Ahmet TAŞGETİREN
AKLA İLK YAZICIOĞLU GELDİ: İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi haberi akmaya başladığı andan itibaren Türkiye’de herkesin Muhsin Yazıcıoğlu’nu da hatırlamaması imkânsız.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun içinde bulunduğu helikopter 25 Mart 2009’da düştü, enkaza 48 saat sonra ulaşılabildi ve “suikast” iddiaları sebebiyle, Meclis araştırmaları vs. de olmasına rağmen dosya henüz kapanmadı. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gazetecilerle sohbeti sırasında “helikopterin beynini keçiler sökmedi ya” gibi bir ifade kullanması suikast iddialarını tetikleyen bir başlangıç oldu, işin bir ucu FETÖ davalarının sanıklarına ulaştı vs… Ama suikast iddiası ne ispatlandı ne de kapandı. Bütün süreç AK Parti iktidarı döneminde yaşandı, aile bu dönemde gerçeğin ortaya çıkmasını bekledi, ama işin karmaşıklığı giderilemedi. Hava şartları evet elverişli değildi, ama enkaza ulaşma sürecinde de, enkazın bulunmasından sonra da yaşananlar kuşkuları hep besledi.
Muhsin Yazıcıoğlu yiğit bir insandı. Mert bir siyasetçiydi. 28 Şubat günlerinde yiğitçe bir duruş sergilemişti. Bugün bir kere daha rahmet diliyorum.
VE YİNE HELİKOPTER KAZASI – BU DEFA REİSİ:
İbrahim Reisi İran’ın Cumhurbaşkanı. İran bölgenin hassas ülkesi. Amerika, Avrupa dahil, bölgenin birçok ülkesi ile sorunlu. En başta İsrail ile deyim yerinde ise kanlı – bıçaklı. Türkiye, İran ile ilişkilerini daima “problemleri azaltarak götürme” çabasında. Problem, bölge planındaki stratejiler ekseninde hep var. Komşu Azerbaycan ile bile sorunlu… İlişkileri Türkiye yumuşatmaya çalışıyor.
“İsrail ile kanlı bıçaklı” tespitine yeniden paragraf açmak gerekirse, bu bilinmiyor değil. İran’ın uranyum geliştirme çalışmaları, dolayısıyla nükleer güç olma hesabı, İsrail’in hedefi durumunda. Bugüne kadar Mossad’ın İran’ın nükleer çalışmalarını yürüten bilim insanlarına karşı suikastlar düzenlediği bilgileri hep medyaya yansıdı. İsrail ile Azerbaycan ilişkilerinin yoğunluğu da İran’ı rahatsız ediyor.
İran’dan yapılan açıklamalar da, -gerçeği yansıtıp yansıtmadığı sorgulansa bile- İsrail’in varlığının hedef alındığı istikametinde… İran’ın, bir yandan da Suriye ve Lübnan’daki örgütler üzerinden İsrail’e karşı “vekalet savaşı” sürdürdüğü biliniyor.
İKİ HELİKOPTER NASIL KURTULDU?
Reisi 19 Mayıs’ta İran-Azerbaycan sınırındaki bir barajın açılış törenine katılıyor. Açılışta Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de var, Reisi ile yan yana fotoğrafları kaza günü ekranlara geldi.
Reisi’nin helikopterinde Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın yanı sıra Doğu Azerbaycan Eyalet Valisi Malik Rahmeti ve Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Ali Haşim de var.
Hava şartları sebebiyle helikopterin enkazına, Türk Akıncı İHA’sının katkısıyla 15 saat sonra ulaşılıyor. Ve ilk bilgiler “enkazda hayat belirtisi yok” oluyor.
Evet, bu İran’ı sarsacak bir hadise. İran gibi bir ülkede böyle bir olayda akla en önce “suikast ihtimali”nin gelmesinden daha tabii bir şey yok. Parmakların İsrail’i göstermesi de beklenir. Böyle sofistike suikastlar Mossad’dan beklenir çünkü. Ancak İsrail, Reisi’nin ölümüyle ilgilerinin bulunmadığını açıkladı.
Ama, tıpkı Yazıcıoğlu’nda olduğu gibi “hava şartlarının bozuk olduğu” gerçeği de var. Her ne kadar, Cumhurbaşkanı’nın helikopterine refakat eden iki ayrı helikopterin yumuşak inişi gerçekleştirebilmesi gibi bir durum da var ise de…
Neden Reisi’nin helikopteri, olumsuz hava şartlarına rağmen diğer helikopterler gibi yumuşak inişi başaramadı, sorusu hep sorulacak ve “Kaza kırım raporu” hassasiyetle beklenecektir. İran asıllı Ortadoğu uzmanı Arif Keskin, tv’lere yaptığı yorumlarda “Bu güzergâhta bir helikopter yolculuğuna kim karar verdiyse kazada onun sorumluluğu var” diyor ve ölümü şüpheli buluyor.
İRAN KARIŞIR MI?
Anadalu Ajansı, İran’ın son 12 yılda nükleer fizik alanında çalışan 7 üst düzey görevlisini suikastlar ve sabotajlarla kaybettiği bilgisini paylaştı. 2022 yılında da “Tahran’ın göbeğinde” İran Devrim Muhafızları Ordusu mensubu Albay Seyyad Hodayi suikastla öldürülmüş.
İran’da en tepede Velayet-i Fakih Ayetullah Ali Hamaney var. O belli ki Reisi’nin hayatını kaybettiği bilgisi ile “İran’da işler aksamaz” diye bir açıklama yaptı. Ancak yine de ölümden sonra olağanüstü hal ilanı gecikmedi.
İran Anayasasına göre 50 gün içinde yeni Cumhurbaşkanı seçimi yapılacak. (Normal seçim 2025 yılındaydı) O zamana kadar da Ali Hamaney’in atamasıyla, birinci cumhurbaşkanı yardımcısı Mohammed Muhbir’ın geçici olarak İran cumhurbaşkanı olması bekleniyor.
Reisi’nin ölümüyle birlikte pek çok sıkıntılı konu tartışma alanına girdi: Mesela Hamaney’in yerine Reisi’nin geçmesi ihtimalinden söz ediliyordu. O ihtimal bittiğine göre şimdi ne olacak? O ihtimalin bitmesi birilerinin işine mi geliyor?
Evet İran’da “Ayetullahlar eksenli” kurulu düzen bir biçimde işliyor. Ama ciddi sancılar da yaşanıyor. Toplumsal gerilimlerin arkası kesilmiyor. 1979’da gerçekleşen devrimden bu yana 45 yıl geçti, hala sistem oturmadı. Bizdeki sancıların bir başka türlüsü de orada yaşanıyor. “İslâm – Toplum – Devlet ilişkisi” durulmadı. Sistem bunu “dış sorunlar”la kamufle etmeye çalışıyor, o yüzden de İran’ın tüm bölge ilişkileri sorunlar yumağı haline geliyor.
İran bugün Cumhurbaşkanı’nı kaybetti. Şu andaki duruma göre bir kaza sonucu da olsa toplumu sarsacağı kesin. Ne diyelim, bölgemiz durulmuyor. İran halkına başsağlığı dileyerek bitirelim yazıyı…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025