Ahmet TAŞGETİREN
Bilim kurulu” tecrübesinin benzerini ben “Akil İnsanlar” uygulamasında yaşadım. Kim ne derse desin o uygulama olumluydu. “Kim ne derse desin”i de, uygulamadaki yanlışlarla “Akil insanlar” uygulaması arasında ilişki kurup, faturayı ona kesenler bulunduğu için söylüyorum.
Neydi o proje?
Ülkenin kangrenleşmiş bir sorunu vardı. Terörle iç içe geçmiş “Kürt sorunu.” İster dağda ister şehirde can alıyordu. Asker can veriyordu, dağda militanlar ölüyordu. Her ölen, ülkede bir anne ile bağlantılıydı. Analar ağlıyordu. Anaların ağlamaması için terörün (dolayısıyla terörle mücadelede can kayıplarının) sona ermesi gerekiyordu. Bu arada da “sorun” olarak nitelenen konular halledilecekti.
7 bölge için 7 ayrı grup oluşturuldu. Gruplarda her çevreden soruna kafa yormuş insan vardı. Gruplar alanda çalıştı, insanlarla ilişkiler kurdu, Başbakan ile uzun buluşmalar gerçekleşti. O buluşmalarda her şey -en uç olanlar dahil- konuşuldu. Devlet – toplum ilişkisinde çok canlı bir iletişim zemini oluştu. Her grup kendi bölgesi için rapor yazdı, devlete sundu.
Yanlışlık neredeydi? O zaman çok yazdım: Devletin “çözüm süreci” hatırına (!) teröre göz yummasıydı. Kürt sorununun çözümü ile terörün sonlandırılması arasında kademelenme ilişkisi kurulmasıydı. Dolayısıyla terör örgütüne Kürt sorununun çözümünde pay ayrılmasıydı.
Sonuç olarak yöntem yanlış değildi, devletin uygulamaları dağınıktı.
Bugün:
Salgınla mücadele bağlamında tıp adamlarından bir bilim kurulu oluşturuldu. Toplum, o bela ile mücadelenin bilim kurulunun değerlendirmeleri çerçevesinde yürütüldüğünü görüyor ve bu işin iyi gittiği inancına ulaşıyor. Siyasi irade ile bilim kurulu arasında sağlıklı bir ilişki var. “Emin ellerdeyiz” duygusu, topluma güven veriyor. Onun için de toplum hayatına ilişkin kısıtlamalar genel destek görüyor.
Virüsle ilgili bilim kurulunun kapsayıcılık niteliği itibariyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi bünyesinde oluşturulan “Politika kurulu”nu ikinci plana düşürdüğü de gözleniyor. Belli ki politika kurulu böylesine bir salgınla mücadele için yeterli olmadı.
Burada bilim kurulunu öne geçiren nitelik ne, diye bakıldığında, hem toplumun her kesimine güven vermek amacını güden “çok seslilik”, hem de siyasi iradeden bağımsızlık üzerinde durulabilir. Çünkü salgınla mücadele hem tıbbi bilgi açılımlarını zaruri kılıyor hem de siyasi – ekonomik değerlendirmeleri. Tam da bu noktada çok seslilik ve bağımsızlık önem kazanıyor.
Başka alanlar:
Bugün yaşanan olağanüstü şartlar sebebiyle başka alanlarda da bilim kurullarının oluşturulmasına ihtiyaç olduğu söylenebilir.
Bunlardan birisi hukuk - yargı alanıdır. Öteden beri Türkiye’nin en sancılı alanıdır hukuk – yargı. Ak Parti iktidarları da nerede ise kurulduğu günden bu yana yargı alanında problemlerle iç içedir. “Kumpaslı” günler, 17-25 Aralık günleri, Gezi davaları, 15 Temmuz sonrası operasyonları… Siyasi yargılamalar… Ve bugün cezaevleri kapasite üstü dolduğu için acil hale gelen infaz düzenlemesi tartışmaları… Yargılayanlar sancılı, yargılananlar sancılı, devlet – toplum ilişkileri sancılı. Devletin en yüksek yargı oranı ile ilk derece mahkemeleri arasında adeta savaş var. Bu durumda düzenlemeler karşısında insanların yüreği nasıl durulacak? Nasıl olacak da ceza karşısında “parmak acımayacak?” Şu anda sağlıklı oluşturulmuş bir bilim kurulunun en acil olduğu alandır bana göre yargı alanı.
Benzeri bir bilim kurulu ekonomi için oluşturulabilir. Belli ki virüs salgını, sağlık alanındaki tahribatın benzerini ekonomi alanında oluşturacak. Ve belli ki bu tahribattan herkes farklı boyutta etkilenecek. Bir şey daha belli ki, bu alandaki farklılaşma salgınla mücadelenin tıbbi boyutunu da olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor. Problemlerin, tedbirlerin, öngörülerin ele alındığı bir bilim – siyaset zeminini oluşturmak, siyasi iradenin de ufkunu açacaktır. Bence acildir ekonomi alanındaki bir bilim kurulu. Şu anda bunu medya yapmaya çalışıyor ama onun bölük – pörçük olması son derece tabii. Görüşlerin bir havuzda toplanması bilim kurulu ile sağlanacak olan şey. Evet, acildir.
Bir bilim kurulunun tarım alanında oluşturulması düşünülebilir.
Bir bilim kurulunun dış politika alanında, birisinin hala “Kürt sorunu” alanında, birisinin Din – Toplum – Devlet ilişkileri alanında…
Bunlar, daha müzakereci bir siyaset üslubunun gelişmesine zemin hazırlayacaktır, diye düşünüyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025