Ahmet TAŞGETİREN
Haber dün sadece Hürriyet’te yayınlandı.Başlık şu idi: “Özerklik ilanı ile sonuç elde edilemez.”
Söz Selahattin Demirtaş’a aitti. Berlin’de konuşmuştu. “Şiddeti reddediyoruz” diyordu. “Hendek savaşları kamu güvenliğini tehdit etti ve şiddeti tırmandırdı. Fakat bunları diyalogla çözmek gerekir. Tankla, topla, tüfekle değil” diyordu.
İfadeler, açıkça terör örgütünü suçlayıcı mahiyette değildi. “Kamu güvenliği”nin tehdit edildiğini ifade ederek, bir yerde Başbakan Davutoğlu’nun operasyonların gerekçesi bağlamında “kamu düzeni” hassasiyetine işaret ediyor gibi görünüyordu ama “tehdit”in kimden geldiği konusunda net değildi. “Şiddet tırmandı” dendiğinde, “Hendek savaşları” dendiğinde laf ortada kalıyordu.
Buna rağmen, Demirtaş’ın bu ikircikli dili kullanmakta mazur olduğunu söylemek mümkün. Hendekle ve özerklik ilanı ile hendeğin - barikatın arkasına konulan silah ve bomba ile sonuç alınsa buna itirazı olur muydu, sanmam ama şu anda hendek-barikat-özerklik ilanı politikasının halk nazarında HDP’yi çamura saplaması karşısında böylesi bir şerh düşmesi bile anlam taşıyor.
Gelinen noktada Demirtaş’ın örgüt vesayeti karşısında “siyaset yapabilme ortamı” aradığı açık.
Açıkça “özerklik politikası yanlış” diyemiyor.
Açıkça “PKK terörünü yanlış buluyoruz” diyemiyor.
Açıkça “Hendek-barikat çılgınlıktır” diyemiyor.
Neden?
Çünkü terör örgütünün oluşturduğu vesayet ortamı en çok onları boğuyor.
Yukarda söylediğim gibi terörle sonuç alınsa “Yan canibime koy” diyecekler. Ama çamura saplandı terör politikası. Binlerce Kürt genci kurban verildi ve elde avuçta bir şey yok.
HDP, bu hendek - barikat - özerklik politikasını tartışmış mıydı, o karar verilirken kendisi ile “müzakere” edilmiş miydi, “Biz böyle bir hareketi başlatacağız, ne diyorsunuz?” diye sorulmuş muydu?
Hiçbirinin olduğunu sanmıyorum.
Peki HDP’nin böyle bir eylemden soyutlanamayacağı belli değil miydi?
PKK bu eylemi başlatacak ve HDP bundan hiç etkilenmeyecek, denebilir miydi?
HDP bundan etkilenecekse, böyle bir eylem kararı verilirken azıcık kanaati alınmalı değil miydi?
Ne oldu?
Kandil ya da KCK karar verdi, HDP’ye de ona boyun eğmek düştü.
Asıl silah vesayeti bu değil mi?
Türkiye’de potansiyel askeri vesayet varken, herkes bunu, hukukla sınırlama cesaretini gösterebiliyordu. Netice alınmadığı ve askeri vesayetin fiili hale geldiği de oluyordu ama, o askerler bile, bir an önce gitme vaadiyle devreye giriyorlardı.
PKK’nın hukuku yok.
HDP’nin PKK tehdidi altında politika yaptığı biliniyor. HDP’ye yönelik herhangi bir eleştiri durumunda “Ne yapsınlar, PKK’ya rağmen bir şey yapamazlar” gerekçesi ortaya konuyor.
Acaba bu durumdan rahatsız mı HDP’nin mensupları? Yoksa “PKK’nın siyasi uzantısı olmak”, onların kendilerine misyon olarak belirledikleri şey mi?
Demirtaş’ın, satır aralarında söylemeye çalıştığı şey, eğer bir rahatsızlığın yansıması ise o zaman şu anda güvenlik güçlerinin terörü tasfiye noktasında yaptıklarına teşekkür etmeleri gerekir.
Şu anda bölgede HDP dışındaki tüm siyasi eğilimler ve halk, terörün tasfiyesini canı gönülde istiyor. Çünkü PKK vesayetinin, nasıl nefes aldırmadığını - aldırmayacağını görüyor.
PKK vesayeti bir süre HDP’ye yaramış gözüküyor ama orada da tehlike çanları çalmaya başladı ve HDP, PKK ile birlikte yürümenin, siyaseti de batağa sürükleyeceğini çok net hissediyor.
HDP’nin şu anda kendisine bile itiraf ediyor olmasa dahi, PKK vesayetini ortadan kaldırma adına, terörü kazıyan güvenlik güçlerine şükran duyduğunu tahmin edebiliriz.
Devlet uğraştı, didindi, çözüm süreci ile dağdakileri anne-babalarına canlı olarak teslim etmeye çalıştı. PKK çılgınlaşmasa bu da başarılacaktı ve o zaman bütün Kürt halkı bayram edecekti. HDP akıllı olsa, biraz da cesaretli, çok daha net olur ve PKK’ya “Teslim ol, Kürt çocukları daha fazla ölmesin” diye seslenir. Ne dersiniz buna cesaret edebilir mi?
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025