Adil GÜR
Türkiye’de ne zaman sandık gündeme gelse, seçimde hile yapılacak iddiaları hep ortaya atılır. Gerçekten bizim sistemimizde sandıkta hile yapılabilir mi?Bugün bu konuyu ele almaya çalışacağım. Bizim seçim sistemimizde herkesin bildiği gibi gizli oy, aleni tasnif yani sayım söz konusudur. Sandık kurullarına siyasi partiler birer müşahit yani gözlemci gönderirler. Ayrıca oy sayımı sırasında isteyen vatandaşlar sandık görevlilerinin oy sayımını engellemeyecek şekilde izleme hakkına sahiptirler. Zarfı açılan her oy, sandık başkanı ve siyasi partilerin temsilcilerinin gözleri önünde incelenir. Şayet geçersiz değilse yazılması gereken yere yazılır. Tüm oylar sayıldıktan sonra sandık başkanı ve müşahitler tarafından sandık sonucu tutanağı tek tek imzalanır ve birer kopyası siyasi partilerin temsilcilerine verilir. Bir kopya ise sandığın bulunduğu yerde herkesin görebileceği bir yere asılır. Oy pusulalarının yer aldığı torbayı sandık başkanı oy sayım pusulasının bir kopyası ile birlikte İlçe Seçim Kurulu’na götürür. İlçe Seçim Kurulu’nda o ilçeye bağlı diğer sandıklardan gelen sonuçlarla birlikte tüm pusulalar birleştirilir ve sandık sandık mahalle bazlı ve tüm ilçenin sonucu İl Seçim Kurulu’na iletilir. İllerden gelen sonuçlar ise Yüksek Seçim Kurulu tarafından birleştirilerek Türkiye sonucu ilan edilir.
Bu kadar detaylı anlatmamdaki sebep; Oy sayımında en önemli noktanın sandığın olduğu yani ilk sayım tutanağının imzalandığı yerdir. Onun dışındaki yerlerde sadece birleştirme işlemi yapılır.
Öyleyse oy sayımının yapıldığı sandıkta siyasi partiler gözlemci bulundurduğu takdirde asla hile yapmak mümkün değildir. Neden mi?Devir teknoloji devri, sandıktaki parti temsilcileri sandıktan çıkan oy tutanağının bir kopyasını alır,cebine koyar ve o siyasi partinin ilçe teşkilatında tüm tutanaklar birleştirilir. İlçe Seçim Kurulu’nun açıkladığı rakamlar ile arada bir uyumsuzluk tespit edilirse, bunu ispat etmek çok kolaydır ve mümkündür.
Özetle, Türkiye’de kurulan her sandığa siyasi partiler birer gözlemci koyabilirse hile iddiaları yapılamaz bile! Bu söylediklerim, gözlemci olmadığı takdirde mutlaka hile olur anlamına gelmemelidir ama insanın olduğu her yerde suiistimaller olabilir az veya çok…
Gelişmiş bazı ülkelerde olduğu gibi, mektupla veya elektronik ortamda oy kullanmış olsaydık, yapılacak tartışmaları hayal dahi edemiyorum. Anlatmaya çalıştığım, Türkiye’de gerçekten güvenli bir seçim sistemi var. Ama her nedense her seçim döneminde bir sürü iddia ortaya atılır. Çoğunlukla da bu iddiaları, sandıklara görevli dahi gönderemeyen örgütler, teşkilatlar, partiler gündeme getirirler. Halbuki bu iddiaları ispat etmek o kadar kolaydır ki!Halk arasında bir söz var; Oynayamayan gelin yerim dar dermis. Türkiye’de nedense hep kaybedenler tarafından mazeretler üretilir. Halbuki onların mazeret değil çözüm üretmeleri gerekir. Bu kadar basit bir konuda çözüm üretemeyenlerin ülkenin pek çok sorunu ile ilgili çözüm üretmesini beklemek de fazlaca iyimserlik olur.
16 Nisan’a çok az bir zaman kaldı! Yine sandıktan önce veya sonra bu iddiaları gündeme getirecek çevreler olacak. Bu tip iddialarla uğraşmak yerine her sandığa birer temsilci, gözlemci göndermeyi başaranlar, hem sandık güvenliğini sağlamış hem de Türkiye’nin seçiminin ne kadar güvenli olduğunu tüm dünyaya göstermiş, ispat etmiş olacaktır.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.04.2017
9.02.2017
3.02.2017
21.03.2017
13.03.2017
6.02.2017
28.02.2017
26.02.2017
21.02.2017
14.02.2017