Abdurrahman Dilipak
Anlatacakların kendi gözlem ve çevremden edindiğimizlenimlerimdir.. Gördüğüm, siyasiler ve onların etki alanındaki bir çok kurum, kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar. Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, Kalpleri var hissetmiyorlar. İhtirasları, korku ve emelleri akıllarını baskılıyor gibi sanki.
Elips Haber'de yer alan habere göre, Bugün AK Parti %30 altında ve erime devam ediyor. CHP %25 ve erime devam ediyor. DEM, CHP’deki oylarını geri alınca CHP’de %3-5 arası bir kayıp yaşandı. DEM’de %3’lük bir artış var, ama o da konjonktürel. Bundan sonrası için ibre aşağıya doğru bir seyir izleyecek gibi. MHP zaten Sinan Ateş olayından sonra bir türlü iç dengelerini oturtamadı. Ardından Bahçeli’nin sağlık durumu derken Apo konusu Milliyetçi tabanda büyük bir şok yaşanmasına sebeb oldu. Bugün %7 olan oyların yarını “Terörsüz Türkiye” projesinin bundan sonrasının seyrine tabi. İYİ Parti %4, Zafer Partisi, YRP, Anahtar Parti 3-4 arasında. TİP ve diğer 5 parti %1 seviyesinde.
Şunu görelim, kamuoyu araştırmalarında her zaman iktidar lehine 2-3 puanlık bir pozitif ayırımcılık söz konusudur. Bunu bir kenara not etmek gerek.
CHP bu gidişle dağılır. Yolsuzluk dışında kadro denen bir şey de yok. Siyaset üretemiyor. Türkiye’de ciddi bir muhalefet sorunu var. Parti aydınlardan çok iş adamlarının uğrak yeri olmuş. İdeoloji yok. CHP bugün İmamoğlu ve Özgür Özel’in fan kulübü gibi.
Bugünkü CHP “ne Atom bombası, ne Londra konferansı” havasında.. ABD, İngiltere, AB arasına sıkışmış, 19.YY sonrası, savaş yıllarında, Kapitalizmin, Komünizm ve Faşizmin gölgesinde oluşan kavram ve kurumlarla 21.YY’ı açıklama derdinde bir parti., Sonuçta Türkiye’nin en muafazakar partisi CHP..
Bugün aslında Türkiye’de en büyük toplum kesimi, hiçbir partiye güven duymayan kesim. Bunlar %30’un üzerinde. Bunların önemli bir kısmı sandığa gitmeyecek. İptal oy kullanacak olanlar var. Yeni kurulmuş, kurulacak partileri deneyecek olanlar, aday ve bundan sonraki icraatlarına bakacak olanlar var. Genel olarak Erdoğan sonrası AK Parti, İmamoğlu sonrası CHP, Bahçeli sonrası MHP bir gelecek vadetmiyor.
Toplumda öncelik ekonomi, işsizlik, pahalılık sonra adalet, ardından aile ve gençlik, uyuşturucu, fuhuş, Çeteleşme ve Mafya, Rüşvet ve torpil. Ahlaksızlık ciddi bir şikayet konusu. Öte yandan Kültür Bakanlığı himayesinde Karnaval yapılıyor. Agartha Şenlikleri yanında Media’daki ahlak dışı realty Showlar devam ediyor. Epstein benzeri yapıların Türkiye’de de olduğu şüphesi insanların beynini kemiren bir konu. Hatta bir takım çevrelerin Gazze konusunda kınamadan öte bir adım atamamaları, Chabat’ı ağızlarına alamamaları, bu şantaj dosyaları ile ilişkilendiriliyor. Genel olarak halk gelecekten ümitvar değil. İnsanalar çevre felaketleri, savaş tehlikesi, Gazze örneğinde olduğu gibi küresel anlamda adaletsizlik, İslam ülkeleri ve Türk dünyasındaki dağınıklık insanları karamsar hale getirmiş. ABD’de yaşanan siyasi kriz, Epsteinskandalına benzer olayları diğer ülkelerde de yaşanıyor olması ihtimali, insanların siyasete, sermayeye, mediaya, sivil topluma ve cemaaat yapılarına duyulan güveni sarsıyor.
Gazzeye bırakın insani yardımı ekmek – su bile ulaştırılamaması, ekmek ve su dağılıyor diye akın eden insanlara ateş açılarak insanların katledilmeleri, insanların psikolojisini altüst etti.
Bunların üstüne üstlük, İDEF tam bir skandala sebep oldu. İsrail’e silah sağlayan 10 firma İDEF fuarında misafirimizdi. Baykar’ın ortağı Leonardo da İDEF’deydi. Cumhurbaşkanlığının, MSB, TSK ve Sanayi Bakanlığının desteklediği fuara boynunda filistin atkısı olan davetliler içeri alınmazken, kapıda Fuara katılan İsrail firmalarını protesto edenler, yaka paça gözaltına alınıyordu. Hiçbir savcı da çıkıp Fuara katılan İsrail’in silah tedarikçisi firmaların temsilcileri hakkında soruşturma açmadı.
Daha önce de Lahey inisiyatifinin eylem kararını imzalamamıştık. Neyse Fuar sonrası, Salı akşamı imzaladığımız haberi geldi, tabi İsrailli firmalar geldikleri gibi gittikten sonra… Anlaşılan bu yeterli olmamış ki, bir de AB’nin sunduğu, Katar’ın metnin kaleme alınmasında katkı sağladığı, Suudi Arabistan ve Mısır’ın yanında Türkiye ile 16 ülkenin yanı sıra Avrupa Birliği ve Arab Birliği’nin imzasıyla yayınlanan New York Bildirisinde 7 Ekim'de başlayan direnişi kınanıyor, ama UCM'nin kabul ettiği savaş suçu ve suçluların yargılanması ile ilgili bir talebde bulunulmuyor. Saldırı altındaki aç insanları Kushner/Dahlan/Chabaat senaryosunu kabul etmeye çağırılıyor.. Bu vijdansızlıktır. Asla kabul edilemez.. Hamas Cuma'dan Pazar'a herkesi eyleme çağırdı.. Heniye'nin şehadetinin yıldönümü ve "Soykırım ve Tehcir politikalarına karşı eylem" için bir çok ilde eylem hazırlıkları yapılıyordu.
Yahudi inancında “Tişa BeAv” adı verilen özel yas günü de bu yıl 3 Ağustos’a denk geliyor. Her sene bu yas gününde İsrail Mescid-i Aksa’ya saldırdı. Bakalım bu gün ne olacak?
“Filistin’in acısı”yla “Yahudi yas günü” çakışıyor. “Soykırım ve Zorunlu Göçü Reddetme Günü” ile Heniye’nin Şehadetinin anıldığı bir zaman diliminde yaşanan bu olay AK Parti için yeni bir talihsiz gelişme.
Türkiye, BM’de Kassam’ın silahlarını Abbas’a bırakması Hamas’ın yönetimi FKÖ’ye devretmesi isteniyor. Filistin’de tüm yönetimin Mahmud Abbas yönetiminde olması gerektiği vurgulandı. İDEF’in ardından böyle bir karar AK Parti’nin geleneksel tabanında tam bir hüsrana sebeb olmuş olsa gerek. Eş zamanlı bir başka gelişme de, BM'de 25 ülke tarafından yayımlanan İsrail’in Gazze’ye saldırılarını kınayan ortak bildiriyi Türkiye ve Almanya’nın imzalamamasını kendi tabanına anlatması kolay olmayacak. İnşallah AK Parti bir Chabat projesi olan kukla Filistin projesinin garantörü olmak gibi bir yanlışa iza atmaz. İnşallah böyle bir planla “Aksa tufanı” Siyonist emellere kurban edilmez.
Bütün bunlar olurken, “Terörsüz Türkiye” projesinin arkasında bir lobinin olduğu, bunların ABD ile Türkiye’deki Nadir elementler havzası üzerinden pazarlıklar yaptığı ve orman yangınlarının da bu planın bir parçası olduğu iddiaları da buna eklenince, bu kadar dar bir zamanda bu kadar şok edici gelişmeler yaşanınca sokaktaki insanın bunu anlaması, kabul etmesi çok kolay olmayacaktır. Ve bütün bunların siyasi bir faturası olacaktır.
Türkiye’nin sık sık batıya, uluslararası sisteme bağımlılığını ifade eden açıklamaları toplumda artık rahatsızlığa sebep oluyor. İklim yasası, Maden yasası, tarım politikası ayrı bir eleştiri konusu. Cumhur İttifakının TBMM’de her türlü araştırma önergesini engellemesi, insanların sorularına yeterli cevap verilmemesi bir başka rahatsızlık konusu.
Yargı ve eğitim toplumda sürekli tartışılan bir konu.
Toplumda bakanlıklarda, bilim ve politika kurullarında, diğer üst yönetim kadrolarında köklü bir değişim beklentisi var ama bu değişim hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmiyor.
Maalesef birçok yolsuzluk iddiaları konusunda ciddi bir araştırma yok.
Anayasa tartışmaları, Genel Af konusu insanların kafasını karıştırmış durumda, Türklük ve Türkiyelilik yanında Laiklik ve Cumhuriyetin, CHP’nin 6 ok’unda ifadesini bulan temel nitelikleri yine ülke gündemini meşgul eden bir başka konu.
Aslında Türkiye dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik, felsefi ve vijdani kanaat farklılıkları itibarı ile atomize olmuş durumda. Hatta nötralizasyon aşamasını da tamamlamış, Agnostik hale getirilmiş bir toplum. Herkes kendi içinde de bölünmüş durumda.
Türkiye’nin en büyük ilk 3-4 partisinin her biri, kendi içinde 3-4 parçaya bölünmüş bir vaziyette.. Bunların Din, tarih, gelecek tasavvurları da çok farklı. Bugüne ilişkin de sorunları tanımlamaları ve çözüm önerileri birbirinden çok farklı.
Bütün bu siyasal dengeler içinde bir de oportünist, her kaba uyma kabiliyetine sahip, kök hücre tipli politikacılar var. Ve bunlar diğerlerinden daha çok itibar görüyorlar. Bunlar için siyaset bir geçim kaynağı. Burunları çok iyi koku alıyor ve değişen şartlara uyum performansları çok yüksek…
Zaten Türkiye’de Siyasetin finansman sorunu çözülmeden, siyasi partiler ve seçim yasası değişmeden, kuvvetler ayrılığı prensibi ve şeffaflık konusu hukuki bir zemine oturtulmadan tek adam siyaseti ile bu sorun çözülmesi çok zor.
Ah, ah! Neler yaşadı bu insanlar. “Dinlerarası diyalog” diye, insanları diyalogdan soğuttular. Herkes kendi içine kapandı, Demokrasi, Terörsüz Türkiye diye “Barış”tan korkutuluyor bugün. Dün başkanlık sistemini savunurken, Kuvvetler ayrılığı olacak, koalisyonlardan kurtulacağız zannediyorduk, koalisyonlar ittifak adı altında seçimden önce kurulmaya başladı, muhalefet bile koalisyonla ayakta durabiliyor. Kuvvetler ayrılığı bitti, iş tek adam rejimine döndü.. Şimdi anayasa değişikliği sonrası, çıkartılacak af sonrası Adalete de güven kalmayacak. KHK lılar rezaleti bir yandan, bir yandan siyasi tutuklamalar, adalete güven kalmadı. Herkes birbiri ile davalı, herkes sanık. “Terörsüz Türkiye” tartışmaları ile milleti “Barış”tan nefret ettirecekler. Bu arada SDG/PYD’den gelen mesajlar, işlerin hiç de beklendiği gibi gitmediğini gösteriyor. Bunlar silah bırakmayı düşünmüyorlar.
Bütün bunların birer siyasi sonucu olacak. Seçim sath-ı mailine gelindiğinde, bakarsınız o depolitik %30, yeni kurulan kurulacak olan, partiler ve mevcut partilerin seçim ittifakına yönelecek olursak, 1950’de olduğu gibi bütün siyasi dengeler altüst olabilir.
Sağcılık, solculuk, Milliyetçilik, liberali, dindarlık artık halk nazarında bir değer ifade etmiyor. Tüm dünyada böyle bir durum var.. Geleneksel yapılar, kavramlar, kurumlar, kadrolar çöküyor. İlahiyatçıların din üzerinden tartışmaları, siyasetçilerin din üzerinden algı oluşturma çabaları, siyasetin arka bahçesinde yer bulan Cemaat-Tarikatların sermaye ile kurdukları ilişkiler ve bunun beraberinde getirdiği din ve ahlak dışı olaylar insanları dinden de, dindardan da soğuttu. Yoksul halk, nasıl zengin olduğu belli olmayan bir takım çevrelere karşı adeta düşman haline getirildi. Birilerinin zenginliği birilerinin yoksulluğu kadar büyük.
Bugün ülkede tartışılmayan tek bir kurum yok. Kamu kurumlarına güven yerlerde sürünüyor. İktidar kanadı, hep muhalefeti suçluyor. Muhalefet de iktidarı. Kimse kendine dönüp bakmıyor. Özeleştiri yapmıyor. Tünelin ucu görünmüyor, ama bir çıkış yolu, karanlığın en koyu anının, aydınlığa en yakın zaman olduğu gerçeğidir. Sanırım, o “Kaos’dan çıkacak düzen” dedikleri bu olsa gerek. Bulanmadan durulmayacaktı bulandı. Bulanık suda balık avlamak isteyen herkes bulanık suya daldı. Bundan sonra ne olacağını yaşayarak göreceğiz. Tabi burada asıl çözüm, toplum olarak bizlerin aklımızı başımıza toplamamızla ilgili. Zaten değil mi ki, biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek.
Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024