin özgürlüğü olan, temel ilkesi “devlet bireye karışmasın” olan bir dünya görüşüne küfür etmeden önce biraz düşünmek gerek.
Siyaset alanında “devlet bireye karışmasın” düşüncesi, Rodenberry ve Ahmet Altan’ın yanı sıra, bir sosyalistin de paylaşacağı, savunacağı bir düşünce. Marksizm’in nihaî hedefi bireyin mutlak özgürlüğünden başka bir şey değildir, hiçbir zaman olmamıştır ve olamaz.
Ekonomi alanında ise, “devlet bireye karışmasın” düşüncesi gerçek dünyada tümüyle farklı bir anlama geliyor. Amacı insanın mutluluğu için üretim yapmak değil, kâr için üretmek olan bir düzende yaşadığımıza göre, “devlet bireye karışmasın” demek, sömürüye, çevrenin kirletilmesine, çocuk emeğine ve azamî kâr elde etmek için kapitalizmin yaptığı daha bin bir şeye karışmamak demek.
Bu noktada “bireyin özgürlüğü” ile “patronun özgürlüğü” arasındaki farkı kavrayamamak, liberalizmi garip bir yere düşürüyor. Neoliberalizm kisvesi altında egemen sınıfların onyıllardır dayattığı ve uyguladığı ideoloji haline geliyor liberalizm.
Rodenberry ile Ahmet Altan’ın liberalizmi ise, kelimenin “liberty” (özgürlük) kökünden gelen, en olumlu, en insanî, en özgürlükçü anlamıyla liberalizm. Bu anlamda, her ikisi de benim yoldaşım ve mücadele arkadaşım.
Ne var ki, liberalizmin ekonomi alanındaki körlüğü başka alanlara da yansıyor bazen.
Müthiş bir iyimserlik, iyiniyet ve saflıkla, Amerikan silahlarının halktan yana, barış için bir güç olabileceğini düşündürtebiliyor insana.
Bu iyimserlik, çok kutuplu dünyada emperyalist güçler arasında kıran kırana bir rekabet olduğunu, bu rekabetin ve yaptıkları her şeyin kâr güdüsünden kaynaklandığını, amaç kâr olduğu sürece ham madde ve pazar mücadelesinin “önemsiz” olamayacağını, “barış” ve “demokrasi” kavramlarının “kapitalizm” ve “kâr” kavramlarıyla yan yana duramayacağını görmezden geldirtebiliyor insana.
Ve o noktada yollarımız ayrılıyor.
Amerikan silahları 42 yıl boyunca Kaddafi’yi hangi nedenlerle desteklediyse, aynı silahlar bugün de aynı nedenlerle devirmeye çalışıyor Kaddafi’yi. Libya halkıyla alakasız, Amerikan çıkarlarıyla yakinen alakalı nedenlerle.
Emperyalizm sorunun kaynağı. Çözümü olamaz.
Yazarlar
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023