İki hafta önce (23.8.2025’de) bu konuyu yine Elips Haber’de yazmıştım. ( https://www.elipshaber.com/palantir-diye-bir-bela-kapimizda ) o konuda yeni bilgiler var. Palantir Technologies’in CEO'su Alex Karp (Alexander Caedmon Karp), daha önceki yazımda ifade ettiğim şeyleri teyid ettiği bir Tv programında, canlı yayında “yapay zeka kullanarak Filistinlileri öldürerek kâr elde ettiklerini” söyleyerek gülüyor. “Onlar, o 'Hamas' üyeleri, 'faydalı aptallar' ve onlar 'çoğunlukla teröristtirler” diyor.

Elips Haber'de yer alan habere göre, Elips Haber'de yer alan habere göre, Yeni bilgiler ışığında İsrail, ABD ve İngiltere + AB’nin bir “Şeytan üçgeni” oluşturduklarını ve suç ortağı olduklarını söyleyebiliriz. Dahası, Palantir’i aynı zamanda “halka açık bir şirket” haline getirmişler. Dolayısı ile bu şirkete para yatıran herkes bu suça fiilen iştirak etmiş sayılır. Artık dünyada “savaş yöneten bir şirket” var ve dileyen bu savaş şirketine para yatırarak ortak olabiliyor. “Filistinlileri öldürerek elde ettikleri kar”a (!?) ortak olmak isteyenler bu şirkete yatırım yapabilir..

Karp aslında klasik anlamda bir Musevi değil, ama o anne tarafından gelen soyu itibarı ile İsrailoğulları’ndan New York'ta Yahudi bir anne ve Yahudi olmayan bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi ve kendini “Ateist” olarak tanımlıyor. Aslında o sıradan bir Ateist de değil, bebek kanı içen, Epstein’ci Pedefolik, Satanist bir Siyonist. Evet dünya savaşını yönetecek yapay zekanın anahtarı böyle birinin elinde. Dünyanın ne kadar güvende olduğunu varın siz hesab edin.

İsrail eski başbakanı Ehud Barak'ın e-postalarının (100.000 e-posta) büyük bir kısmı sızdırıldı Bu belgelerde ilginç bir bilgi de yer alıyor. Ehud Barak ve Jeffrey Epstein'ın Palantir'in ortaklarından Peter Thiel ile bir araya gelmeyi konuştukları ortaya çıktı. Ehud Barak, Jeffrey Epstein'a "Thiel ve ekibi ile bir araya gelmek için ayarlamalar yapmaya çalışıyorum" diyor..

Bakın işin ucu nerelere gidiyor. Peter Thiel 11 Ekim 1967'de Almanya'nın Frankfurt kentinde doğdu, 2003’de başkanı olduğu Palantir Tech.’in kurucularından.1998'de Max Levchin ve Luke Nosek ile PayPal’ı kurdu. eBay’da yöneticilik yaptı ve Founders Fund'ın kurucu ortaklarından. 2005'te Ken Howery ve Luke Nosek ile bu fonu kurarak SpaceX, Airbnb ve Stripe gibi şirketlere yatırım yaptı. Yani Elon Musk’la da beraber çalıştı.. Ayrıca, Facebook'un (şimdi Meta Platforms) ilk dış yatırımcısıdır. Thiel, Stanford Üniversitesi'nde felsefe ve hukuk okumuş, “muhafazakar liberal” biri olarak tanıtılır.. dünyanın en zengin 103. Kişisidir.

Palantir Tech.’i diğer ortakları Alex Karp, Stephen Cohen, Joe Lonsdale, Nathan Gettings. Perde gerisinde CIA, Pentagon, FBI, MI6, MOSSAD gibi örgütlerin varlığından söz ediliyor.

Zaten Palantir'in kuruluşunda CIA'in risk sermayesi kolu In-Q-Tel'den finansal destek alındığı bilinmektedir. İşbirliği içinde oldukları ülkelerin savunma ve istihbarat sektörlerinde ve belli global yatırım şirketleri ile ortak faaliyet göstermektedirler.

Tekrar Palantir’in CEO’su Alex Karp’a dönecek olursak, 2 Ekim 1967 New York doğumlu. 2025‘de, “Time” Karp’ı dünyanın en etkili 100 kişisinden biri olarak seçti ve Forbes ile Bloomberg Milyarderler listesinde 12 milyar doları aşan serveti ile onu dünyanın en zengin 300 kişisi arasında gösterdi.

Bir başka kaynakta anne tarafından değil de baba tarafından Yahudi olduğu belirtiliyor. Bu kaynak “Yahudi bir çocuk doktoru olan babası Robert Joseph Karp ve Afro-Amerikalı bir sanatçı olan annesi Leah Jaynes Karp'ın oğlu” olarak tanımlanıyor. Gençliği Philadelphia'da geçmiş. Anne ve babası sivil haklar ve sosyal adalet aktivistleriymiş. Disleksi hastasıymış. 1989'da Haverford College'da felsefe, 1992'de Stanford Hukuk Fakültesi'nde hukuk doktorası (J.D.) ve 2002'de Frankfurt Goethe Üniversitesi'nde neoklasik sosyal teori alanında doktora yapmıştır. Almanya'da Jürgen Habermas gibi düşünürlerden etkilenmiş. Alman kökenli bir Amerikalı, ama dedesinden miras kalan para ile Londra merkezli Caedmon Group adlı bir para yönetim şirketi kurmuş. Karp, bugün Palantirde, 2020 ve 2024'te ABD'de halka açık bir şirketler içinde en yüksek maaş alan CEO'sudur. Evli değil, batıda olağan kabul edilen bir şekilde, evlilik dışı çocuk sahibi de değil. Aile kurma fikrinin kendisini "ürperttiğini" söylüyor.. Tai Chi, meditasyon, kayak ve silahlarla ilgileniyor. Ehliyeti yok. İngilizce, Almanca ve Fransızca ve muhtemelen İbranice de biliyordur. Kendisini sosyalist olarak tanımlıyor. İsrail'i açıkça destekliyor ve 2024'te Gazze savaşına ilişkin batıdaki pro-Filistin protestoları, İslam dünyasındaki sivil tepkileri ilkel bir vandallık, terör, "paganizm" ve "toplumdaki bir enfeksiyon" olarak nitelendiriyor. Palantir'in "Amerika’yı daha öldürücü bir güç haline getirdiğini" gizlemiyor ve şirketinin askeri alanda ve istihbarat çalışmalarında savaşın kurallarını değiştirme potansiyeline sahip bir imkan sunduğunu söylüyor. Sistem, tüm dünyada tek bir kişiyi ya da bir topluluğu, bir ülkeyi, ya da Global anlamda seçilmiş kişi ve toplulukları hedef alarak operasyon yapma kabiliyet ve kapasitesine sahip olacak nihai hedefte.

Palantir’in veri madenciliği ve gözetim teknolojileri, özellikle ICE ile göçmen takibi sözleşmeleri ve İsrail ordusuyla yaptığı anlaşmalar nedeniyle eleştirilmesini önemsemiyor.. Aslında 2024 yapımı "Watching You: The World of Palantir and Alex Karp" belgeseli ile Karp açık oynamaya karar verdi. Aynı yıl İngiltere’de Rothchild’lerin “The Economist”i tarafından Yılın CEO'su seçildi. Hemen ardından 2025'te Palantir hisseleri rekor seviyelere ulaştı, şirketin piyasa değeri Lockheed Martin’in 3 katı’na çıktı. Karp, açıklık politikası gereği, 2025’te yayınlanan “The Technological Republic: Hard Power, Soft Belief, and the Future of the West” (Teknolojik Cumhuriyet: Zor Güç, Yumuşak İnanç ve Batı’nın Geleceği) adlı bir kitab yazdı. Teknolojik Cumhuriyet tanımına dikkat. Çünkü Nesnelerarası iletişimde insan nesne olup, kafasına da NeuraLink dedikleri Chip takılınca, makine beyninizi okuyacak ve kararını verecek. Tabi beyninize bilgi yükleyecek olan da o yapay zeka. O bilgiyi yükleyen sistem icabında, beynindeki “zararlı” (!?) bilgileri de silecek! Zaten bu anlamda bir okula , ayrı bir Media’ya da gerek yok.

Karp “Teknolojik Cumhuriyet” teklifi ile yeni bir yönetişim modeli sunuyor. Bu. Yapı içinde, her türlü dini, mezhebi, ideolojik, politik, felsefi ve vijdani kanaat farklılıklarına sahip topluluklar MetaVerse aleminde sanal gerçeklik düzleminde her türlü cemaat, özerk yapılar oluşturabilecekler. Artık devletler yalnızca toprak veya askeri kuvvetle değil; yapay zeka, siber güvenlik ve dijital altyapı hâkimiyetiyle güç kazanıyorlar. Tek para sistemi ile de tek bir ekonomi kurgulanacak. Plantir verimlilik aracından ulusal güvenlik ve ekonomik planlamada merkezi bir yapı kurgularken bunu bir silaha dönüştürüyor.. Çin’in yüz tanıma sistemleri ve ABD’nin veri odaklı istihbarat stratejileri, Akıllı telefonlar, otomobiller, evler, şehirler, global sisteme entegre edilecek e-devlet projeleri, 5G+, İklim politikaları, sıfır atık projeleri, hepsi bu Şeytani senaryonun birer parçası

Karp Teknolojik üstünlüğün tek başına yeterli olmadığını; popüler kültür, sosyal medya ve bilgi kirliliğinin tek merkezden kontrol edilmesini. Kitap, derin kuşatma teknikleri, deepfakes, artırılmış sanal gerçekliği merkezi kontrol dışında kalmasının yol açacağı muhalefet ve dezenformasyonun teknolojik cumhuriyet ve Siber Demokrasiye zarar vereceğini söylüyor. Onun içinde Karbon ayak izi ve sosyal kredi sistemi kaçınılmaz. Bu konuda devlet ve teknolojik merkeziyetçiliğin önemine vurgu yapan Karp, Global Reset projesinde nöbeti Harariden devralmış gözüküyor. Bunlara göre Entelektüel aksiyonlar kırılgan ve sisteme karşı kuşkucu bir anlayışla sistemi tıkayabilir. Onun için sistemin temelinde, sosyal bilimcilerden çok Toplum mühendisleri olmalı ve yeni bir toplum düzeni inşa edilmeli. Yeni fikirler ideolojik meydan okumaya dönüşmemeli.

Sonuçta 3 modelden söz ediyor: Amerikan modeli: Şirketlerin liderliğindeki yenilikçilik, Çin modeli: Otoriter dijital imparatorluklar, İngiltere ve AB modeli: Batı’nın teknolojik rönesansı, demokrasi, güvenlik ve teknoloji entegrasyonunu güçlendiren bir model. Sonunda bu modellerin Yapay zekaları yönetecek yapay bilinçle telifi söz konusu olabilir. Bu hedefe yürürken önerilen yöntem ise, AI ve siber güvenliği ulusal güvenliğin önceliği haline getirmek, Hükümet-proje kurumlarında hızlı karar alan, değişen şartlara uyum performansı yüksek yönetim modellerini benimsemek, Kamu-özel sektör, STK iş birliğini artırmak, Etik AI standartları oluşturmak ve dijital okur yazarlığı genişletmek.

Bu kitap aynı zamanda Karp için sanki bir güç gösterisi ve meydan okuma anlamına geliyor. Kitab ilk yayınlandığında New York Times’ın çok satanlar listesinde bir numara olmuş.

Gazze'deki katliamı Palantir üzerinden şeytan uluslararası sistemle birlikte yönetiyor olabilir mi? Neden olmasın. Sahi o zaman “çözüm için Netenyahu ya da Trumpla değil ya Şeytanla masaya oturacaksınız ya da Şeytan’ın İlahlık ve Rablik iddiasını reddedecek ve Allah’ın ipine tutunacaksınız. Herkes safını seçsin. Bir çok İslam ülkesinde devlet ve hükümet başkanları ve parti yöneticilerinin Ağızlarından çıkan sözle, ayağınızın gitti yön aynı değil!

Palantir liderlerin fikrini, zikrini, zaaflarını, kapalı kapılar arkasında fısıldaşarak konuştuklarını, şifreli haberleşmelerini, böyle bir durumda ne yapabilecekleri, ne yapamayacaklarını biliyor. Asıl sorun İsrail’le birlikte İslam ülkelerinin yöneticilerinin zaafiyet, acziyet, korkaklık ve teslimiyetlerinde gizlidir. Oltayı yutan balık yem istemiyor zira! Selam ve dua ile.